Çok Bulutlu 13.1ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Koronavirüs
AA 09.09.2020 13:10

Yoğun bakımda yaşadıklarını anlattı: Ölmek için yalvarıyorsun ama ölemiyorsun

COVID-19 teşhisi konulduktan sonra yoğun bakımda uygulanan ilaç tedavisiyle iyileşen 48 yaşındaki Nedim Kulaoğlu, yaşadığı zorlu süreci unutamıyor.

Yoğun bakımda yaşadıklarını anlattı: Ölmek için yalvarıyorsun ama ölemiyorsun
[Fotoğraf: AA]

Beyoğlu'nda bir tekstil atölyesinde kat sorumlusu olarak çalışan 48 yaşındaki Nedim Kulaoğlu, yeni tip koronavirüsü (COVID-19) teşhisi konulduktan sonra yaklaşık 2 aylık zorlu tedavinin ardından sağlığına kavuştu.

Yaşadığı zorlu süreci anlatan Kulaoğlu, ilk önce öksürük şikayeti yaşadığını ve soğuk algınlığına yakalandığını düşündüğünü daha sonra kaslarında dayanılmaz bir ağrı hissetmesi üzerine hastaneye gittiğini ve testler sonucunda COVID-19'a yakalandığının tespit edildiğini belirtti.

Kulaoğlu, ilk önce doktorların tavsiyesi üzerine evde kendisini karantinaya aldığını ve ilaçlarını kullanmaya başladığını ancak evde karantinadayken yüksek ateş şikayetinin olması üzerine ambulansla hastaneye kaldırıldığını anlattı.

"Hava hortumunu burnundan çıkardılar mı kesinlikle nefes alamıyorsun"

Hastanede normal serviste 4 gün yattığını ve durumunun daha da kötüye gitmesi üzerine yoğun bakıma alındığını kaydeden Kulaoğlu, "Ateşim çok yüksekti, nefes alamama sıkıntım vardı. Yoğun bakımda hava hortumunu burnunuza takıyorlar. Hava hortumunu burnundan çıkardılar mı kesinlikle nefes alamıyorsun. Bir dakika bile duramıyorsun nefessiz." dedi.

"Yüz üstü yatmak gerçekten çok zor"

Kulaoğlu, yoğun bakımda tutulduğu sırada, 10'u solunum cihazına bağlı 12 kişinin daha yattığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yoğun bakımda ağrın var. Belli bir saatte doktor, hemşire geliyor ve ondan sonra kimse yok. Allah ile baş başasın, yüzde 50 ölmeyi bekliyorsun, yüzde 50 kurtulmayı bekliyorsun. Ölmek için yalvarıyorsun ama ölemiyorsun. 'Allah'ım canımı al, artık kurtulayım' diyorsun. Çünkü nefes alamıyorsun artık. Tamamen bitmişsin, o açıdan çok zor. Dışarıdaki insanlar bunun bu kadar zor olduğunu bilse bırak gezmeyi, işe gitmeyi, kafalarını dahi camdan dışarı çıkarmazlar. Bir de 24 saatte ne kadar dayanabilirsen 16 saat, 18 saat yüz üstü yatırıyorlar. Yüz üstü yatmak gerçekten çok zor."

Tedavisi sırasında uyutulmadığı için yoğun bakımda görerek, yaşayarak çok zor zamanlar geçirdiğini ifade eden Kulaoğlu, "Adam orada entübe olmuş yatıyor. 5 dakika sonra bakıyorum, çarşafları almışlar, toplamışlar. Adamı götürmüşler, ölmüş." diye konuştu.

"Çocuğumu anahtar deliğinden izledim"

Nedim Kulaoğlu, yoğun bakımdaki tedavisinin tamamlanmasının ardından tekrar normal servise geçtiğini, bir süre sonra taburcu edildiğini ancak evde 14 gün değil, bir ay süreyle karantinada kaldığını dile getirdi.

Evde kendisini odaya kapattığını ve sadece eşinin maske takarak yemek getirdiğini anlatan Kulaoğlu, şunları kaydetti:

"Küçük çocuğum var 2,5 yaşında. Bir film izlemiştim, savaş filmi. Çocuk dolaba saklanıyordu. Annesini ve babasını vurdular. Çocuk dolapta anahtar deliğinden annesinin ve babasının öldüğünü izledi. Ben de aynen çocuğumu anahtar deliğinden izledim. Evin içerisinde sağa sola gidiyordu. Orada olduğumu kesinlikle çocuğuma söylemedim. O beni görmedi. Sarılma olmadı. Çocuğuma 'ben buradayım' gibi kesinlikle bir kelime dahi söylemedim. Çünkü orada olduğumu hissederse, orada olduğumu anlarsa benim yanıma gelmek isteyecek. Kapıyı açmıyorum zaten devamlı kapı kilitli duruyordu. Çok zor bir süreçten geçtim."

Koronavirüse yakalanmadan önce alkol kullanmadığı ve sigara içmediği için 5 ile 10 kilometre arasında koşabildiğini ifade eden Kulaoğlu, şimdi ise bedeninin yüzde 60'ını kullanabildiğini, iyileşmesine rağmen koşmaktan ziyade hızlı bir şekilde yürümeye başladığında bile nefesinin kesildiğini anlattı.

Hastanede yatarken bütün hayatının gözünün önünden film şeridi gibi geçtiğini, daha sonra iyileşip ilk defa normal nefes aldığında kendisini yeniden doğmuş gibi hissettiğini dile getiren Kulaoğlu, yoğun bakımda doktorların çok zor şartlarda çalıştığını belirterek, tüm sağlık çalışanlarına teşekkür etti.

Bu hastalığın dalga geçilebilecek bir hastalık olmadığını kaydeden Kulaoğlu, insanların maske, mesafe ve temizlik konularına dikkat etmesi gerektiğini sözlerine ekledi. 

Sıradaki Haber
İsrail'de COVID-19 salgınında günlük vaka sayısı 3 bin 500'e yaklaştı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz