Star gazetesi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle "İnanç zaferin müjdecisidir" teması ile sunulan ödüllerin bu yıl sekizincisi düzenlendi.
Prof. Dr. M. Fatih Andı, Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Prof. Dr. Turan Karataş, Dr. Ahmet Murat Özel ve Necip Tosun'dan oluşan jüri, Türkiye'nin edebiyat ve düşünce dünyasında önemli yeri olan isimleri belirledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kısakürek'in şiirleri ve düşüncesiyle büyük bir etki uyandırdığına vurgu yaparak, "Düşünce alanında ortaya koyduğu eserlerle bir neslin düşünce dünyasının oluşumunda büyük etkiler yapan bir fikir adamıydı. Ancak Necip Fazıl'ın milletin kalbinde böylesine derin izler oluşturmasına neden olan özelliğinin, kendisine getirilen sınırları yeterli görmeyen, zor zamanda konuşmaktan çekinmeyen, kendi ülkesinde parya olmayı reddeden cesur bir şahsiyet olmasından kaynaklandığına inanıyorum" dedi.
"Necip Fazıl davası olan bir şairdi"
Bakan Ersoy, Kısakürek'in "Çile", "Bir Adam Yaratmak" ve "Reis Bey" gibi Türk edebiyatına unutulmaz eserler bıraktığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Necip Fazıl, cumhuriyet dönemimizin en üretken edebiyatçılarından biri olmuştur. Fakat o sadece bir şair değildi. O, davası olan bir şairdi. Türk- İslam düşüncesinden aldığı ilhamla nesillere dava şuuru kazandıran, şiirleriyle ruhları, düşünceleriyle de zihinleri doyuran büyük bir fikir işçisiydi. Bu yolun çilelerle dolu bir yol olduğunun o kadar bilincindeydi ki, tüm şiirlerini topladığı eserine 'Çile' adını layık gördü. Bu büyük şaire, bu ülkeye kattığı güzellikler adına müteşekkiriz. Bu nedenle üstat Necip Fazıl'ın edebi, düşünsel ve şahsi mirasının yaşatılmasına katkı sağlaması nedeniyle bu yıl sekizincisi düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri'nde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum."
Ödüle layık görülen isimleri ve jüriyi tebrik eden Ersoy, "Necip Fazıl Ödülü almaya hak kazanan sanatçılarımızın sadece bugünün değil, gelecek kuşakların da ilham kaynağı olacağına yürekten inanıyorum. Bu isimler gelecekte tıpkı Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Teoman Duralı gibi gelecek nesillerin yolunu aydınlatacak kıymetlerimiz olacaktır. Kültür, sanat ve bilim alanında evrensel ölçekte çok kıymetli eserler ortaya koyan ülkemizin bu en nadide şahsiyetleri her türlü iltifata, saygıya ve taltife layıktır" diye konuştu.
Mehmet Nuri Ersoy, geleceğin büyük ve güçlü Türkiye'sinin inşasının sadece ekonomik ve politik alanda değil, kültür ve sanat alanında da ortaya konulacak performansla mümkün olabileceğinin altını çizdi.
"Necip Fazıl Ödüllerini çok önemsediğimizi belirtmek istiyorum"
Kültür sanat alanında verilen eserlerin önemine dikkati çeken Ersoy, şu bilgileri verdi:
"Edebiyatımız, şiirimiz, romanımız, sinemamız ve fikir dünyamızla kısacası sanatın ve düşüncenin her dalında ortaya koyacağımız eserlerle ülkemizi kültürel rekabetin en büyük paydaşlarından biri haline getirmeye büyük bir kararlılık ve ciddiyetle çaba sarf ediyor, etkisi asırları aşan klasik eserlerimizi yabancı dillere çeviriyoruz. Dünyanın dört bir yanında tarihi eserlerimizi ihya ediyor, dilimizi öğretiyor, Türk yapımlarının izlenmesini sağlıyoruz. Türk kültürünü ve sanatını tanıtarak, Türkiye'nin kültürel birikimini farklı coğrafyalara taşıyıp, kültürel diplomasinin güçlenmesini, sağlıklı, aktif ve etkili kullanımını sağlıyoruz. Bu nedenle, kültür ve sanat hayatımıza güç vermesi adına istikrarlı bir şekilde düzenlenen Star Gazetesi Necip Fazıl Ödüllerini çok önemsediğimizi belirtmek istiyorum."
"Hakikatin izini arayanlara seslenmek için yazıyorum"
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak da geçen yıl salgın nedeniyle ödül töreninin gerçekleştirilmediğini aktardı. Albayrak, her yıl ödüllere katkı sunan jüri üyeleriyle Kültür ve Turizm Bakanlığına, Necip Fazıl Kültür ve Araştırma Vakfına, Büyük Doğu Yayınlarına ve Mehmet Kısakürek'e desteklerinden dolayı teşekkür etti.
"Necip Fazıl Şiir Ödülü"nü alan şair Mustafa Aydoğan, kurumsallaşmış ve muteber ödüllerin çoğalması gerektiğini dile getirdi. Aydoğan, ödülünü yıllardır göç yollarında acı çeken göçmenlere, Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Sezai Karakoç ve Rasim Özdenören'e ithaf ettiğini kaydetti.
"Necip Fazıl Hikaye-Roman Ödülü"ne değer görülen yazar Mukadder Gemici ise hakikatin izini arayanlara seslenmek için yazdığına işaret ederek, "Yazarken şunu çok iyi biliyorum; köklerimden beslenmeden göğe varamam. Bunun için inancım, milletim ve memleketim diyorum. İsterim ki onun hikayesini, gerçekliğini, gönül iklimini ve düşüncesini, derdini ve tasasını, ham hayalden uzak ama daima umut içinde yazayım. Ama böyle yazmak hiç de kolay değil" değerlendirmesinde bulundu.
