Çok Bulutlu 12ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Koronavirüs
TRT Haber 30.04.2020 12:45

Türkiye’nin koronavirüs başarısı tesadüfi değil

Dünyayı kasıp kavuran, Avrupa’yı yıkıp geçen koronavirüs Türkiye’de düşüş eğilimine girdi. TRT Haber’in salgın özel sayfasındaki verileri değerlendiren bilim kurulu üyelerine göre Türkiye’nin başarısı kesinlikle tesadüfi değil.

Türkiye’nin koronavirüs başarısı tesadüfi değil
[Foto: AA]

Çin’de ortaya çıkan ve hemen ardından önce çevre ülkelere ardından dünyanın dört bir yanına yayılan koronavirüs yeni bir küresel düzen ortaya çıkarabilecek kadar etkili bir salgın olarak tarihe geçti.

Dünyanın süper gücü ABD’de hayatını kaybedenlerin morglar yerine soğutucu bölümleri olan özel tırlarda bekletildiği, Avrupa’da hastaların AVM ve fuar alanlarında kurulan geçici alanlarda tedavi edilmeye çalışıldığı bu dönemde Türkiye salgınla mücadelesinde örnek ülkelerden biri oldu.

29 Nisan itibariyle genel duruma ilişkin veriler.[29 Nisan itibariyle genel duruma ilişkin veriler.]

Virüsü nisanda durdurmayı başardık

Dünya genelindeki ve ülkemizdeki durumu anlık veriler, ilişkili grafikler ve ülkelerin karşılaştırmalarının yer aldığı özel bir sayfa ile okuyucularına duyuran TRT Haber, Türkiye’nin bu yolculuğunu bilim insanlarıyla konuştu.

Türkiye’de ilk vaka 11 Mart’ta açıklanmış, 17 Mart’ta ise koronavirüs nedeniyle ilk ölüm gerçekleşmişti. O günden bu yana günlük vaka/test/ölüm rakamları incelendiğinde vaka sayısının en üst noktaya 11 Nisan’da ulaştığı görülüyor. 11 Nisan 2020’de vaka sayısının en yüksek noktaya ulaştı ve 5 bin 138 yeni vaka kayıtlara geçti.

Ülkemizin üzerinde en çok durduğu konulardan biri olan günlük test sayısı ise kademeli olarak arttı. 1 Nisan’da 14 bin 396 olan test sayısı, 12 Nisan’da 35 binin üzerine çıktı, 16-17-18 Nisan’da üst üste 40 bin testin üzerine çıkan Türkiye, süreçteki en yüksek günlük test sayısına 29 Nisan’da ulaştı ve o gün yurt genelinde 43 bin 498 test yapıldı.

Bu dönemde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı ise ilk kez 14 Nisan’da 3 haneli rakamlara ulaştı ve o gün 107 vatandaşımız korona nedeniyle gözlerini yumdu. 19 Nisan’da ölüm oranı en yüksek noktaya ulaştı ve o gün 127 can kaybı yaşandı. Ardından gelen günlerde vaka ve can kaybı grafiği istikrarlı bir şekilde düştü.

Prof. Dr. Tevfik Özlü. Foto: AA[Prof. Dr. Tevfik Özlü. Foto: AA]

Salgın stratejimizin başarısını tüm dünya gördü

Koronavirüsle mücadele için oluşturulan Bilim Kurulu’nun üyelerinden biri olan Prof. Dr. Tevfik Özlü, bu verilerin Türkiye’nin salgınla mücadelesindeki başarısını göstermesi açısından çok önemli olduğunu belirterek, bu başarının tüm dünya tarafından da görüldüğünü vurguladı.

Prof. Dr. Tevfik Özlü’ye göre Türkiye bu süreçte salgını önce geciktirici strateji izledi, zaman kazanıp gerekli hazırlıkları yaptı, dünyadaki deneyimleri gözledi ve virüs ülkemizde ilk görüldüğünde sistem bu döneme artı 1 avantajlı başladı.

Avrupa’ya göre çok daha erken bir dönemde plato elde ettik

Türkiye’nin aldığı tedbirler sayesinde çok da uzun sayılmayacak bir zamanda ‘plato dönemini’ yakaladığını kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Avrupa bu oranlara neredeyse 12’nci haftada ulaştı. Biz ise 5’inci hafta itibarıyla durağanlaşmayı yakaladık. Şimdi de onlardan daha kısa sürede iniş grafiğini başlamış görünüyoruz. Bu verilere göre Türkiye’de salgın daha kontrollü ve daha az hasarlı bir seyir izlemiş olacak” dedi.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, grafiklerdeki aşağı yönlü trendlerin bu şekilde kalabilmesinin önemine işaret ederek, “Hassas ve kırılgan bir dönemdeyiz. İlk atağı durdurduk ama ne yaptıysak aynı şekilde devam etmemiz lazım. Eğer erken gevşeme olursa süreç tekrarlar. Zahmetlerimiz boşa gitmesin, evde kalmak, maske kullanmak, eldiven takmak ve sosyal izolasyona uymak gibi kurallara konsantre olalım. Bunlara uyarsak normalleşme dönemi uzak değil” bilgisini paylaştı.

