Cumhuriyetin 98'inci yılında İstanbul Taksim meydanı dev bir esere kavuştu. İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM) yepyeni yüzüyle hizmet vermeye başladı.
Bir zamanlar yenilenmesine karşı çıkılan, eylem yapılan AKM, artık modern mimarisiyle sanatseverlerin hizmetine sunuldu.
Atatürk Kültür Merkezi'nin yapımı 2,5 yıl sürdü. Adeta küllerinden yeniden doğdu.
AKM'nin açılış kurdelesini, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Başkanvekili Celal Adan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ve bazı katılımcılar kesti.
Açılış törenine, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da katıldı.
Taksim Meydanı ve çevresindeki yollarda çok sayıda vatandaş, töreni meydana kurulan dev ekranlardan izledi.
Yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubu da töreni takip etti.
Yenilenen AKM hakkında
10 Şubat 2019'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın temelini attığı AKM, 2,5 yılda tamamlandı.
AKM'nin girişinde yer alan opera küresi, 15 bin özel el yapımı kırmızı seramik kullanılarak yapıldı.
Binanın cephe tasarımında gün ışığından maksimum verim alınması hedeflenirken, çevreci bir anlayışla yeşil çatı sistemi yapıldı.
Yeni AKM'de bulunan büyük salon olarak adlandırılan opera salonu yaklaşık 4 bin 500 metrekare fuaye alanına ve 2040 kapasiteli salona sahip. Salonun sahnesindeki çukur ise 118 kişilik dev bir orkestrayı alabilecek büyüklükte.
Sahne mekaniği ve sistemleri dünyanın en önde gelen teknolojisine sahip olup, 65 metre sahne derinliğinde, 4 ana sahne asansörü yan ve arka sahnelerde 13 kompansatör asansörü ve üzerlerinde yer alacak 4 hareketli vagondan oluşuyor. Ayrıca ana sahne üzerinde 1 adet döner sahne vagonu yer alıyor. AKM'nin bütün salonları akustik, ses, ışık ve görüntü sistemleri olarak en üst seviyede malzemelerle donatıldı.
Ayrıca AKM'deki salonların hepsi akustik olarak dizayn edilerek kurulacak orkestra kabuğu ile konser verilmesine de olanak sağlıyor.
Eski AKM'deki seramik sanatçısı Sadi Diren duvarı da hatırasını korumak adına aslına uygun şekilde yapılan merkezde, yine eski binanın opera fuayesindeki döner merdiven aslına uygun inşa edildi.
5 bloktan oluşan ve 30 bin metrekare arsa üzerine kurulu AKM, 95 bin metrekare kapalı alana sahip.
AKM'de 48 bin 705 metrekare büyüklüğünde 4 bodrum, sahne, kulis odaları, fuaye alanları, atölye ve depo alanları, bale çalışma salonları, solist ve orkestra çalışma odaları, kayıt stüdyosu ve prova salonları, sanat galerileri, sergi salonları ve millet kıraathaneleri yer alıyor.
Ayrıca AKM'de yapılan prova salonları, kayıt stüdyosu ve solist ve orkestra çalışma odaları akustik olarak modern bir şekilde dizayn edildi.
Projenin içinde Kültür Sokağı da bulunuyor
AKM projesinin içerisinde yer alan Kültür Sokağı'nda sanat galerisi, sinema, restoran, kafe, kitap kafe, çocuk sanat merkezi, müzik platformu, kütüphane, tasarım dükkanı ve çok amaçlı salon da bulunuyor.
AKM projesinin bir diğer önemli yanı da Taksim Meydanı'ndan İTÜ Taşkışla Fakültesi ile Atatürk Kitaplığına bağlanarak bölgeye 24 saat yaşayan bir alanı da kazandırdı.
AKM sanatseverlerle buluştu
Açılış gecesine katılan oyuncu Ali Nuri Türkoğlu, Sinan operasının gösterimi öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, AKM'nin açılışı nedeniyle çok mutlu olduğunu belirterek, buranın sembolik bir yer olduğunu söyledi.
AKM'nin yapımı aşamasında çeşitli tartışmalar yaşandığını belirten Türkoğlu, "Bir sürü tartışma oldu vaktiyle. Olacak mı, nasıl olacak acaba gibi. Eskisinden çok daha güzel görünüyor." değerlendirmesini yaptı.
Türkoğlu, AKM'nin açılışını çok önemsediğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Şu anda çok ehemmiyetli bir hadise gerçekleşiyor. Olağanüstü büyüklükte ve güzellikte bir salon, içinin daha fazla manayla dolmasını diliyorum. İçerik, içerik, içerik, en önemli şey o. Kültürümüz bununla beraber var olacak. Biz de ileride torunlarımıza 'Bak oranın yapımına ve yenilenmesine şahit olduk. Sen de şimdi burada opera, oyun, müzikal izliyorsun' diyeceğiz. O manada önemli bir hadise."