"Necip Fazıl Fikir-Araştırma Ödülü" verilen Prof. Dr. Tahsin Görgün, COVID-19 sebebiyle törene katılamadığı için ödülü oğlu Yusuf Görgün'e takdim edildi. Yusuf Görgün, henüz 4 yaşındayken Kısakürek'in şiirleriyle tanıştığını ve ilk olarak "Sakarya Türküsü"nü ezberlediğini söyledi.
"Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat Ödülü"nü alan yazar Hashim Cabrera'nın ödülü, yazar ve çevirmen Manolya Gürocak'a takdim edildi.
Video konferans aracılığıyla törene katılan Cabrera, "Sanat, düşünce ve maneviyatın bir karışımı olan kültürler arası çalışmalarıma en çok değer verenlerin Türkler olması tesadüf değil. Çünkü Türkiye, tıpkı kendi memleketim Endülüs gibi, kültürlerin ve geleneklerin kaynaştığı bir çanak. Dünya görüşleri ve kıtalar arasında bir köprü, bir karşılama yeri ve kültürler arasının bir örneğidir" ifadelerine yer verdi.
"Bir Müslüman olarak Mevlana'yı okurken ağladım"
Cabrera, henüz Türkiye'yi görmediğini belirterek, "Hoşgörünün, güzelliğin, görkemin bunca örneğini vermiş bir millete karşı büyük bir hayranlık ve sevgi duyuyorum. Bir Müslüman olarak Mevlana'yı okurken ağladım ve Orhan Pamuk'un Osmanlı sanatçılarını tasvir etmesinden çok etkilendim" dedi.
Türk bir sanatçıdan ebru sanatının inceliklerini öğrendiğini de sözlerine ekleyen yazar, İstanbul tekkelerinden tasavvuf üstatlarıyla tanıştığını söyledi.
Hashim Cabrera sözlerini şöyle sürdürdü:
"Allah'ın basit kulundan başka bir şey olmayan, durmadan sahibini arayan, bilmeye, tanımaya, keşfetmeye, en radikal güvencesizlikten kaynağa geri dönmeye ihtiyaç duyan, doğada yaşayan, şehirlerden kaçan bir insanın uzun yılların sessiz ve sabırlı çalışmasını takdir ettiğiniz için teşekkür ederim. Çünkü herkes bunu fark etmiyor. (Çalışmalarım) Önemli olduğu için değil, özgün olduğu için... Çünkü günümüzde özgünlüğe pek değer verilmiyor."
"Necip Fazıl, dava adamının nasıl olması gerektiğini gösterdi"
Başta tasavvuf tarihi olmak üzere İslam ilimleri alanında makale ve kitaplarıyla akademiye ve düşünce dünyasına yol gösterici katkılar sağlayan, öğrenci yetiştiren ve birçok klasik eseri Türkçeye kazandıran Prof. Dr. Süleyman Uludağ, "Necip Fazıl Saygı Ödülü"nün sahibi oldu.
Ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elinden alan 84 yaşındaki Uludağ, Necip Fazıl Kısakürek'in yaşadığı dönemde ezilen halkın sesini dile getirmeye çalıştığını aktararak, "Halkın hislerinin, inançlarının sözcüsü oldu. Necip Fazıl'ın çıkardığı Büyük Doğu dergisini takip etmek, müdavimi olmak, dergiyi severek okumak, okudukça heyecanlanma, ferahlama ve büyük bir rahatlık getirmişti. Büyük Doğu dergisini okuyanlar, Necip Fazıl'ın ne kadar inançlı, sabırlı, cesur olduğunu çok iyi anlar. Çünkü o tarihlerde bunları söylemek kolay bir şey değildi. Onu savcılar takip etmişti. Defalarca mahkemeye çıkmış, bu sebeple defalarca hapishanede yatmıştı" sözlerini kullandı.
Uludağ, Büyük Doğu'nun bir ekol ve okul olduğunu, etkisinin bugüne kadar geldiğini söyleyerek, "Necip Fazıl, bir sanatkar, bir dava adamıydı. Dava adamının nasıl olması gerektiğini yazdığı yazılarla göstermekle kalmadı. Bizzat kendisi, davası uğruna her şeyini feda ederek gösterdi" dedi.
"Necip Fazıl İlk Eserler Ödülleri", yazar Safiye Gölbaş ile Kadir Daniş'e takdim edildi.
Gölbaş, lise döneminde Kısakürek'in eserlerini okuyup, etkilendiğini, bu ödülün de kendisi için bu manada çok anlamlı olduğunu dile getirdi.
Genç yazar Kadir Daniş ise zanaatkar babasının vasıtasıyla Kısakürek ile tanıştığını vurguladı. Okuma-yazmanın önemini kendisine idrak ettirmesinden dolayı ailesine, yol göstericiliğinden dolayı da yazar Güray Süngü'ye teşekkür eden Daniş, "Necip Fazıl'ın eserleri beni sürekli iyiye, doğruya ve güzele sevk etti. Ben de kendi yazdıklarımın okuyanları iyiye, güzele ve doğruya sevk etmesini isterim. Takdir edilmek elbette güzel. Eserlerimi okuyanlara, takdir edenlere şükranlarımı sunarım" diye konuştu.
Oyuncu Cem Uçan, ödül alan isimlerin eserlerinden bazı bölümleri yorumladı. Tören, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.