Türkiye'deki vaka-yoğun bakım-iyileşen ve can kaybını gösteren grafik.[Türkiye'deki vaka-yoğun bakım-iyileşen ve can kaybını gösteren grafik.]

Yoğun bakım sınavını başarıyla geçtik

Koronavirüsün İtalya ve İspanya gibi AB’nin en önemli ülkelerinde sağlık sistemini adeta felç ettiği görüntüler, ülkemizdeki vaka sayılarının artmasıyla birlikte çok sayıda soru işaretini de beraberinde getirmişti. Bu dönemde şüphesiz en çok tartışılan konulardan biri Türkiye’nin yoğun bakım yatak sayısı ve buralarda sağlanan hizmetler, görevli personel ile buralardaki malzeme yeterliliği idi. Alınan tedbirler ve atılan adımlarla bu konuların hiç birinde ciddi bir sıkıntı yaşanmazken, Türkiye koronavirüsle mücadelesinin yoğun bakım ayağını da şimdiye kadar başarıyla tamamladı.

Salgının ilk görüldüğü günden nisan sonuna kadarki dönemde aktif vaka oranı yüzde 58.60, iyileşenlerin sayısı yüzde 37.44, yoğun bakım oranı yüzde 1.34 ve can kaybı ise yüzde 2.62 olarak gerçekleşti.

Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel.[Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel.]

Döngüyü kırdık aşağı yönlü ilerliyoruz

Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, bu sürecin adım adım geliştiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Cinel’e göre önce hastaların hastanelere başvuru sayısı arttı, ardından servisler ve son olarak yoğun bakımlar dolmaya başladı.

Yoğun bakım yatak sayısındaki doluluğun Türkiye’de 19 Nisan’da tepe noktaya ulaştığını anlatan Prof. Dr. Cinel, “19’undaki yoğun bakım tepe noktasını hemen devamındaki günler yaşanan can kayıplarında tepe noktasına ulaşmamız izledi. Sonrasında geri gelmeye başladık ve aşağı yönlü bir grafik yakaladık” dedi.

Bu dönemde entübe hasta sayısında da düşüş gözlendiğini kaydeden Cinel’e göre bununla birlikte hastanelerde rahatlamanın başladığını, yoğun bakım kullanım oranının düştüğünü söyledi.

Grafiğin yukarı yönlü hareket ettiği dönemde Türkiye’nin çok kritik 2 adım attığını hatırlatan Cinel, “Sokağa çıkma kısıtlaması ve hızlıca yatak sayısının artırılması hayati önemdeydi. Bunlar bizim avantajlarımız oldu. Şimdi tıpkı bir düdüklü tencerenin basıncının alınması gibi bir süreç bizi bekliyor. Hafifçe gaz alınmalı ancak tedbirlerden kesinlikle vazgeçmemeliyiz. Sosyal izolasyon ve sokak kısıtlaması sürdükçe sistem daha da rahatlayacak. Yoğun bakım sağlık çalışanları bu süreçte çok yoruldu. Dinlenme süreçleri yavaş yavaş başlayacak. Bizim için en önemli nokta; ilk dalgadan daha büyük bir ikinci dalga ile baş başa kalmamak. Bu nedenle lütfen gevşemeyelim, kurallara uyalım” dedi.

Ülkemizdeki vaka/iyileşen hasta sayısının Nisan dönemi yansıması.[Ülkemizdeki vaka/iyileşen hasta sayısının Nisan dönemi yansıması.]

Vaka sayısı düştü iyileşen sayısı arttı

Türkiye’nin salgınla mücadeledeki en değerli grafiklerden biri de günlük vaka ve iyileşen sayısının yer aldığı tablo oldu.

Nisan ayına 2 bin 148 yeni vaka ve 98 iyileşen hasta ile giren Türkiye, aldığı tedbirler ve hayata geçirdiği uygulamalar sayesinde nisan boyunca bu alanda çok iyi performans sergiledi.

