CSO Ada Ankara, sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın kültür mekanlarından biri.
Salgın tedbirleri nedeniyle seyircili konserlere ara vermek zorunda kalan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Eylül 2021’de seyircili konserlerine yeniden kapılarını açtı. CSO Ada Ankara da Türkiye’den ve dünyanın dört bir yanından her türlü müzik dinleyicisini çeşitli organizasyonlarla buluşturmaya devam ediyor.
Dünyanın önemli kültür noktalarından birisi olan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yeni evi CSO Ada Ankara’nın arkasında köklü bir tarih var.
Müzika-i Hümayun’dan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na
Dünyanın en köklü sanat kurumlarından biri olan CSO Ada Ankara, 200 yıllık tarihi boyunca çalışmalarını ara vermeden sürdürdü.
1826’da Osmanlı İmparatorluğu sarayına hizmet vermek için Sultan II. Mahmud tarafından “Muzikâ-i Hümayun” adıyla kurulan topluluk, 1924’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Ankara'ya taşınarak “Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası” adını aldı. Orkestra, Cumhuriyetin sanat kurumlarının da çekirdeğini oluşturdu.
Osmanlı’dan günümüze çok sesli müzik kültürü tarihi
CSO’nun tarihi serüveninin bilinmesi, Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin çok sesli müzik kültürü tarihinin de anlaşılması demek. Buna katkı sağlamak için CSO Ada Ankara binasının içerisinde ‘CSO1826 Sergi Alanı’ kurularak orkestranın 200 yıllık tarihi ziyaretçilerle buluşturuldu.
Sergi alanı içerisinde CSO’nun tarihine ilişkin bilgi ve belgeler, fotoğraflarla birlikte orkestranın tarihi boyunca kullanılan enstrümanlardan örnekler bulunuyor.
Üç bölüm halinde planlanan CSO1826 Sergi Alanı’nın ilk bölümde Müzika-i Hümayun’un kuruluşu anlatılırken, ikinci bölümde orkestranın kurumsallaşması ve Cumhuriyetin sanat kurumlarının oluşmasında üstlendiği rol aktarılıyor. Üçüncü bölümde ise orkestranın Anadolu konserleri ve yurt dışı turneleri hakkında ziyaretçilere bilgi veriliyor.
İstiklal Marşı’nın ilk plak kaydı sergileniyor
1838 tarihli Muzika-i Hümayun müzisyenleri tarafından kullanılan zil, ilk keman solisti ve İstiklal Marşı’nın bestecisi Osman Zeki Üngör ait keman ve ilk Türk klavsenisti Ayşe Savaşır’ın kullandığı klavsen, CSO1826 Sergi Alanı envanterinde bulunan önemli enstrümanlar arasında.
CSO1826 Sergi Alanı’nda İstiklal Marşı’nın 1933 yılına ait ilk plak kaydı da teşhirde bulunan tarihi ve milli öneme sahip eserlerden.
Türk mimarisinin evrensel kültüre katkısını anlatacak anıtsal bir yapı
Ankara Kalesi ile Anıtkabir‘i birleştiren aksın ortasında bulunan CSO Ada Ankara, kültürel bir mekanın kent ile olan ilişkisinin çağdaş bir yorumu olarak karşımıza çıkıyor.
1992 yılında açılan ulusal yarışmada protokol yolu olarak önem taşıyan ve hala kullanılan Atatürk bulvarından Anıtkabir'in göründüğü tek açık alan olma özelliğine sahip bölgede, Cumhuriyet Türkiye’sinin ve çağdaş Türk mimarisinin evrensel kültüre katkısını anlatacak anıtsal bir yapı inşa edilmesi istendi.
46 katılımcı proje içinden Mimar Semra ve Özcan Uygur’un projesi birinci seçildi. Mekanın özgün ve şiirsel yorumuna büyük önem veren Uygur çifti kendi ifadeleriyle ‘temel geometrik formların şiirsel bir kompozisyon’ oluşturmasını sağlayacak bir yapı inşa etti.
Birleştirici bir kentsel kurgunun omurgası oluşturuldu
Üçgen prizma bir alanda yoğunlaşan sosyal etkileşimler ağı, iki yanına bilinçli bir şekilde yerleştirilen konser salonlarına doğru çözünecek ve mekansal kurgu farklı kotlara bu ana arterden dağılacak şekilde tasarlandı.
Sergi, kokteyl gibi çok çeşitli etkinliklerin düzenlenebildiği fuaye zeminine cam bir şerit çekilerek Anıtkabir'le Kale’nin birbirine olan bağlılığı sembolik olarak vurgulanırken Cumhuriyet öncesi ve sonrası dönem için birleştirici bir kentsel kurgunun da omurgası oluşturulmuş oldu.
Yumurta biçimli Senfoni Orkestrası Konser Salonu ve küre biçimli Oda Orkestrası Konser Salonunun beton kabuk strüktürü, uzun bir çalışmadan sonra dünyada sayılı, Türkiye’de ise ilk defa kullanılan şişme kalıp yöntemi ile yapıldı.
İzleyici bölümü ‘üzüm bağı modeli’ şeklinde tasarlandı
Ankara’nın kültür ve sanat yaşamına yön verecek CSO Ada Ankara’nın en büyük sahnesi olan Ana Salon, Türkiye’nin ve dünyanın en prestijli orkestra ve müzik gruplarını misafir edecek donanım ve konfora sahip olacak şekilde planlandı.
Son teknoloji ile donatılmış ve akustik yapısıyla zenginleştirilmiş Ana Salon, 2023 kişilik koltuk kapasitesiyle sanatseverleri ağırlıyor.
İzleyici bölümü üzüm bağı modeli şeklinde tasarlanıp inşa edilen salon, gerçekleşen etkinlikleri 360 derece izleme imkanı sunuyor.
CSO ziyaretçilerine pek çok alanda etkinlik fırsatı sunuyor
683 kişi kapasiteli Tarihi Salon ve adını renginden alan ve 518 kişilik koltuk kapasitesi bulunan ‘Mavi Salon’ ise alternatif konser salonları olarak çeşitli organizasyonlara ev sahipliği yapıyor.
Bina içerisinde CSO Ada Ankara’nın prizma biçimindeki gövdesinin yükseldiği fuaye alanı, arı kovanından esinlenilerek tasarlanan Kovan Bistronomy, dünya mutfağından çeşitli lezzetler sunan Green Room ve binanın mimarisinde de kullanılan ahşap ve cam kombinasyonuyla bir mağaza bulunuyor.