Az Bulutlu 14.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Koronavirüs
TRT Haber 28.07.2021 09:56

Aşılama oranındaki düşüş yeni önlemler getirir mi?

Aşılama beklentinin altında kaldı. Yaklaşık 22 milyon kişi aşı olmadı, vaka sayıları ise hızla artıyor. Peki bu durum yeni kısıtlamaları ya da aşı zorunluluğunu gündeme getirir mi?

Aşılama oranındaki düşüş yeni önlemler getirir mi?

Türkiye'de 18 yaşından büyük yaklaşık 22 milyon kişi aşı olmadı, vaka sayıları 20 bine dayandı. Aşı tedariğinin hızlanmasıyla haziran ayında aşılama oranlarında ciddi bir ivme yakalanmıştı. Ancak temmuz ayında bu oran düştü. 17 milyon kişi sırası gelmesine rağmen ikinci doz aşısını olmadı. Kocaeli Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sıla Akhan aşılanma oranlarından aşı karşıtlığına, yeni varyantlardan kısıtlamalara, TRT Haber'in sorularını cevapladı.

Grafik: Şeyma Özkaynak[Grafik: Şeyma Özkaynak]

Bazı gruplara aşı zorunluluğu gelebilir mi?

Türkiye'de birinci ve ikinci doz aşı olanların oranı yüzde 27 civarı... Ancak toplumsal bağışıklık için bu oran yeterli değil. Uzmanlar toplumun yüzde 80'inin aşı olması gerektiğinin altını çiziyor. Prof. Dr. Sıla Akhan, okulların eylül ayında açılabilmesi için belli gruplara aşı zorunluluğu gelebileceği görüşünde.

"Aşı olmayanlar için risk oldukça yüksek. Delta virüsü şu anda muhtemelen yükseliyor ve daha kuvvetli tutunabilen, daha hızlı çoğalabilen bir virüs. Dolayısıyla aşı olmayanlar oldukça savunmasız bir durumdalar. Belli kesimlere aşı zorunluluğu gelebilir diye düşünüyorum. Okulları açacaksak okul içinde görevli olan herkese, servis şoföründen içinde çalışan personele kadar herkesin aşılı olmasına dikkat etmek gerekiyor. Bunun bir kural olması gerekiyor diye düşünüyorum. Çocukların da aşılanmasının gündeme gelmesi gerekir. Okulların açılması için belli gruplarda, belli önceliklerde aşı gündeme gelebilir."

"Aşı çalışmaları iki doza yönelik yapıldı"

İkinci doz aşı hakkı gelmesine rağmen aşı olmayanlar da var. Türkiye'de yaklaşık 17 milyon kişi ikinci doz aşısını olmadı. Ancak tek doz aşı yeterli koruma sağlamıyor.

Foto: Getty[Foto: Getty]

"İkinci dozu olmayanlar ve hiç aşı olmayanların sayısı çok yüksek. Bağışıklıktan bahsedebilmek için iki dozun da olunması gerekiyor ve bu iki dozu olan sayısı çok düşük şu anda toplum genelinde. Bir de 18 yaş altı var dolayısıyla toplumun çok büyük bir kısmında bağışıklıktan söz edebilecek bir durumda değiliz. Ortalıkta çok fazla spekülasyon ve yanlış bilgi dolaşıyor. İnsanlar kararsız kalıyor ya da erteliyorlar ikinci dozlarını. Bu süre bana da çok yüksek geldi. Aslında aşıların en hızlı yapılması gereken bir dönem. Çalışmaların hepsi iki doz üzerinden yapıldı. Bağışıklık iki dozla sağlanıyor. Onun için kendimiz karar verip tek doz bana yeterli diyebilecek bir durumda değiliz. Bunların hepsi bir çalışmaya dayanıyor. Şu anda aşıyla ilgili bir problem yok. Aşıya ulaşmak kolay o yüzden de ikinci dozlarını olabilirler. İki aşı arası sürenin uzatılması ya da hiç olmamak gibi bir opsiyon söz konusu değil. Aşılarını en kısa zamanda tamamlamaları lazım. İlk aşıdan 3 hafta sonra ikinci aşı için uygun bir zaman."

"Yeni varyantlar olabilir"

Bir yanda Delta varyantı, diğer tarafta yeterli aşılamaya ulaşılamaması... Peki yeni varyantlar gündeme gelir mi?

