537 yılından beri ayakta olan ve 1985 yılında ‘Dünya Kültür Mirası’ listesine alınan Ayasofya Camii’nin ‘Bütüncül Planı’ tamamlandı.
Dünyadaki en önemli tarihi ve mimari eserler içinde yer alan Ayasofya, hem Türk vatandaşlarının hem de turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri. Ancak bu eşsiz eser ziyaretçi yoğunluğu ve iklim etkisiyle zaman içinde yıpranıyor.
1572’de Mimar Sinan tarafından restore edilen ve sağlamlaştırılan yapı, 1847 yılında ise Sultan Abdülmecid döneminde İsviçreli Fossati kardeşler tarafından büyük bir bakım onarımdan geçmişti.
Ayasofya’nın tarihindeki en kapsamlı üçüncü çalışma ise bugünlerde yürütülüyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2022 yılında başlatılan ‘Ayasofya Bütüncül Projesi’ tamamlandı.
Proje kapsamında Ayasofya’nın neredeyse her santimetrekaresi tarandı. Yapının dijital bir ikizi çıkarıldı ve gelecek kuşaklara aktarılmak üzere arşivlendi.
Çalışmalar, oluşturulan bilim ve danışma kurulları ile birlikte yürütüldü. Elde edilen veri yığını ile Ayasofya’nın geleceği de garantiye alınmış oldu. Olası bir İstanbul depreminde Ayasofya tamamen yıkılsa bile, yeniden aynı şekilde inşa edilebilecek.
Yapılan çalışmaları Vakıflar Genel Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Daire Başkanı Şengül Koncagül, TRT Haber’e anlattı. Koncagül, özetle şunları söyledi:
“Ayasofya Camii'nin bugüne kadar yapılmış projeleri tabii ki var ama Bütüncül Proje’den kastımız, yapının çevresindeki diğer yapılarda birlikte ilişkisi ve yapıdaki bütün elemanların tek tek çizilmiş projeleri. Hepsinin bir arada yer aldığı bir proje. Dijital, en son tarama teknikleri ile dijital ikizini oluşturduk. Yapıdaki herhangi bir bozulma veya olasi bir depremde, yangında, felakette hasar görmesi halinde birebir yapılmasını sağlayacak bir proje oluşturuldu.”
“Sadece yapıyla da bitmiyor. Ayasofya ile ilgili bugüne kadar yapılmış projeler, tezler, kitaplar da toplanarak bu Bütüncül Proje’nin veri tabanına eklendi. Bütün bunların bir arada olması bizim için, yapının evrensel değerini koruyarak gelecek nesillere aktarılması için çok önemli.”
“Bütüncül Proje’nin ikinci aşamasında yapının statik modellemesinin yapılarak deprem hasarlarının neler olabileceğinin öngörülerek, bunlarla ilgili önlem almaya çalışacağız. Şu anda Beyazıt Minaresi’nde iskeleler var. O kısım en çabuk hasar alabilecek yapı olarak tespit edildi.
Bilim heyeti hocalarımız ve uzman statikciler tarafından hazırlanan projelerle restorasyona sağlanıyor. Diğer üç minare için daha aynı çalışmalar devam ediyor. Bunun dışında kubbelerde çalışmalar devam ederek olası hasarlar tespit ediliyor belgeleniyor ve bunlara yapılacak müdahaleler belirleniyor. Bunlar da Bütüncül Proje’nin içindeki diğer aşamalar.”
“Bu bilgilere sahip olmak yapıyı tanımamızı sağlayacak. Hasta, doktora gittiği zaman film çekilir, tahliller yapılır. Bir hasta gibi düşünün, yapının bütün özelliklerine ait bilgiye sahip oluyoruz. Duvardaki boşluğundan, kubbesindeki çatlağından yapılan mozaiklerin durumundan, alt katındaki zeminine kadar bilgi sahibi olup, bu bilgiler ışığında tarihi bir yapıya yakışacak şekilde, tarihi dokusunu, özelliğini bozmadan, üstün yapısına zarar vermeden yapıldığı yıldan bugüne kadar ki halini korumak için, en ince ayrıntılarıyla çalışma yapıyoruz.”
“Mimar Sinan bir dehadır ve onun yaptığı güçlendirme yapıyı ayakta tutmuştur. Fossati Kardeşler bazı çalışmalar yapmıştır. Ayasofya gibi tarihi yapılar sürekli bakım ve onarım gerektirir ve her zamanda bunlar yapılır ama palyatif çözümlerdir. Yapıyı bütünüyle ele alan üçüncü büyük restorasyonu biz başlatıyoruz. Projeden elde edilen verilerle yapıyı üçüncü büyük onarıma almış olacağız.”
“Ayasofya iyi olası bir İstanbul depreminde hasar alması durumunda, elimizdeki bu bütün bilgi belge ve veriler ışığında aslına uygun olarak yapılabilecektir. Bu çalışmanın amacı da zaten bunu sağlamaktır. Burada ulusal veri sistemi kullanıldı. Dijital ikizi şuan elimizde. Bu şekilde de gelecek kuşaklara aktarmış olacağız ve bir şey olduğu zaman da yapının her noktasına müdahale edebileceğiz.”
“Koruma Kurulu projeleri onayladı. Uzman hocalarla çalışıyoruz. Statik projeler oluşturulacak yıl sonuna kadar. Ayasofya’nın statik müdahaleleriyle ilgili her şey tamamlanmış olacak. Ayasofya dünyanın en eski mabetlerinden bir tanesi. Pagan mabedi olarak başlıyor sonra Hıristiyanlar için önemli bir mabedi oluyor sonra 1453’te İstanbul’u fethi ile birlikte Türkler için İslâmiyet’in önemli bir camisi haline geliyor. Bu haliyle dünya durdukça ayakta tutmaya çalışıyoruz.”
“Ayasofya özel bir cami ve şu an çok büyük ilgi de görüyor. Yapıdaki sıkıntıları gidererek insanlara daha güvenli bir şekilde sunup, özgün haliyle gelecek nesillere aktarmak en büyük amacımız. İnşallah bunu da başaracağız. Ana amacımız da bundan 500 yıl sonra da dünya durdukça insanlar ilk yapıldığı yıldaki haliyle Ayasofya’yı görebilsinler.”
“Yakınlarda Sivas Divriği Ulu Cami çalışması tamamlandı. Onun da dijital ikizine sahibiz. Bundan sonra bütün projelerde teknolojinin bize sağladığı avantajları kullanarak dijital ikizlerinin sağlanması, ileri teknolojiler kullanarak yapıların belgelenmesini ve bunların da depolanmasını, gelecek yıllara aktarılmasını sağlamaya çalışıyoruz.”