Ona göre müzik kültürü, Türkiye’nin en önemli miraslarından biri.
31 yaşındaki Emre Dayıoğlu, Antalya’nın Kaş ilçesinde müzik öğretmeni. Okuldan arta kalan zamanlarında köy köy geziyor, derleme çalışmalar yapıyor. Onun amacı Türk Halk Müziği’ni dünyaya tanıtmak ve yaşatmak.
Emre öğretmenin müzik macerası çocukken başladı. En çok yöresel müzik ilgisini çekiyordu. Öğretmen annesi ve babası, müziğin her türünü dinleme imkanı sağladı ona.
“Bu durum bana, müziğe yerelden evrensele uzanan bir bakış açısı sağladı. Sonrasında ortaokulda ve lisede etkinliklerde saz çalıp türkü söylüyordum. Kendimce besteler yapıyordum. Fakat aklım hep Anadolu’nun kadim müziğindeydi.”
Binlerce “müzik çiçeği” topladı
Emre öğretmen ortaokul yıllarında kendine bir hedef koydu…
Türkiye’yi köy köy gezmek, yerel müzikleri kaydetmek, halk sanatçılarından halk müziğinin özünü doğru bir şekilde öğrenebilmek ve sonrasında da tüm dünyaya tanıtabilmek.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinde Müzik Öğretmenliği okuyan Emre Dayıoğlu, 2012’de Elmalı Bayralar Köyü Durmuş Yener Ortaokuluna atandı. 2015 yılından beri de Kaş Turan Erdoğan Yılmaz Fen Lisesinde müzik öğretmenliği yapıyor.
“Ülkemizin ortak paydada rahatlıkla buluşabildiği bir olgudur halk müziğimiz” diyen Emre öğretmen, ortaokuldaki hedefini gerçekleştiriyor.
Bunun için önce ufak bir kamera aldı. Sonra da halk sanatçılarından onun deyimiyle “öz müziğimizi” öğrenebilmek için düştü yollara. Binlerce insanla tanıştı.
“Binlerce müzik çiçeği topladım diyebilirim Anadolu coğrafyasında.”
Sosyal medya hesaplarından daha çok insana ulaşıyor
Emre Dayıoğlu daha fazla insana ulaşmak isteyince de öğrencileri, yaptıklarını sosyal medyada paylaşması fikrini verdi. Şimdiyse farklı sosyal medya platformlarından Anadolu halkıyla yaptığı müzik sohbetlerini paylaşıyor.
İlk başta köy köy gezerek öğrendiği müziklere binlerce, on binlerce insanın ilgi duymasından çok mutlu oldu. Emre öğretmen hissettiklerini ise şöyle anlatıyor:
“Kendi kültürümüzü sevmemiz beni dünyanın en gururlu insanı yaptı. Sosyal medya sayesinde ufak da olsa halk müziğinin tanıtımına katkı sağlayabiliyorsam ne mutlu bana. Tabii ki özellikle genç kuşaktan gelen yoğun ilgi de çok önemli. Gençlerimize, küçüklerimize, miniklerimize müzik kültürümüzü aktarabilmeliyiz ki onlar da ilgi duysunlar, çalsınlar, söylesinler.”
8 yılda sayısız türkü biriktirdi
Emre öğretmenin amacı, Türkiye’de gidilmedik köy, kaydedilmedik halk müziği bırakmamak. Dayıoğlu, bugüne kadar Akdeniz ve Ege’nin birçok köyü olmak üzere İç Anadolu ve Marmara’nın da ufak tefek köylerine gitti.
“Türkiye’nin her yöresi olağanüstü bir müzik zenginliğine sahip. Bu zenginlik benim gönlümün en hassas yerinde. Kim bilir, belki ileride tüm Türkiye'yi gezerek 81 ilimizde de müzikler kaydedebilen biri olurum.”
Her gittiği köyde en az 400 sayfalık bir Türkiye romanı okuduğunu hissediyor Emre Dayıoğlu. Her seferinde hayatı yeniden öğrendiğini düşünüyor.
“İnsanlar o kadar samimi ve o kadar gönüllü ki… Köylere gittiğimde değer veriyorlar, müziklerini bana sunuyorlar. Hayatımın çoğu köylerde geçti. Zaten annem babam öğretmen olduğu için köylerde yaşadık. Düşünsenize yeni insanlarla tanışıyorsunuz ilk kez. Ama sanki onları yıllardır tanıyorsunuz. Var mı bundan değerli kıymetli bir duygu? On binlerce akrabam var artık köylerde. Müzik bağımız çok sıkı. Bu güzel insanların ürettikleri müzikler de toprak kokuyor, Türkiye kokuyor. Daha ne olsun... Halk müziğimize aşık olmamak mümkün değil.”
O, köylerimizin sesini duyurmak, kültürümüzü yaşatmak istiyor. Müzik onun için bir iş değil, yaşam biçimi.
8 yıldır sayısız türkü biriktirdiğini söyleyen Emre öğretmenin bundan sonraki hedefi ise, köylerde karşılaştığı hikayeleri ve müzikleri bir programla daha çok insana ulaştırmak.