"Akif oyununu oynamak istiyorum"
Oyuncu Ahmet Yenilmez de AKM'nin sanat hayatına kazandırılmasından duyduğu memnuniyete ilişkin, "Allah'a hamdolsun ki dini, dili, ırkı ne olursa olsun dünyada ne kadar mazlum varsa ona uzanan el olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti 98 yaşında. Bir asırlık yaş gününe de böyle müstesna bir eserle girecek. Düşünsenize 100. yılda acaba bunun içerisinde neler sahnelenecek, hangi hikayeler anlatılacak? Ben öncelikle emeği geçenlerden Allah razı olsun diyorum. Önceki binamızı yapanlardan da Allah razı olsun." dedi.
Şehirlerin bu tür binalarla donatılması gerektiğini vurgulayan Yenilmez, şunları anlattı:
"Gelişmişliğin ölçütü artık değişti yani artık kişi başına düşen elektrik tüketimi, dolar veya avro değil, kişi başına düşen tiyatro bileti, konser bileti, roman, kitap, dergi vs. önemli. Dijital çağda yerimizi daha güçlü bir şekilde alabilmemiz için ki bunun tek bir şartı var; aidiyet ve mensubiyet duygusu yüksek olan bir millet ancak orada yer alacaktır. Binalarla, kültür merkezlerimizle şehirlerimizi donatmak zorundayız. İnsanlarımızın da artık evlatlarını daha başarılı olmalarını sağlamak için buralara getirmeleri gerekir."
Yenilmez, AKM'de oyun sahnelemek istediğinin altını çizerek, "Akif oyununu oynamak istiyorum. Bayrağı gördüm. Akif’i burada oynamak istiyorum." dedi.
"İçinin muhteşem eserlerle doldurulması lazım''
Yönetmen, senarist ve yapımcı Mesut Uçakan da AKM'nin açılışının güzel bir olay olduğunu dile getirerek, "Kültür sanatın önemini ortaya çıkaran böyle büyük bir yapıya, böyle bir mekana hakikaten ihtiyaç vardı. Kültür ve sanat gönüle hitap eden bir alan. Bu gönlü dönüştüremeyince toplumu dönüştüremeyiz. Toplum zaten alabildiğine parçalanmış, onlarca yıldır bir kimlik krizine düşülmüş vaziyette. Batı sanatıyla bizim yerli düşüncemiz arasında daima bir çatışma unsuru oluşturularak prim çıkarmak isteyenler var. Oysa bunu çok güzel harmanlayabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Bu tür yapılarda sunulacak eserlere de dikkati çeken Uçakan, "İçinin muhteşem eserlerle doldurulması lazım. Haliyle bizim bin küsur yıllık muhteşem bir medeniyetimiz var. O medeniyetin ruhunu çağdaş anlatım biçimleriyle harmanlayan eserlere ihtiyaç var. Bu açıdan burada bir sanatçının eserinin sergileniyor olması hakikaten muhteşem bir duygu." dedi.
Uçakan, hayata geçirilen kültür sanat etkinliklerine de değinerek, "Bizim de uluslararası sinema derneğimiz var. Kasım ayında Korkut Ata Türk Dünyası Film Festivali düzenleniyor ve çok güzel filmler geliyor. Ben de jürisindeyim. Türk dünyasından liderler de gelecek. Sanıyorum burada da onun kapanışı yapılacak." ifadelerini kullandı.
"Bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum"
Sanat tarihçisi Murat Özer ise 1946'da inşasına başlanan eski AKM'nin yapımının 23 yıl sürdüğünü, 2019'da temeli atılan yeni AKM'nin ise 2 yıl gibi kısa bir sürede görkemli bir yapı haline geldiğini söyledi.
İlk yapılan AKM'nin ikinci ulusal mimarlık dönemi anlayışının sonuna denk geldiğine işaret eden Özer, "Bu sebeple de bu inşa faaliyeti o dönemin koşullarına uygun olarak yapılmıştı. Abidevi, kütlesel bir mimari anlayışı vardı, dikey hatların olduğu bir yapıydı. Çok görkemli bir giriş kapısına sahipti. Şu andaki inşa da aynı şekilde. İlk AKM'nin inşasını yapan Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu Murat Tabanlıoğlu tarafından yapıldı. Bu yönüyle de bir süreklilik arz etti." şeklinde konuştu.
Murat Özer, Türkiye'de çok kıymetli bir dönüm noktası yaşandığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"Bildiğiniz gibi Türkiye'de Türkçe opera çok az sayıda yapılabilmişti. Bütün Cumhuriyet tarihimiz boyunca yazılmış Türkçe opera sayımızın 30 civarında olduğunu biliyoruz. İlk eser bundan 85 yıl önce Atatürk tarafından İran Şahı Pehlevi'nin Türkiye ziyareti anısına Adnan Saygun'a sipariş edilmişti. Sinan Operası ise Adnan Saygun'un talebesi Hasan Uçarsu tarafından bestelendi. O açıdan da bir tarihi süreklilik söz konusu. İlk defa burada AKM'nin açılışı vesilesiyle Cumhuriyet'in 98. yılında Türkçe, Türkiye'nin kendi tarihiyle alakalı bir muhtevayı içeren, aynı zamanda Mimar Sinan'ın Süleymaniye Camisi'nin yapım sürecini ve Kanuni Sultan Süleyman'la diyaloglarının anlatıldığı bir operayı seyredeceğiz. Bu açıdan da Türkiye'de çağdaş sanatın Cumhuriyetle beraber gelmiş olduğu noktayı göstermesi açısından da bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum."