Ankara Atatürk Sanatoryum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı da olan Özkara, "24 Mart Dünya Tüberküloz Günü" dolayısıyla halk arasında "verem" olarak da bilinen tüberkülozun tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkati çekti.
Dünya genelinde her yıl 10 milyon tüberküloz hastası görüldüğünü fakat bu hastaların ancak yüzde 60-70'ine tanı konulabildiğini vurgulayan Özkara, yılda 1,5 milyon insanın da tüberküloz nedeniyle yaşamını yitirdiğini aktardı.
COVID-19 salgınında insanların sağlık kontrollerini geciktirmesinin tüberküloz teşhis oranlarını da düşürdüğünü anlatan Özkara, 2019'da dünyada 7 milyon kayıtlı ve tedavi edilen hasta bulunmasına karşın bu oranın 2020'de salgınla birlikte 5,8 milyona düştüğüne, birçok hastanın tanı alamadığına işaret etti.
Özkara, tüberkülozun en fazla görüldüğü ülke olan Hindistan'da yılda 2,6 milyon insanın hastalığa yakalandığını ve büyük bölümünün de yaşamını yitirdiğini belirtti.
"Salgınla birlikte tanı alan tüberküloz hasta sayısı yüzde 20 düştü"
Türkiye'nin Sağlık Bakanlığı öncülüğünde tüberkülozla mücadele programını başarıyla uyguladığının altını çizen Özkara, bu çalışmalar sonucunda her yıl tanı alan tüberküloz hasta sayısının yüzde 5 azaldığını ve 2020 kayıtlarına göre 8 bin 900 hastanın bulunduğunu söyledi.
Prof. Dr. Özkara, COVID-19 salgınının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de hastalık tanısıyla ilgili süreçleri olumsuz etkilediğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de tanı alan tüberküloz hasta sayımız her yıl yüzde 5 düşüyordu fakat bu sene yüzde 20 düştü. Dünyada da yüzde 20 düştü. Hindistan'da ise kayıtlı hasta sayısı yüzde 42 azaldı. Eski hasta ve ölüm oranları aynı şekilde devam ediyor ama tanı konan sayısı düşüyor. Çünkü sağlık kuruluşlarına başvuru oranı düşük. Dolayısıyla salgın veremle mücadele programlarını olumsuz etkiledi."
Özkara, Türk Cumhuriyetleri, Afrika ülkeleri, Irak, Somali gibi ülkelerden hastaların da Türkiye'de tedavi olduğunu dile getirdi.
Geçmeyen öksürük ve halsizlikte mutlaka doktora başvurun
Veremin vücutta sinsi bir şekilde ilerlediğini söyleyen Özkara, geçmeyen öksürük, halsizlik, hızlı kilo kaybı gibi belirtilerde mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurulması gerektiğini vurguladı.
Röntgen ve ileri tetkiklerle hastalığın tespit edilebildiğinin altını çizen Özkara, Türkiye'de veremin 6 ay kullanılan ilaçlarla kolaylıkla tedavi edilebildiğine ve tüm tedavi masraflarının da devlet tarafından karşılandığına dikkati çekti.
Özkara, ayrıca hastayla temaslı kişilerin de hızlıca tespit edildiğini ve koruyucu tedavilerin başlatıldığını anlattı.
"COVID-19'un kalıcı ve ciddi etkileri bulunuyor"
Prof. Dr. Şeref Özkara, COVID-19'un verem hastalığı üzerinde doğrudan olumsuz bir etkisinin bulunmadığını belirterek, akciğer üzerindeki uzun dönemli etkilerine ilişkin de şunları kaydetti:
"COVID-19 hastalarımızın önemli bir kısmı iyileşiyor, bir kısmı belli bir zaman içerisinde düzeliyor ama bir kısmında da kalıcı akciğer hasarları olabiliyor. Akciğerlerde damar tıkanıklıklarının yanı sıra akciğer katılaşması ya da interstisyel akciğer hastalıkları ortaya çıkabiliyor.
Bunların önemli bir kısmı düzelse de hastaların bir bölümünde uzun yıllar kalabilecek ciddi hasarlar görüyoruz. Şu anda iki senedir sıkıntıları devam eden, oksijene bağımlı hastalarımız var. Kovid-19'un kalıcı ve ciddi bu tip etkileri bulunuyor. Tanı koyup uygun tedaviyle bu etkileri toparlayabildiğimiz hastalar olduğu gibi ne yazık ki toparlayamadığımız hastalar da var."