Türk Edebiyatı Vakfı'nın kurucusu gazeteci-yazar Ahmet Kabaklı için anma töreni düzenlendi.
Kur'an-ı Kerim okunmasının ardından başlayan anma törenine, Kabaklı'nın ailesi ve sevenlerinin yanı sıra edebiyat dünyasından isimler katıldı.
Törende "Şeyhül Muharririn" unvanını taşıyan Ahmet Kabaklı'nın yeğeni Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat Kabaklı, amcasının kendilerine öncelikle insan ve sonra Müslüman olmayı öğrettiğini belirterek, "Ahmet Kabaklı bize Türk gibi yaşamayı, kısaca adam olmayı öğretti. Ailece ona müteşekkiriz ve yapmak istediği, ideal olarak seçtiği şeylerin peşinden biz de gideceğiz ömrümüzün sonuna kadar" dedi.
"O, Türkiye'nin gerçekten belli bir dönem ışığı olmuştu"
Ahmet Kabaklı'nın yeğeni Türk halk müziği sanatçısı Esat Kabaklı, şunları söyledi:
"Aramızdan ayrılalı 19 yıl olmuş ama sanki dün gibi. Biz onun gösterdiği yolda, bize çizdiği hatlar üzerinde gitmeye çalışan yeğenleriyiz, sevenleriyiz, talebeleriyiz. O, Türkiye'nin gerçekten belli bir dönem ışığı olmuştu. Herkes ondan feyiz alıyordu. Yazdığı kitaplar, makaleler, gazeteler kapışılıyordu. Biz ailece ondan çok razıydık. Allah da ondan razı olsun. Gerçekten Kabaklı Hoca hem Harput hem de İstanbul Beyefendisi'ydi."
Mezarı başındaki anma töreninin ardından Ahmet Kabaklı'nın hayatı ve eserleri Türk Edebiyatı Vakfı'nda düzenlenen panelde ele alındı.
Ahmet Kabaklı kimdir?
"Şeyhül Muharririn" unvanını taşıyan Ahmet Kabaklı, 30 Mayıs 1924'te Elazığ Harput'un Göllübağ'ında doğdu. Babası İmam Ömer Efendi, annesi Münire Hanım olan Kabaklı, çocukluk yıllarını Göllübağ'da geçirdi.
Kabaklı, ilk, orta ve lise tahsilini Elazığ'da yaparken, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkoloji Bölümünde tamamladı.
Daha sonra Diyarbakır ve Manisa liselerinde edebiyat öğretmeni olarak çalışan Kabaklı, 1956 sonbaharında bir yıllık eğitim stajı için Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla Paris'e gitti. Kabaklı, dönüşünde İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsünde edebiyat öğretmenliğine tayin edildi ve 1958-1969 arasında burada öğretmenlik yaptı.
Şeyhül Muharririn olmaya layık görüldü
Kabaklı, 1956'da Tercüman gazetesinin düzenlediği fıkra yarışmasını iki kişiyle birlikte kazandı ve aynı gazetede yazı hayatına başladı.
Aydın'da iken başladığı Ankara Hukuk Fakültesini de 1960'ta bitiren ve kısa bir süre avukatlık yapan Ahmet Kabaklı, 1969'dan itibaren İstanbul Yüksek Öğretmen Okulunda öğretim üyesi olarak çalıştı. Kabaklı, 1974'te emekliye ayrıldı ve ardından Türk Musikisi Devlet Konservatuvarında edebiyat dersleri verdi.
Türk Edebiyatı dergisini 1972'de ve Türk Edebiyatı Vakfını 1978'de kuran Ahmet Kabaklı, Milli Eğitim Bakanlığı ve sivil toplum kuruluşları tarafından 1997'de Şeyhül Muharririn (yazarların üstadı) payesine layık görüldü.
Tercüman gazetesinde 1990'a kadar çalışma hayatına devam eden Kabaklı, 1990'dan sonra da Türkiye gazetesindeki "Gün Işığında" köşesinde makaleler kaleme aldı.
Kabaklı'nın eserleri ise şöyle:
"Kültür Emperyalizmi", "Müslüman Türkiye", "Mabet ve Millet", "Mehmet Akif", "Yunus Emre", "Mevlana", "Bizim Alkibiaadis", "Ecurufya", "Sohbetler 1-2", "Temellerin Duruşması", "Güneydoğu Yakından", "Şiir İncelemeleri", "Doğudan Doğuş", "Türk Edebiyatı", "Temellerin Duruşması", "Kültür Emperyalizmi", "Şairler Sultanı Necip Fazıl", "Şair-i Cihan Nedim", "Şiir İncelemeleri, "Millete Vurulan Canlı Pranga: Bürokrasi", "Alperen", "Devlet Felsefemiz", "Çağlara Hükmedenler", "Türkiye'yi Yoğuranlar", "Sınırların Ötesi", "İstanbul Güldestesi", "Divan Edebiyatı", "Aşık Edebiyatı", "Tasavvuf", "Tarikat", "Edebiyat", "İslamla Kaynaşmış Türk Edebiyatı", "Nazım Hikmet", "Fatih ve İstanbul", "Nerede Ne Yazdı", "Sanat ve Edebiyatımız", "İrfan ve İnsan", "Bu Dünyadan Kimler Geçti", "Ejderha Taşı" (çocuk kitabı), "Tuhaf Bir Serüven" (tercüme), "Şehir Mektupları" (Ahmet Rasim'den sadeleştirme), "Muhayyelat" (Giritli Aziz Efendi'den sadeleştirme).