Pandemi ile mücadelesinde geçtiğimiz günlerde alınan ‘tam kapanma’ kararıyla yeni bir dönem başlatan Türkiye, bu süreç içerisinde bir yandan vaka sayısının azalmasını, diğer yandan da aşılamaların tüm hızıyla devam edebilmesini hedefliyor.
Kapanmanın etkilerinin rakamlara nasıl yansıyacağı şimdilik net değil ancak eldeki yol haritası tam olarak uygulanabilirse bayram sonrasında daha normal bir hayatın bizleri bekleyebileceği konuşuluyor.
Türkiye için son pik olabilir
Bu konunun ayrıntısına girmeden önce belki kısa bir hatırlatma yapmak gerekiyor. Son dönemlerde en sık duyduğumuz kelimelerden biri pik… Koronavirüsle ilgili rakamlar aktarılırken uzmanların sıklıkla kullandığı bu kelime ‘zirve, doruğa ulaşmak, doruk, en üst sınır, rekor düzeyi, en yoğun, tavan yapmak gibi’ anlamlar taşıyor.
Peki Türkiye, 17 günlük kapanmanın ardından vaka sayılarını daha da düşürürse, bugünlerde yaşadığımız çok yüksek sayılar ülkemiz için ‘son pik’ olabilir mi? Biz de bu sorunun yanıtını Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan’a sorduk.
Prof. Dr. İlhan, ilk olarak Türkiye’nin kısa süre önce günlük 60 bin vaka sayılarına ulaştığını hatırlatıyor.
O süreç için “Neredeyse her gün ‘bugün en yüksek gün olsun ve sonra giderek düşsün rakamlar’ düşüncesindeydik” diyen İlhan, önce 50 binlere, ardından 40 binlere ve bu aralar 30 binin altına düşen vaka sayılarının ne anlama geldiğini de yorumladı.
Kısıtlamaların etkin uygulanması ve aşıların da haziran sonuna kadar 40 yaş üzerine, güz döneminde ise 20 yaş üzerine yapılmaya başlanmasıyla rahatlanabileceğini anlatan Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan’a göre “O zaman kapanma öncesi ulaştığımız rakamlar en büyük pik olarak kayda geçer ve Türkiye en büyük piki geride bırakmış olur” dedi.
Şampiyonluk fiziksel mesafeyi unutturur
Vaka sayılarının düşmesindeki en büyük rolün toplumda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İlhan, yakın zamanda sona erecek müsabakalar ve muhtemel şampiyonluk maçları için de önemli uyarılarda bulundu.
Geçtiğimiz yıl Süper Lig’de Başakşehir’in şampiyonluğa ulaştığını ve taraftar sayısının büyük kulüplere göre daha az olması nedeniyle çok sıkıntı yaşanmadığını anımsatan Necmi İlhan, şöyle devam etti:
“Son günlerde bazı maçlarda binlerce kişinin içeride olduğunu görüyoruz. Mutant virüs konuştuğumuz bu süreçte kesinlikle bunlara çok dikkat etmeliyiz. Maçlarda seyirci olmaması kararına mutlaka uymalıyız.
Öte yandan bu yıl hem Süper Lig’in hem TFF 1. Lig’in sonuna geldik. Şampiyon olmak ya da ligde kalmak için kritik maçlar oynanıyor. Bu maçları insanlar topluca aynı evde izlememeli. Şampiyonluk maçları yasak kapsamındaki tarihlerde oynanacak ancak yine de bazı özel önlemler alınması ya da uygulanan tedbirlerin artırılması gerekebilir.
Unutmayalım ki, şampiyonluk fiziksel mesafeyi unutturur ve yüksek sesle bağırtılar havaya daha fazla partikül saçılmasını, haliyle ortamdaki virüs ihtimalini çok çok artırır. Gönül verdiğimiz takımın mutlu günü bizler için koronaya yakalanıp belki de hayatımızı tehlikeye atacağımız bir gün olmasın.”