Her kadim toprağın binlerce yıl öncesinden bugüne adını duyurduğu bir üretimi olmuştur. Fakat çok az kent, antik çağlardan bu yana aynı işi yapıyor. Türkiye’de henüz benzerini bulamadığımız bu durum, Denizli’de karşımıza çıktı...
Denizli, en eski buluntulara göre tam 7 bin yıldır tekstille uğraşıyor. Öyle ki, günümüzde hala şehre en büyük para giriş çıkışları tekstilden sağlanıyor. Tekstil üretimi yapan tek il değil elbette ama, tekstille bir kültür oluşturma yolundan geçmiş tek il diyebiliriz. Ayrıca, yolu Denizli’ye düşenin mutlaka bir tekstil ürününe gözü çarpmıştır.
Antik dönemde de, Denizli ve çevresindeki zenginliğin ana kaynağı tekstil, ve buna bağlı olarak gelişen ticaret. Antik dünyanın en önemli konfeksiyon merkezi, Denizli'de yer alan Laodikeia Antik Kenti’ydi.
Bu bölgede üretilen kumaşları alabilmek bir prestij sembolü olarak görülürdü. Kumaşlar, kişinin zevki ve yılın modasına göre dikilip, tüketicinin beğenisine sunulurdu.
Laodikeia’da binlerce yıllık kumaş bulundu
Dokumacılıkta kullanılan araçlar ve Laodikeia’da da yer alan ilk dokuma kumaş buluntuları dokuma tarihinin antik çağlara dayandığının kanıtı oldu.
Giyinme gereksinimi, örtünme ve dış etkilere karşı korunmak amacıyla doğdu. Zaman içinde değişen ihtiyaçlar, farklı olma arzusu ve iklim koşulları, insanları giyebilecekleri daha uygun giysiler aramaya yönlendirmiş olmalı ki; yün ve pamuktan iplik, iplikten dokuma döngüsüyle zorlu bir üretim oluşmuş.
7 bin yıl öncesine ait dokuma tezgahı parçaları
Önceleri Denizli'nin tekstil geçmişi 2 binli yıllara dayandırılıyordu. Ancak Laodikeia Antik Kenti kazısında 7 bin yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen dokuma tezgahı parçaları bulundu.
Laodikeia’nın zenginliği tüm antik dünyada dillere destan oldu. Bu zenginliğin en büyük kaynağı, yetiştirdikleri kuzguni renkli bir koyun türü ve bu koyunların yününden sağlanan ipliklerdi. Daha sonra bu durum Elde edilen iplikler, ahşap dokuma tezgahlarında birleştirilerek kumaş haline getirilirdi.
Dokumacılık kültürü, arkeologlara göre tarih öncesi devirlerde birçok uygarlıkta hayat bulup sanata dönüştü.
Fabrika kentin boyahanesi
Laodikeia Antik Kenti’ndeki kazılarda ortaya çıkarılan boyahane de bu üretimin kanıtlarından birisi. Kent yerleşkesinde ciddi bir üretim yapıldığı, sadece iplik ve kumaş boyanması için ayrı bir bina inşa edilmesinden belli oluyor.
Pamuk tarlalarından veya koyunların yününden elde edilen iplikler bu boyahaneye getirilip doğal olarak elde edilen kumaş boyalarıyla renklendirilirdi.
Yerleşkenin kuzey bölümünde yer alan bu boyahane 2005 yılında yapılan çalışmalarda ortaya çıkarıldı fakat restorasyonu büyük bir uğraş gerektirdiği için ilgilenileceği zamana kadar tahribat oluşmaması için tekrar üzeri kapatıldı.
Denizli bölgesi, özellikle M.S. 2.-3.yy'larda gelişme yönünden altın çağını yaşamış, kentte dokunan kumaşlar İtalya'ya kadar ihraç edilmişti. Tekstil ürünlerinin üretilmesi ve boyanması, halı kilim dokuma yönünden Hierapolis, Laodikeia ve Colossai kentleri antik dönemin fabrikası görünümünde.
Laodikeia kumaşlarının namı Fransa’da
Fransa’nın Lion kentinde arkeologların bulduğu bir tüccarın mezar yazıtında “Burada Laodikeia kumaşlarını satan tüccar yatmaktadır” yazılmış. Bu da bize Fransız bir tüccarın bu ürünleri satmaktan gurur duyduğunu gösterir.
Antik dönemde Menderes rotası daha çok ticaret yolu olarak önemlidir. Bu yol iç kısımlardan Efes limanına ticaret hacmini taşır.
Grekçe bir yazıtta Hierapolis'te üretilen dokuma ürünlerini Efes limanına götürdüğü ve buradan Akdeniz ülkelerine sevk edildiği anlatılıyor.
Tüccar Flavia Zeuxis, Hierapolis’te üretilen dokuma ürünlerini (Halı, Kilim, Kumaş vb.) Efes limanına götürdüğünü ve buradan gemilerle Akdeniz havzası ülkelerine sevk ettiğini bu seyahatler sırasında İtalya’da Malia burnunu 72 kez dolaştığını anlatır. Bu yazıttan ticari işlerin ne denli yoğun geliştiğini anlamak mümkün…
1800’lü yıllarında Vadi kentlerinde detaylı araştırmalar yapan W. M. Ramsay, antik dönemde Laodikeia`nın bir tekstil merkezi olmasına rağmen, bunun yerini Kadıköy (Şimdiki adıyla Babadağ) ve Buldan’ın aldığını anlatıyor.
Ramsay, Babadağ’da her evde tezgahlarda dokuma yapıldığından söz etmiştir. Bugün Denizli`de en başta Babadağ olmak üzere, tekstil merkezi Buldan ve Kızılcabölük olarak bilinir.
Genç Osman’ın Laodikeia gömlekleri giydiği biliniyor
Osmanlı döneminde de bu bölge, antik dönemde olduğu gibi tekstil üretimiyle kendini duyurmaya devam etti.
Bu dönemde Babadağ, Buldan ve Kızılcabölük dokumalarının ünü her yerde duyulmuştur. Osmanlı Sarayı dahi, Buldan dokumalarını tercih etmiş, Genç Osman’ın gömlekleri burada dokunmuştur.
Laodikeia kumaşları hala üretiliyor
Antik çağda meşhur olan Laodikeia iplikleri, günümüzde geleneksel yöntem dokuma ile üretilmeye devam ediyor. Bu özel iplikler en yakın olan ürünler, Denizli’de üretilerek çevre ilçe ve şehirlerde Buldan Bezi, Dasdar vb. isimlerle hala ilgi çekiyor.
Günümüzde de Denizli, tekstil üretiminin artarak devam ettiği bir ihracat merkezi konumunda. Tabii şimdilerde işler daha da büyük çaplı organize sanayi bölgelerinde, dev fabrikalarda yürütülüyor. Denizli, tekstil alanında dünya çapında ulaştığı başarısını, 7 bin yıllık köklü geçmişine borçlu.
185 ülkede Denizli ürünleri
Antik dönemde olduğu gibi, bugün de tüm dünyaya Denizli üretimi tekstil ürünleri ihraç ediliyor. 2022 yılında Denizli'den 185 ülkeye ihracat yapıldı. En çok ihracat gerçekleştirilen ülke ise 624 milyon dolarla İngiltere oldu.
Bugün dünyanın her bir ülkesinde ‘Made in Denizli’ etiketini görmek mümkün...