Bayburt Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Çiğdem, geçmişi binlerce yıla dayanan Bayburt'un, höyük kale, gözetleme kulesi, cami, çeşme ve kilise gibi yapılarıyla geçirdiği tarihsel süreci günümüze geniş şekilde yansıtan bir şehir olduğunu söyledi.
Çiğdem, Gümüşhane'de Roma İmparatorluğu'nun askeri garnizon olarak kullandığı Satala Antik Kenti'nin bir benzerini Bayburt'ta tespit ettiklerini belirtti.
Merkeze bağlı Yeniköy'e yaklaşık 5 kilometre mesafede, geçmişi binlerce yıl öncesine uzanan kalıntılar yaklaşık 5 hektarlık alanı kapsıyor. Alanın tespitinin ardından yüzeyde çalışma başlatıldı.
Alanın özellikle kuzeybatısındaki duvarın ilgilerini çektiğini söyleyen Çiğdem, şunları anlattı:
"Yaklaşık 15 metre uzunluğunda bir duvar. İç ve dış duvarlar daha düz, orta tarafı dolgu moloz taş ve harçsız bir duvar örgüsüyle karşılaştık. Duvarın kalınlığı ortalama 3 metre. Böyle bir duvarı görünce bunun bir savunma yapısı olduğu hakikati de ortaya çıktı. Genelde kalelerin duvar kalınlığı bir metreden fazla olur ama böyle 3 metreyi bulacak kalınlıktaki duvar, buranın ciddi anlamda bir savunma alanı olduğunu gösteriyor."
"Çalışmaları devam ettireceğiz"
Çiğdem, yüzeyde yaptıkları çalışmalarda alanın hangi dönemi kapsadığı ya da hangi dönemlerde kullanım gösterdiğine dair bulgu elde edemediklerini dile vurgulayarak, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Alan üzerindeki çalışmalarımız devam ediyor çünkü çok ilgi çekici bir yapısı var. O 5 hektarlık alanı çepeçevre saran, tamamen yıkılmış harçsız duvar örgülerini rahatlıkla görebilirsiniz. Böyle bir yapının elbette ki ne amaçla kullanıldığı gün yüzüne çıkarılmalı. Biz de bunun çalışmalarını devam ettireceğiz. Yüzeyde beklediğimiz arkeolojik malzemeleri de bulursak tarihlendirme noktasında daha net bilgileri sunabiliriz. En azından biz bu bölgede Erken Demir Çağ'dan itibaren harçsız duvar örgülerinin kullanıldığını biliyoruz. Yine Bayburt'un değişik alanlarında karşılaştığımız kale ve gözetleme kulelerinde Erken Demir Çağ izleri de tespit edildi."
Yörede Alavu Düzü olarak adlandırılan alanın hemen yakınında, Roma döneminde kullanılan ve Erken Demir Çağ'da da kullanıldığı tespit edilen Saruhan Kalesi'nin yer aldığına dikkati çeken Çiğdem, "Saruhan'dan çıktıktan sonra hemen Alavu Düzü'ne, oradan da Otlukbeli'ne inen bir yol bulunuyor. 'Bu güzergahın korunmasında Saruhan'dan sonra burası da önemli bir alan mıydı? Bir sefer esnasında mı kuruldu, karargah olarak mı kuruldu, bu yolun kontrolünde burada da yerleşme oldu mu?' sorularının cevabını, yapacağımız değerlendirmelerde, çalışmalarda ele geçen buluntularla daha rahat, daha net ifade edebileceğiz" dedi.
Kaynak: AA
13ºC
Ankara
