Koronavirüsle mücadele kapsamında başlatılan aşılama çalışmaları başarıyla devam ediyor.
Türkiye'de, şimdiye dek ilk doz aşı olanların sayısı 31 milyonu, iki doz aşılananların sayısı ise 14,5 milyonu geçti.
Bugünden itibaren 18 yaşından gün alan tüm vatandaşlar için aşı randevuları tanımlandı.
Bundan böyle risk grubu, meslek, yaş sınırına bakılmaksızın isteyen herkes aşı olabilecek.
Öte yandan bilim çevrelerinde, dünyada 12 yaş üstü çocuklar ve 20 yaş öncesi gençleri aşılayan ülkelerden elde edilen verilerin değerlendirilerek, bu yaş grubu için aşı dozlarının düşürülmesi veya iki doz arası sürenin uzatılması yönünde görüşler tartışılmaya başlandı.
"Genç erişkinlerde doz azaltılması düşünülebilir"
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, çocuk ve genç erişkin nüfusta daha düşük doz aşılamalara dair çalışmaların sürdüğüne işaret etti.
Yavuz'a göre, çocukların aşılanması ile ilgili çok soru işareti var.
Genç erişkinleri aşılayan ülkeler olduğunu hatırlatan Yavuz, "Oradaki sonuçları gözlüyoruz. Genç erişkinlerde elimizdeki aşıların dozunun fazla gelebileceği ile ilgili görüşler olduğu için, onların güvenlik verileri değerlendirilip belki doz azaltılması düşünülebilir" dedi.
"Büyükleri ne kadar aşılayabilirsek çocuklarda o kadar az enfeksiyon göreceğiz"
Özellikle mRNA aşılarında 20 yaş altı grup ve çocuklar için daha az dozla aşı çalışmalarının yapıldığına da işaret eden Prof. Dr. Yavuz, iki doz arası sürenin de uzatılabileceğini söyledi.
Yavuz, şöyle devam etti:
"Bu çalışmaların çok kısa bir sürede sonuçlarını göreceğiz ve hangi dozlarda daha güvenli bir şekilde bu aşılar kullanılabilecek, bu belirlenecek. Yine ülkemizde de kullanılan CoronaVac aşısı, çocuklarda kullanımı için Çin'de onay aldı. Faz 2 çalışmasını bitirdiler ama henüz yayını okumadık. Sonuçlarını bilmiyoruz. Onların da bir iki ay içinde sonuçları ortaya çıkmış olacak.
Hem mRNA aşılarından hem de CoronaVac aşısında ve diğer bazı aşılarda da çocuk yaş grubundaki çalışmaları devam ediyor. Onları gördükten sonra çocuklar için aşıları Türkiye'de de daha rahatlıkla uygulayabileceğiz. Ama her koşulda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, çocuklar şu an aşılanmayan gruptalar ve onların okuluna gidebilmesi, normal hayatlarına dönebilmesi için öncelikle büyüklerin aşılanması gerekiyor.
İsrail'de büyükler aşılandıktan sonra toplumdaki bağışıklık oranı yüzde 70'lere yaklaştı ve çocuklarda görülen enfeksiyon oranları çok çok azaldı. Yani büyükleri ne kadar aşılayabilirsek çocuklarda o kadar az enfeksiyon göreceğiz."
"Aşılar, yeterince bağışıklık oluşturduğu sürece tüm varyantlarda işe yarar"
Bağışıklık sistemini yeterince uyaran bir aşının bütün varyantlarda etkili olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Yavuz, asıl önemli olanın hatırlatma dozu olduğunu ve bunun da mutant suşlara göre yenilenmiş aşılarla yapılmasa bile koruyuculuk sağlayabileceğini söyleyerek, her yeni varyantta aşıların yenilenmesi mi gerekecek tartışmalarına dair ise şu bilgileri verdi:
"Aşılar, yeterince bağışıklık oluşturduğu sürece tüm varyantlarda işe yarar aslına bakarsanız. O nedenle hatırlatma dozları da yapıldığı zaman, varyantlardaki etkinlik de artacaktır. Ama tabii şu anda araştırılan bir diğer konu da virüsün antijen yapısı değişirse, aşıya bu mutant virüsün antijenini koyarsak acaba daha mı iyi yanıt oluşur?
Onun için de şöyle çalışmalar yapılıyor, yeni aşılara o mutant suşlar konarak diğer mutantlara karşı da etkinliğine bakılıyor. Mesela Beta (Güney Afrika) varyantı kullanarak yapılan çalışmalar var. O varyantla geliştirilen aşıların, diğer bütün varyantlarda da gayet güzel etkili olan bir aşı ortaya çıkıyor. Ama temel nokta, şu anda elimizdeki aşılarla etkili bir yanıt oluşturmak.
Elimizdeki şu an yapmakta olduğumuz mRNA aşıları çift dozda zaten çok etkili bir yanıt oluşturduğu için, büyük oranda varyantlardan da korumuş oluyor. Yani üçüncü dozu yeni varyanta göre üretilmiş aşı olarak da yapsanız, şu andaki aşıdan da rapel dozu yapsanız, bağışık cevabınız arttığı için, varyantlardan da koruyor."
"İngiltere'de Delta varyantı ile hasta olanların yüzde 85'i aşısız nüfustan"
Yavuz, yüksek orandaki aşılamalara rağmen Delta varyantının baskın hale geldiği İngiltere'de vaka sayılarının artmasının asıl nedeninin aşısız grup olduğuna dikkati çekti.
Bir diğer nedenin de İngiltere'de iki aşı dozu arası sürenin 3 aya kadar uzatılması olduğunu vurgulayan Yavuz, şunları söyledi:
"İngiltere'de şöyle bir durum var biliyorsunuz. Orada tek doz aşılayıp arkasından 3 ay geçtikten sonra ikinci dozları yaptılar. Delta varyantına karşı tek doz zaten etkili değil. Bizde öyle bir şey olmayacak. 3 ay uzamayacak iki doz arası, en fazla 6 hafta içinde yapılması planlanıyor. Orada aşıya rağmen Delta varyantının artmasının bir sebebi bu. Ama asıl birinci neden aşısız grup. Çünkü İngiltere'de Delta varyantı ile hasta olanların yüzde 85'i aşısız nüfustan. Dolayısıyla İngiltere her ne kadar çok aşı yapıyor olsa da aşısız gruplar da bu artışta etkili oldu.
Özellikle onlar okulları da açtılar biliyorsunuz. Çocuklarda okullarda pikler görüldü. Hatta çocukları aşılamanın yolları araştırılıyor şu an. Dolayısıyla orada esas olan aşısızlar, ikinci neden de tek doz aşı olması. Temel olarak (iki doz) mRNA aşıları şu anda halen iyi çalışıyor Delta varyantına karşı. Diğer aşılar konusunda emin olamıyoruz, çünkü çalışmalarda henüz mRNA aşılarını gördük" dedi.