Küresel salgın devam ediyor. Dünya genelinde vaka sayısı 64 milyonu aştı, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 1,5 milyona yaklaştı. Dünyanın dört bir yanındaki bilim insanları gecelerini gündüze katıp çözüm yollarını araştırıyor. Yapılan sayısız araştırma sayesinde hastalıkla ilgili her geçen gün yeni bir bilgi elde ediliyor.
Hastalığın ilk günlerinde, bir kişinin koronavirüse yeniden yakalanma olasılığının çok düşük olduğu ifade ediliyordu. Aradan geçen zaman, tecrübe ve edinilen bilgiler ışığında artık tersi söyleniyor. COVID-19’u atlatanların, tekrar hastalanabildiği örnek vakalarla anlaşılmış oldu. Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, görev yaptığı hastanede gözlemlediği vakalardan yola çıkarak yeniden koronavirüse yakalananların oranının yüzde 5 olduğunu söylüyor.
“Antikor seviyesi ve kişinin bağışıklık sistemiyle ilişkili”
Doç. Dr. Ümit Savaşçı, koronavirüsü atlatanların hastalığa tekrar yakalanma olasılığı konusunda şöyle konuşuyor:
“Bu, antikor seviyesi ve kişinin bağışıklık sistemiyle ilişkili. Bağışıklık sistemi iyi çalışmıyorsa, hastalar tekrar enfekte olabiliyor. Çünkü antikor yanıtı düşük oluyor. 3-5 ay sonra hastalıkla tekrar karşılaşabiliyorlar.”
Bu noktada merak edilen, hastalığın tekrarlaması durumunda tıbbi durmun nasıl seyredeceği… Hastanın yaşından bağışıklık sistemine, sağlık geçmişinden yaşam tarzına kadar pek çok faktör bunu etkiliyor. Doç. Dr. Savaşçı, “İkinci kez tekrarlayan vakalar ilk atakta hastanede yattıysa, altta yatan bir hastalığı varsa ve 65 yaşın üzerindeyse daha ağır geçirebiliyor. İlk yakalandığında akciğer kapasitesi azaldıysa, böbrek veya karaciğerinde bir hasar oluştuysa daha ağır bir tabloyla geliyorlar. Hatta yoğun bakımda tedavi görmek zorunda kalıyorlar” diyor.
Tekrar hastalanmam denilmemeli
Koronavirüsü hiçbir belirti göstermeksizin atlatan çok sayıda kişi var. “Asemptomatik olarak adlandırılan bu kişiler de hastalıkla tekrar karşılaşabiliyor” diyen Doç. Dr. Savaşçı, şöyle devam ediyor:
“İlkinde semptom görülmeyen kişiler tekrar yakalandığı zaman yine asemptomatik ya da çok az belirtilerle atlatıyor. Genelde ağır bir tabloyla geçirmiyorlar.”
Ancak klinik tablonun seyri bazı ayrıntılara göre şekilleniyor. Doç. Dr. Savaşçı, “Bu, kişinin ne kadar virüse maruz kaldığı, tedavi görüp görmemesi ve o zamanki bağışıklık durumuyla ilgili. Ama uç örneklerde olabiliyor” şeklinde konuşuyor.
Koronavirüsü geçirenlerin de maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkatle etmesi gerekiyor. Bu konuda rehavete kapılmamak önemli. Çünkü her seferinde ilkinde olduğu kadar şanslı olunmayabiliyor. Doç. Dr. Savaşçı, bu noktada önemli bir uyarı paylaşıyor:
“Koronavirüsü geçirenlerin de aşı olması gerek. Antikor seviyesini yükseltmemiz lazım. ‘Ben geçirdim, bir daha geçirmem’ diye düşünülmesin. Çünkü hastalık her seferinde ayrı bir hasar bırakabilir. Akciğerden tutun kalp krizine, beyin hasarlarından erkeklerde kısırlığa, görmede sıkıntıya kadar pek çok hasar bırakabilir.”