Günlük vaka sayısının 5 bin 138 ile en üst noktaya ulaştığı nisan ayının ikinci yarısından itibaren ülkemiz bu noktada da düşüş trendini yakaladı.

16 Nisan’da 4 bin 801 olan vaka sayısı 18 Nisan’da 3 bin 783’e, 22 Nisan’da 3 bin 83 olan vaka sayısını 25’inde 2 bin 861’e ve hemen ardından 27 Nisan’da 2 bin 131 seviyelerine çekmeyi başaran Türkiye, bu periyotta günlük iyileşen hasta sayısında da sürekli yukarı doğru giden bir ivmeye ulaştı. 29 Nisan’da günlük vaka sayısı 2 bin 936 olarak kayıtlara geçti.

24 Nisan’da bir ilk yaşandı

Takvimler 1 Nisan’ı gösterdiğinde iyileşen hasta sayısı 90 olan Türkiye, bu rakamı 11 Nisan’da 542’ye, 18 Nisan’da bin 822’ye, 24 Nisan’da 3 bin 246’ya ve nihayetinde 29 Nisan’da 5 bin 213’e yükseltmeyi başardı.

Koronavirüsle mücadelemizde 24 Nisan önemli bir dönüm noktası oldu. Bu tarihte Türkiye’de iyileşen hasta sayısı ilk kez yeni vaka sayısından fazla oldu. Bugünün ardından da iyileşen hasta sayısı ve yeni vaka sayısı arasındaki grafik birbirine ters bir düzlem izledi.

Ülkemizdeki vaka artış oranın düşüşü grafiğe böyle yansıdı.[Ülkemizdeki vaka artış oranın düşüşü grafiğe böyle yansıdı.]

Vaka artış hızı baş aşağı

Nisan ayı ortalarında Türkiye salgınla mücadeledeki hazırlık, tedbir ve salgın sürecindeki adımların meyvelerini almaya başladı. Bu durum ülkemizdeki vaka artış hızına da net şekilde yansıdı.

Mart ayının son gününü yüzde 25’e yakın vaka artış hızıyla kapatan Türkiye, diğer ülkelerin aksine 4 gün gibi kısa bir zaman araladığında açıkladığı ilk kapsamlı tedbirleri farklı yaş aralığına yönelik yaptırımlar ve 31 ilde uygulanan sokağa çıkış kısıtlaması gibi hamlelerle güçlendirdi.

Yüzde 25’lik vaka artış hızını 6 Nisan’da 11.63’e, 12 Nisan’da ise ilk kez tek hanelere düşürmeyi başaran Türkiye, 18 Nisan’daki yüzde 4.82’lik başarısını 27 Nisan’da yüzde 1.93 ile taçlandırdı. Nisan 29’da ise vaka test oranı 6.75 olarak gerçekleşti.

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap. Foto: AA[Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap. Foto: AA]

Bu sürecin 3 önemli sacayağı var

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, bu verilerin bir anda kendiliğinden düşmediğine dikkat çekerek, salgınla mücadelenin üç önemli sacayağı olduğunu anlattı.

Türkiye’nin henüz kendi sınırları içinde vaka dahi yokken çok nitelikli bir Bilim Kurulu oluşturduğunu ve çok aktif bir şekilde bu kuruldan faydalandığını söyleyen Prof. Dr. Azap, “Virüsün bize gelişini geciktirdik, diğer ülkelerin iyi taraflarından ve hatalarından dersler çıkardık. Hatasız bir pandemi yönetimi olmaz. Mümkün olan en az hatayla süreci geçirmeniz gerekir. Türkiye salgın öncesince attığı adımlarla bunu sağladı. Virüsün henüz ülkemizde olmadığı dönemlerde yapılanlar sacayağının ilk kısmı” dedi.

Türk doktorları ve hemşireleri son derece nitelikli

“Hastanelerin ve sağlık personelinin bu sürece hazır olması sacayağının ikinci kısmı” diyen Prof. Dr. Alpay Azap, “Türkiye’nin son derece nitelikli hekimleri ve hemşireleri var. Hazırlık döneminde tüm bu kesimler bilgi olarak hazırlandı. Tanı ve tedavi, hasta yönetimi, enfeksiyondan korunma algoritmaları yine bu süreçte hazırlandı ve tüm Türkiye ile paylaşıldı. Yine bu dönemde hastanelerin her anlamda çok yeterli olması bir diğer avantajımız oldu” şeklinde konuştu.

Salgın döneminin en özverili çalışan gruplarının başında hiç şüphesiz sağlık çalışanları geliyor. Foto: AFP.[Salgın döneminin en özverili çalışan gruplarının başında hiç şüphesiz sağlık çalışanları geliyor. Foto: AFP.]