"Vaka sayıları biner biner artıyor... Bin değil, iki bin de artabilir böyle bir döngüye girersek. Bunlara mutlaka bakılması lazım. Delta mı artıyor, Delta Plus mı, yoksa başka bir yere mi evriliyor? Sayı ne kadar artabiliyorsa orada değişim de söz konusu anlamına geliyor. Yani buradan başka bir varyanta da dönüşebilir. Varyantlara açık kapı kalmış oluyor bu şekilde. Aşı bizim elimizdeki en kuvvetli faktör. Aşıyla yüzde yüz korunmuyorsunuz ama yüzde 80- 90 korunuyorsunuz. Virüs buraya bulaşabiliyor, tutunabiliyor. Vücutta zaten hazır bir antikor cevabı var dolayısıyla hafif ya da orta şiddetli geçiriyor kişiler yani ölüm olmuyor ve yoğun bakım ihtiyacı olmuyor. Yani aşı demek, 'Aşı oldum yüzde yüz korunacağım, hiçbir şey yapmayacağım' anlamına gelmiyor. İki doz aşınızı da olursanız, maksimum düzeyde koruyabileceği kadar koruyor. Tabii bu kişiden kişiye de değişiyor ama yüzde 80-90 koruyor. Ama bunun üzerine yine maske ve mesafeye dikkat etmeniz lazım çünkü ortamda virüs yükü çok yüksek. Ortamdaki virüsü yine alabilirsiniz. Ama enfeksiyon yapma ihtimali çok daha düşük. Yine de diğer faktörleri ekleyerek korunmaya devam etmek gerekiyor çünkü dünyada sorun bitmedi.

Vaka sayılarındaki artış kısıtlama getirir mi?

"Temmuzun ortasında dördüncü pike başlamış olduk çok beklenmeyen bir zamanda çünkü biz aslında haziranda çok hızlı bir aşı politikası içine girdik, aşılamaya geçtik, virüsün bulaşması daha az bir ortamdayız ama gene sayıların çok kontrolsüz yükselmesi virüsün aynı zamanda hızlı çoğaldığını yani en azından Delta ya da başka bir yere evrildiğini gösteriyor. O yüzden kısıtlamalar ve maksimum önlemi yapmazsak bu sayının daha da artacağını bilmemiz gerekiyor. Vaka sayısını durdurmak için bütün teşviklerin yapılması için çok önemli bir dönem. Önlem almazsak çok yüksek sayıları tekrar görebiliriz."

"Aşı karşıtlığını anlayamıyorum"

"Aşı o kadar özenle oluşturulan bir şey ki... Sağlıklı kişiye yapılıyor ve sağlıklı kişiyi korumak amaçlı yapılıyor ve kontrollü bir şekilde bütün faz çalışmaları tamamlanarak uygulanıyor. Yani burada bizi sadece aşı enfeksiyondan ne kadar koruyabilir, koruma derecesi nedir, buna bakıyoruz. Yoksa bir zarar vermesin diye bütün çalışmalarda gözleniyor. Aşının nasıl bir zarar vermesi bekleniyor bunu gerçekten anlayamıyorum. Yanlış yönlendirmeler kişileri 'Aşı olmayayım, ben nasılsa korunuyorum' gibi mantığa getiriyor. Halbuki korunmamız mümkün değil. Dünyada böyle bir pandemi varken, virüsün yanımızdaki bir kişide olup olmadığını bilmemiz mümkün değil. Aşılı bir kişi olsa da, onda da virüs olabilir. Onda enfeksiyon yapmaz, belirtisi de olmaz ama bize bulaştırabilir eğer aşı olmadıysak. Böyle yüksek virüs yükünün olduğu ortamda, yani virüs bulduğu her konakta çoğalıyor. Aşısı olmayan kişilerde sonsuz derecede çoğalıyor. Durum böyleyken aşı karşıtlığının nedenini hiçbir şekilde çözemiyoruz. Kronik hastalığı olanların hastalıklarının seyrindeki dengeyi bozmamak için özellikle aşılanması gerek." 

Sıradaki Haber
Ekvador'da 85 kişide Delta varyantı görüldü
Yükleniyor lütfen bekleyiniz