The New York Times gazetesi, yeni tip koronavirüs (COVID-19) ile enfekte olmuş ve dünyanın dört bir yanındaki büyük şehirlerde antikor geliştiren insanların sayısını inceleyen 8 ayrı çalışmanın sonuçlarını derledi. Sonuçlar, bilim insanlarının antikor geliştirmek için nüfusun en az yüzde 60'ına ihtiyaç duyduğuna inandıkları toplum bağışıklığını geliştirmek için hala uzun bir yol olduğunu gösteriyor.
Mayıs başı itibarıyla, COVID-19’un merkezi haline gelen New York sakinlerinin yaklaşık yüzde 19,2'si, Londra'daki insanların yüzde 17,5'i ve Madrid'de yaşayanların yüzde 11,3'ünün antikor geliştirdiği belirtildi.
İlginçtir ki çalışma, bir süre sürü bağışıklığı yöntemini benimseyen İsveç’in başkenti Stockholm’deki insanların sadece yüzde 7,3'ünün 20 Mayıs'tan itibaren antikor geliştirdiğini ortaya koyuyor.
Bu da İsveç’in (sonra İsveç’in yolundan giden İngiltere’nin) karantinayı sınırlamak ve bağışıklık oluşturmak için yaptıklarının çok az etkisi olduğunu gösteriyor.
Bağışıklık sistemi ve antikor ne demek?
Hepimiz, doğal bağışıklık sahibi olarak doğuyoruz. Bağışıklık sistemi (immün sistem), vücuda giren antijen olarak adlandırılan yabancı maddelere karşı antikor üreterek saldırıya geçen ve vücudu koruyan sisteme deniliyor. Antikor ise yabancı maddeleri tespit edip onlara karşı savaşmak için bağışıklık sisteminin ürettiği proteinler.
Daha kısa ifade etmek gerekirse antikor, vücuda giren yabancı maddelere karşı savunma hücrelerinin verdiği yanıt.
Aynı mikropla tekrar karşılaşıldığında bu antikorlar savaşarak bizi hastalıklardan koruyor.
COVID-19 hastalığıyla mücadelede güçlü bir bağışıklık sisteminin önemini yetkililer ve uzmanlar birçok kez vurguladı.
Antikor testi de vücudun bu antikorları üretip üretmediğine bakıyor.
Şimdi bu durum yeni tip koronavirüsle mücadelede gündemde. Antikor tespit edilmesi, o kişinin yüksek ihtimalle COVID-19 hastalığını geçirdiği anlamına geliyor.
Türkiye’de kritik aşama
Türkiye’de de antikor testleri yapılıyor.
İstanbul Tıp Fakültesinde yapılmaya başlanan bu testlerle koronavirüsün geçirilip geçirilmediği yani bağışıklık durumu 30 dakikada ortaya çıkıyor. Ayrıca asemptomatik denilen yani hastalığı belirtisiz geçirenler de belirlenebiliyor.
Ayrıca Kızılay da immün plazma talep edenlerin sayısının sıfıra indiğini belirterek, olası bir ikinci, üçüncü dalga için stok yapmaya başladıklarını açıkladı. Yani virüsü atlatan hastalardan kan plazması toplanarak hazırlık yapılıyor. Amaç, bu yaygın tedavi metodunun kritik durumdaki hastalarda kullanılması.