Vatandaşlar sürece ayak uydurdu

Prof. Dr. Alpay Azap, sacayağının üçüncü kısmının vatandaşlar olduğunu kaydederek, bu dönemde sağlanan düşüş trendinde halkın büyük çoğunluğunun kısıtlamalara ve tedbirlere ayak uydurması olduğunun altını çizdi.

Söz konusu alana ilişkin grafikteki değişimlere değinen Azap, “Günlük bazda inişler, çıkışlar yaşanabilir. Bizim için önemli olan dalganın aşağı yönlü olarak devam etmesi. Yeni tespit edilen vakaların sayısı ve genele oranı artsa da bizim üzerinde durduğumuz husus genel trend. Bu nedenle önlemlere sıkıca sarılalım. Japonya ve Singapur gibi ülkelerde erken gevşemenin yeni sorunlara neden olduğunu unutmayalım. Aşı bulunana kadar etkin ilaçlarla ve doğru tedavilerle süreci devam ettireceğiz. Bu dönemde kitle bağışıklığı da elbette olacak. Normalleştikten sonra dahi koronavirüsün artık hayatımızdın bir parçası olduğu gerçeğini kabul etmekte fayda var” şeklinde konuştu.

Entübe hasta sayısı istikrarlı biçimde düştü

Türkiye’nin salgınla mücadelesindeki tüm önemli evrelerin kamuoyuna aktarıldığı TRT Haber koronavirüs özel sayfasında dikkati çeken grafiklerden biri de yoğun bakım ve entübe istatistikleri oldu.

Mart ayı sonunda toplam 847 hasta ile bu verileri nisan ayına taşıyan Türkiye yeni ayın henüz ilk günlerde yoğun bakımdaki ve entübe durumdaki toplam hasta sayısında bin rakamının üzerine çıktı.

9 Nisan’da 1071 entübe/535 yoğun bakım hastası olmak üzere 1552 sayısına ulaşan ülkemiz, 19 Nisan’da bu alandaki tepe noktasına yükseldi. 19 Nisan’da Türkiye genelinde 1031 entübe/891 yoğun bakım hastası vardı ve bu rakamlar toplamda bin 922 hasta anlamına geliyordu.

Bu süreçte başta atılan adımlara birlikte 20 Nisan’dan itibaren bu alandaki düşüş trendi yakalanmış oldu. Takvimler 29 Nisan’ı gösterdiğinde 831 entübe/743 yoğun bakım olmak üzere bu alandaki toplam hasta sayısı bin 574’e düştü.

Entübe hastalar içerisindeki can kaybı incelendiğinde ise Türkiye’de bu oranın 29 Nisan itibariyle yüzde 10.71 seviyelerinde olduğu görüldü.

Nisan ayı genelinde entübe/yoğun bakım hasta sayısı oranları.[Nisan ayı genelinde entübe/yoğun bakım hasta sayısı oranları.]

Kritik vaka ve iyileşen hasta sayısında sevindiren gelişmeler

Koronavirüsle mücadelesinde Türkiye’nin başarısının net şekilde görüldüğü tablolardan biri de ‘kritik vaka oranı’ oldu. 31 Mart’ta yüzde 6.26 olan kritik vaka oranı, alınan tedbirler, uygulanan tedaviler ve sahip olunan imkanlarla sürekli düşüş oranı izledi. Nisan ayının ortasında yüzde 2.62’ye düşen kritik vaka oranı 29 Nisan’a gelindiğinde yüzde 1.34 oldu.

Salgın döneminde üzerinde en çok durulan konulardan biri de hastaların bir an önce iyileşebilmesi için tüm imkanların seferber edilmesiydi. 1 Nisan 2020’de günlük iyileşen sayısı 90 olan Türkiye, 15 Nisan’da günlük 875 hastanın iyileşmesi ile yukarı yönlü bir grafik yakaladı.

Nisan ayında ‘iyileşen hasta’ sayısını sürekli artıran ülkemiz 29 Nisan’da 5 bin 213 hastanın iyileşmesi ile bu alandaki en yüksek sayısına ulaşmış oldu.

Prof. Dr. Yalım Dikmen.[Prof. Dr. Yalım Dikmen.]

Diğer ülkelerden farklı bir süreç izlendi

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yalım Dikmen nisan ortasından itibaren yoğun bakıma gelen hastalarda bir düşüş gözlendiğini belirterek, genel hasta sayısındaki düşüşle benzer bir seyir olduğunu kaydetti.

