3. Uluslararası İstanbul Trienali'nde enstalasyon tasarımı sergilenen sanatçı Reza Hemmatirad, "Eğer kurumlar 15 Temmuz'u sanatla aktarmak konusunda halk kadar cesur olmayacaksa, ben onlara da hain der, FETÖ ile aralarında hiçbir fark görmem." dedi.
"İsimsiz" adlı enstalasyon tasarımıyla trienalde sanatseverlerle buluşan sanatçı Hemmatirad, AA muhabirine yaptığı açıklamada İranlı olduğunu ve öğretim görevlisi olduğu Tahran Azad Üniversitesi'ndeki görevinden ayrılarak 15 yıldır Türkiye'de yaşadığını söyledi.
Reza Hemmatirad, dünyada birçok savaş yaşandığına dikkati çekerek, "Tepemize bombalar yağıyor. Bu yüzden çalışmamda bunu anlatacak bir isim bulamadım. Biz İran'da sekiz yıl savaşı yaşadık. Bombaların tepemize nasıl indiğini, bizi her an neler beklediğini çok iyi biliyorum. Şimdi Suriye, Irak, Afganistan ya da diğer coğrafyalarda insanlar neler yaşıyor hissediyorum. Her an ölümü bekliyorsunuz. Tarifi olmayan bir acıdır." diye konuştu.
Sanatçıların dünyada yaşanan savaşlara ilişkin ve trienalin teması olan "yurtsuzlaşma" konularında birçok çalışma yaptığının altını çizen Hemmatirad, "Yapıyorlar ama görülmüyor çünkü sanatçılar bütün dünyada fakir. Yaptığınız işi duyurmak için çaba harcamanız lazım. Suriye, Filistin, Somali, Irak, Doğu Türkistan, Burma gibi yerlerde yaşananlarla ilgili aslında sanatçılar çalışmalar yapıyor." ifadelerini kullandı.
"Bir göç müzemiz yok. Bunu sanatçıdan beklemek abestir"
Hemmatirad, sanat galerilerinin ya da galerisi olan kurumların bu çalışmaları sergilemekte cesaretsiz olduğunu savunarak, şunları kaydetti:
"Kurumlar bu işin altına imza atarsa başına bir iş gelecek diye endişe ediyor. Cesaret edemiyor ya da ticari kaygı duyuyorlar. Mesela benim buradaki çalışmam, sergi bittikten sonra çöpe gidecek. Koyacak başka yer yok. Örneğin bizim bir savaş müzemiz olsaydı oraya koyulabilirdi. Biz Türkiye'de 5 yıldır 3 milyon civarında sığınmacı ağırlıyoruz. Bir göç müzemiz yok. Bunu sanatçıdan beklemek abestir. Parası ve gücü olanlar bu mekanları yaratacak, biz de seve seve iş yapacağız."
Panorama 1453 Müzesi'ni örnek veren Hemmatirad, bu müzenin önemli bir çalışma olduğunu söyleyerek bütün dünyadan insanların burayı gezdiğini aktardı.
Sanatçı, Türkiye'nin çok yakın bir zamanda Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine maruz kaldığına dikkati çekerek, "Yakın tarihte, bir işgal planının ilk gününü yaşadık. 15 Temmuz darbe girişimi. Halk sahip çıkmasaydı çok başka yerlerdeydik. Ben çok nazik, ortadan konuşan bir insan olarak biliniyorum. İran tecrübem de var çünkü. Ancak 16 Temmuz sabahından itibaren, 'Madem 241 kişi kendini tankın altına bu kadar kolay atabiliyorsa, benim bir sanatçı olarak kimseye eyvallahım yok' diyorum. Eğer kurumlar 15 Temmuz'u sanatla aktarmak konusunda halk kadar cesur olmayacaksa, ben onlara da hain der, FETÖ ile aralarında hiçbir fark görmem." değerlendirmesinde bulundu.
İran'dan İngiltere'ye gitmek üzere ayrıldığını söyleyen Hemmatirad, güzel dostluklar kurduğu için Türkiye'de kalmayı tercih ettiğinin altını çizdi.
"Müslüman bir ülkede sanat yapmayı tercih ediyorum"
İran'da sanatını istediği gibi yapamadığını söyleyen Hemmatirad, şöyle devam etti:
"Ekonomi ve konum olarak iyi durumdaydım. Üniversitede hocaydım. Üç ayrı ofise sanat direktörlüğü yapıyordum. Eğer dünya için sanat yapmaya gayret ediyorsanız, İran gibi ülkelerde bunu yapmak zordur. Belli nedenlerden dolayı dünyaya karşı kapalılar. Türkiye benim için İran'dan daha iyi. Amerika ya da Avrupa'ya gitseydim hem ekonomik hem de değer olarak belki daha iyi konumda olurdum ama ben Müslüman bir ülkede sanat yapmayı tercih ediyorum."
Hemmatirad, "İranlı sanatçı" olarak anılmaktan hoşlanmadığını ifade ederek, "Prof. Dr. Nevzat Tarhan bir gün bir konuşmada 'Sanatın kimliği ve pasaportu yok' demişti. Ben şuna da üzülüyorum, Batılı bir sanatçı Türkiye'ye geldiğinde yere göğe sığdırılamıyor ama bu kültürü seven, bir parçası olan bir sanatçı aynı ilgiyi görmüyor. Tuhaflarına gidiyor. Sanatçılar da bu anlamda bir çeşit 'yurtsuzlaşma' yaşıyor. Ben sadece sanatçı olarak anılmak istiyorum." dedi.
Bağımsız Sanat Vakfı tarafından düzenlenen ve küratörlüğünü Hülya Yazıcı'nın üstlendiği trienal, yarın sona erecek.