Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid döneminde inşa edilen ve uzun yıllar İstanbul-Susurluk Irmağı-Uluabat Gölü güzergahında, nehir taşımacılığının dinlenme ve konaklama üslerinden biri olarak ücretsiz hizmet veren Issız Han, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2008'de restore edildi.
49 yıllığına bir turizm işletmesine kiralanan han, şimdi otel olarak yurt içi ve yurt dışından birçok turisti ağırlıyor.
Tarihi taş bina, odaları, şöminesi, mutfağı, dekorasyonu ve atmosferiyle konaklayanları tarihte yolculuğa çıkarıyor.
Osmanlı mutfağının sunulduğu bir restoran
Issız Han İşletme Müdürü Adem Ateş, Issız Han'ın Selçuklu kervansaraylarının mimari özelliklerini taşıyan bir yapı olduğunu söyledi.
Restorasyon çalışmalarının 3 yıl sürdüğünü anlatan Ateş, şunları konuştu.
"Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait bu kervansaray, 49 yıllığına kiralandı. Şimdi 9 odalı bir butik otel olarak kullanılıyor. Otelde Osmanlı mutfağının sunulduğu bir restoran var. Hanın tam ortasındaki alanda şömine bulunuyor. Burada çeşitli organizasyonlar yapılıyor. Hizmete sunulduğu günden beri otelde, yurt dışından birçok misafir konakladı. Genellikle Araplar, İngilizler, Almanlar, Fransızlar ve hatta Koreliler internetten rezervasyonla geliyor."
Ateş, hanın fotoğraf ve video çekimleri için de kullanıldığını belirterek, "Konaklayanların 2018'de uyuduğu, 1394'te uyandığı Issız Han'a gelenler, buraya yakın Kuş Cenneti ve Gölyazı'yı da gezebilir. Hanın önündeki gölde balık tutabilir ve doğa içinde yürüyüş yapabilir" dedi.
Issız Han
Cümle kapısı üzerindeki kemerin içinde yer alan, sülüs hatla yazılmış iki satırlık Arapça kitabeye göre, Balıkesir-Karesi subaşılığı görevinde bulunan ve 1. Kosova Savaşı kumandanlarından Celaleddin Eyne Bey tarafından, 1394-1395 yılında yaptırılan Issız Han, Roma döneminden beri İzmir'den İstanbul'a uzanan yolun önemli bir noktasında bulunuyor.
Issız Han, Bursa gibi büyük bir merkezin yakınında ve işlek bir yol üzerinde bulunmasından dolayı eski tarihlerden itibaren seyyahların uğradıkları ve seyahatnamelerinde bahsettikleri bir yapı.
Avlusuz olarak iri blok kesme taş ve tuğla kullanılarak temiz bir işçilikle inşa edilen yapının iki pencere dışındaki 19 penceresi, ısı kaybını önleme ve güvenliği sağlama amacıyla mazgal şeklinde.
Basit süslemelerin dışında süslemelere rastlanmayan binanın inşasında kullanılan blok taşların yapının yakınındaki Gölyazı harabelerinden alındığı tahmin ediliyor. Duvarların dış yüzünün değişik yerlerinde bulunan bazı mimari parçalar ve üzeri yazılı taşlar ile sütun gövdelerinin de antik yapılardan devşirildiği biliniyor.
Kaynak: AA