Türkiye’de bazı tedavilere önceden başlandığı ve bu durumun yoğun bakıma olan ihtiyacı azalttığı yaklaşımının doğru olsa bunun gelecek dönemde ortaya konacak bilimsel çalışmalarla kabul görebileceğine vurgu yapan Yalım, “Yoğun bakıma gelen hasta sayısı ile entübe oranında bir azalma var son günlerde. Tabii burada önemli olan bir husus da bizim hastaları entübe etmeden tedaviyi öncelikli kabul etmemiz. Örneğin İtalya’da doktorlar hastaların erken dönemde entübe edilmesini seçti. Biz ise ülkemizde öyle yapmadık. Hastalarımızı entübe etmeden erken dönemde yoğun bakıma alarak sağlığına kavuşturma yolunu seçtik. Bunun da olumlu yanlarını gördük” dedi.

En büyük avantajımız fedakar yapımız

Prof. Dr. Yalım Dikmen, bu dönemde Türkiye’nin en büyük avantajlarından birinin diğer ülkeleri çok iyi gözlemek olduğunu söyleyerek, “Yoğun bakımda olanları görünce kapasitemizi hemen artırdık ve hazır olduk her şeye. Sistemin çöktüğü ülkeleri görmek bize şansı oldu. Ama tüm bunların ötesinde bir değerimiz var bizim. Bu 45 günlük dönemde doktorundan hemşiresine, temizlik görevlisinden kapısındaki güvenliğe kadar sağlık sisteminde herkes insan üstü bir çaba sarf etti. Bence yabancı ülkelerden en büyük farkımız bu oldu ve bugünkü normalleşmenin de temel yapı taşını bu yaklaşım tarzı oluşturdu” şeklinde konuştu.

Her 1 milyon kişi başına düşen hasta sayısına oranla ülkelerin sıralaması.[Her 1 milyon kişi başına düşen hasta sayısına oranla ülkelerin sıralaması.]

Vaka sayısında çok sayıda ülkenin gerisindeyiz

Koronavirüsle mücadelesi dünyanın dört bir yanından övgü alan Türkiye’nin bu süreçte izlediği stratejilerin bir diğer yansıması da ‘Her 1 milyon kişi başına düşen vaka sayısı’ tablosunda net bir şekilde görüldü.

İspanya’nın 5 bin 67 kişiyle ilk sırayı çektiği listede 4 bin 129 kişi ile Belçika ikinci, 4 bin 102 kişiyle İrlanda üçüncü sırada.

1 milyon kişi başına düşen ölüm sıralamasında ilk 3 sıranın ardından İsviçre, İtalya ve ABD geliyor. Dünyanın önde gelen ülkelerinin 2 bin 500 ve üzeri ortalamada seyrettiği bu tabloda Türkiye bin 394 rakamı ile İngiltere, Almanya, İsrail, Avusturya, Danimarka ve Norveç gibi ülkelerin gerisinde kalmayı başardı.

Can kaybı ortalamamız 37

Aynı şekilde ‘Her 1 milyon kişi başına düşen can kaybı’ grafiğinde de ülkemiz oldukça iyi bir konumda.

Türkiye’nin 347can kaybı ortalamasına sahip olduğu bu veri tablosuna göre Almanya’da bu sayı 77, ABD’de 186, İrlanda’da 241, Fransa’da 369, İtalya’da 458 ve İspanya’da 519.

Dünya genelinde ‘Her 1 milyon kişi başına düşen can kaybı’ ortalamasının en yüksek olduğu ülke ise ortalama 647 can kaybı ile Belçika.

Salgının dünya genelindeki dağılımı.[Salgının dünya genelindeki dağılımı.]

Vaka sayısı 3 milyonun üzerinde

Türkiye her ne kadar salgınla mücadelesinde çok önemli bir virajı başarıyla dönmüş ve koronavirüsü 5 hafta gibi kısa bir sürede kontrol altına almayı başarmış olsa da hastalık riski dünyanın dört bir yanında devam ediyor.

29 Nisan itibarıyla dünya genelinde 3 milyon 230 bine yakın vaka bulunuyor. Bugüne kadar 1 milyon 6 bin 385 kişi iyileşirken, bu tarih itibariyle dünya genelinde can kaybı sayısı ise 228 bin 372 olarak kayıtlara geçti.

* TRT Haber tarafından koronavirüsle ilgili özel olarak hazırlanan ve verileri sürekli güncellenen siteye ulaşmak için lütfen tıklayın!

Sıradaki Haber
ABD'nin Avrupa Komutanlığından Türkiye'ye teşekkür
Yükleniyor lütfen bekleyiniz