Vahapzade, 16 Ağustos 1925'te Azerbaycan'ın Şeki kentinde doğdu. 9 yaşında ailesiyle Bakü'ye taşınan Vahapzade, ilk ve orta öğrenimini bu şehirde tamamladı.
Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü’nde eğitim gördü. Mezun olduktan sonra aynı bölümde öğretim üyeliği yaptı. “Samed Vurgun’un Yaratıcılık Yolu” isimli monografisi ile filoloji doktoru unvanını aldı.
Küçük yaştan itibaren Sovyet rejiminin sert ve acımasız yüzüyle karşılaşan Vahapzade, 1951-1990 yılları arasında Mehmet Emin Resulzade Bakü Devlet Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Üniversitede Çağdaş Azerbaycan Edebiyatı ve Azerbaycan Edebiyatı Tarihi derslerini verdi.
Bağımsızlık mücadelesinden dolayı İstiklal ‘Nişanı’ verildi
1980 yılında Azerbaycan İlimler Akademisi üyeliğine seçildi.
Akademik hayatı dışında siyasî hayatta da faaliyette bulundu. Sovyet döneminde 1980-1985 ve 1985-1990 yıllarında Azerbaycan Parlamentosu’nda milletvekilliği yaptı. Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasının ardından ölünceye kadar parlamentoda yer aldı.
İlk eserlerinde lirik-epik anlatım
Hayatı boyunca edebiyatın birçok türünde eserler veren; ana dilinde şiir, poema (uzun manzume), piyes, hikaye, senaryo yazan; inceleme, araştırma, makale, tanıtma yazıları ve çeviriler kaleme alan Bahtiyar Vahapzade’nin ilk şiir kitabı, Menim Dostlarım.
İlk şiir kitabını, Bahar (1950) ve Dostluk Nağmesi (1953) eserleri izledi.
Bu eserleriyle daha çok belli bir konuya, bazen de hikayeye dayanan lirik, çoğu zaman lirik-epik anlatımıyla kendini gösterdi.
Sosyal ve ahlaki konular
1950’li yıllardan sonra, sanatçı kişiliğinin oluştuğu asıl dönem başladı. Bu yıllarda sosyal ve ahlaki konulu, basit insanların hayatından, duygu ve düşünce dünyasından ilham alan şiirleriyle dikkat çekti.
Siyasi hayattaki değişimlerin etkisiyle 1960’lı yıllardan itibaren milli sorunları dile getiren, insan ve zamanla ilgili duygu ve düşüncelerini anlatan şiirler yazdı.
Geleneksel tahkiye tarzında ve sade bir dille yazdığı, vatan ve millet sevgisini anlatan, düşünce ağırlıklı uzun manzumeleri şaire büyük ün kazandırdı.
"Kesdiler sesini Azerbaycan’ın"
Gülistan isimli şiirinde ikiye bölünen Azerbaycan’ı (Rusya ve İran) anlattı.
“Öz sivri ucuyla bu lelek kalem/ Deldi sinesini Azerbaycanı./ Başını kaldırdı /Ancak dembedem /Kesdiler sesini Azerbaycanın.”
Azerbaycan Türklerinin kötü talihini, Azerbaycan’ın bütünlüğünü, bağımsızlık özlemini dile getirdiği bu şiiri, ülkede büyük yankı uyandırdı. O dönemki siyasi baskı sebebiyle ancak mahalli bir dergi de yayınlatabildi.
Bütün baskılara rağmen şiirlerinde sosyal ve siyasal olayların iç yüzünü, cemiyetteki haksızlık ve ahlaksızlıkları, dolaylı bir şekilde anlatmaktan vazgeçmedi, baskı rejimlerinde görüldüğü gibi zamanı ve yeri değiştirerek asıl söylemek istediklerini halka ulaştırmada büyük başarı sağladı.
Gönül şairi: Vahapzade
Eserlerinde Azerbaycan Türkçesini temiz bir şekilde kullandığı için “Halk Şairi” unvanını aldı.
Türk dünyasının ortak ürün yaratıcısı olduğu için “Gönül Şairi” denildi
Tarihî konularda yazdığı Dar Ağacı, Feryat isimli piyeslerini, Yollar- Oğullar, çeşitli konularda yazdığı Amerika Güzeli, Merziye, Bağışlayın, Sehv Olup adlı manzum hikayelerini, yabancı ülkelere yapmış olduğu seyahatler üzerine yazdığı Latin Dili, Şairleri Öldürüyorlar, Hayd – Park, Ehramların Önünde, Açık Şehir ve başka onlarca şiirinde çağdaş hayatı ve totaliter sistemi hedef aldı.
Halkının duygularına tercüman oldu
Şair, 1980'li yılların sonlarında Azerbaycan'da bağımsızlık mücadelesi alevlendiğinde ön saflarda yer alırken, eserlerinde ve yüz binlerce insanın katıldığı mitinglerde yaptığı konuşmada, insanları Sovyetler Birliği'ne karşı durmaya ve mücadeleye çağırdı.
Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra çalışmalarıyla hizmetini sürdürmeye devam eden Vahapzade, eserlerinde Azerbaycan Türkçesini en temiz şekilde kullanmaya özen gösterdi ve halkının duygularına tercüman oldu.
İstiklal Nişanı verildi
Vahapzade, 1995'te Azerbaycan'ın özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı istiklal nişanıyla ödüllendirildi.
2002 yılında Benim Garibim isimli kitabıyla Romanya Kültür Bakanlığı, şaire “Komutan Madalyası” verdi.
Esas tema: Vatan
Onun şiirlerindeki esas temalar vatan konusu etrafında şekillendi.
Yaşadığı hayatın manzaralarını, millî olan tüm unsurları eserlerine yansıttı.
Şiirin kaynağını vatan toprağında arayan Vahapzade, felsefi söylemlerini kültür birikimiyle birleştirerek okura sundu. Ana dilinin kullanılması ve zenginleştirilmesi konularına önem verdiği için ana dili konusunu da işledi.
Edebiyatı “hayatın aynası” olarak gören şair, her edebî eserde bir fikir, ideal ve amacın olması gerektiğine inandı.
13 Şubat 2009’da hayatını kaybetti
Azerbaycan’ın bağımsızlığına kavuşmasının ardından ölünceye kadar milli parlamentoda yer alan Vahapzade, 13 Şubat 2009 tarihinde Bakü’de vefat etti.
Cenazesi tanınmış edebiyat, bilim ve sanat adamlarının mezarlarının yer aldığı Fahri Hıyaban’a defnedildi.