Cam ustası Mustafa Dalkılıç, 35 yıldır baba mesleğini sürdürüyor.
Zihnindeki tasarımlarla şekillendirdiği sıcak cama verdiği "bir nefes canla" yıllardır bu meslekte olmanın gururunu yaşıyor.
Sıcak cam ustası Dalkılıç, Şişecam’da baba mesleğine başladı.
"Babamız bu işe başlamamızı istedi, küçük yaşlarda öğrendik, hala ilk günkü gibi zevkle hevesle yapıyorum. Cam benim için müthiş bir duygu, hiç ayrılamadığım bir duygu, başka işlerle de uğraştım ama cam işi benim için bambaşka, dönüp dolaşıp yine fırının önünde buldum kendimi."
Dalkılıç, ustabaşı olduğu Riva'daki Cam Ocağı Vakfı'na ait cam atölyesinde gece hazırlanan ve 12 farklı hammadden oluşan karışımın sabaha kadar dinlendiriyor.
Ardından sıcaklığı 1500 santigrat derece olan fırında bekleyen ana maddeyi üfleyerek, 1200 santigrat derece olan çalışma sıcaklığında şekillendiriyor.
"Tarihi çok eskilere dayanan cam üfleme teknikleri modern zamanda hala eski tekniklerle uygulanmaya devam ediyor. Sıcak fırından alınan ve fıska olarak tabir edilen sıcak cam biraz üflendikten sonra soğumaya başlıyor, tekrar erimiş cama batırılan sıcak cama daha büyük bir şekil verilebiliyor. Cam kepçede küre haline getirilirken soğuyor ve pipo sürekli olarak döndürülerek cama kepçe içinde istenilen şekil veriliyor. Uygun sıcaklığa ulaşıldığında ise üfleme işlemi gerçekleştiriliyor."
Usta Dalkılıç, cam yapımının teknikten öte bir duygu işi olduğunu anlatıyor:
"Kalbinizdekini aklınıza, aklınızdakini elinizdeki sıcak cama vermeniz gerekiyor, güzel eserler ancak bu şekilde olur, bir nefes candır cama üflediğimiz."
Dalkılıç, yaz aylarında çalışmanın zorluklarından da bahsediyor.
Dalkılıç, son yıllarda insanların cama ilgisinin arttığını, özellikle gençlerin ve çocukların Cam Ocağı Vakfı'ndaki atölyelere ve programlara ilgi gösterdiğini söylüyor.
Kaynak: AA