Burdur'da yaşayan 61 yaşındaki kemane ustası Tahsin Yarar, farklı illerde sınıf öğretmenliği yaparken bile kabak kemaneye sevdasından bir an olsun kopmadı.
Öğretmenlikten yıllar önce emekli olan Yarar, ortaya koyduğu eserlerle sanat ve müziğin evrensel dilini 33 yıldır gelecek nesillere aktarmayı sürdürüyor.
Kabak kemane yapımı
Tahsin Yarar, bahçesinde yetiştirdiği su kabaklarını kuruttuktan sonra oturduğu evin bodrumundaki küçük atölyesinde kesip çarka vuruyor.
Törpüleyerek oluşturduğu kemane sapına kabağı demir çubukla tutturan usta, daha sonra büyükbaş hayvanın "yürek zarı"nı bir kabın içinde suyla yumuşatıyor. Bu zarı kestiği kabağın üzerine geren ve ardıç, akçaağaç veya kelebek ağaçlarından hazırladığı sapa akort burgu yuvalarını açan usta, daha sonra kabak üzerine motifler oluşturup vernikliyor.
Kemaneyi çalmak için ayrıca at kuyruğundan bir yay oluşturan Tahsin Yarar, yayın kıllarına ise reçine sürerek ortalama bir haftada yaptığı kabak kemaneyi çalmaya başlıyor.
Farklı illerden sipariş alıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı kabak kemane icracısı ve ustalığı belgesine sahip Yarar, bir arkadaşından aldığı kemaneye bakarak kısa sürede bu çalgının hem yapmasını hem de çalmasını öğrendiğini söyledi.
Yarar, Ege Üniversitesi çalgı üstatlarından da aldığı eğitimler sonucu ortaya koyduğu kemane, cura ve bağlamalarıyla Türkiye'nin sayılı telli çalgı ustaları arasında yerini aldığını anlattı.
Su kabağı ve ardıç ağaçlarını maharetli elleriyle çalgıya dönüştüren Yarar, Ankara, İstanbul, Sakarya, Kars, Diyarbakır, Bursa ve Muş'tan da sipariş aldığını belirtti.
Ali Bey havasından etkilendi
Kabak kemane uğraşını bir "aşk" olarak nitelendiren Yarar, 1985 yılına kadar bu enstrümanı hiç bilmediğini, çalıştığı bir okulda gece nöbet tutarken dinlediği "Ali Bey havası" türküsünden gelen tınıdan etkilendiğini söyledi.
Yarar, türküden gelen tınının ne kadar güzel olduğunu yanındaki arkadaşına söylediğinde bunun kabak kemane olduğunu öğrendiğini vurguladı.
Arkadaşının bu çalgıdan yapabildiğini, isterse kendisine öğretebileceğini söylemesi üzerine kabak kemane aşkının ilk kıvılcımının yandığını belirten Yarar, "Köye kabak bulmak için haber saldım ve iki tane kabak buldum. Hemen onun çekirdeklerini de o yılın bahar ayında diktik. O iki kabaktan elimde olan kemane numunesine bakarak iki tane yaptım. Çaldım, baktım ses de çıkıyor. O zaman kendi kendime 'Ben bu işi daha iyi yaparım' dedim" dedi.
"Bir yandan kemaneyi yapıyorum bir yandan da çalıyorum"
Aynı zamanda halk oyunları eğitmeni ve usta öğreticisi de olduğundan bahseden Yarar, şöyle konuştu:
"Bir yandan kemaneyi yapıyorum bir yandan da çalıyorum. Belli bir süre sonra profesyonel olarak yapmaya yöneldim. Çevremdeki kabak kemane üstatlarıyla iletişim kurdum. Ege Üniversitesi çalgı yapım bölümüne müracaat ettim. Saz üstatlarının yanına gitmeye, onların deneyimlerinden istifade etmeye çalıştım. Onların sazdaki ustalıklarını ben kabak kemaneye uyarladım."
"Biz kabakla artık bir eş gibi olmuşuz"
Yarar, kabak kemanenin yanında saz ve cura yapımıyla da ilgilendiğini belirterek, "Saz ne kadar eski olursa sesi de o kadar iyi çıkar. Bu kabak kemane için de geçerlidir. Kabak kemane de eskidikçe sesi de güzelleşiyor. Ölüm döşeğine düşene kadar bu işi yapmaya devam edeceğim. Ben bıraksam bu iş beni bırakmaz, böyle bir aşk bu. Biz kabakla artık bir eş gibi olmuşuz, sevda bu" dedi.
Tahsin Yarar, kabak kemanenin "duygusal bir çalgı" olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Kemanenin orijinali 3 telli ancak 4 veya 5 telli olarak da yapılabiliyor. Bence 3 tel yeterli fakat 4 tel olduğunda bir oktav daha ses çıkmasına yardımcı oluyor. Daha çok gurbet havalarında ve teke yöresi havalarında kullanılır. Günümüzde korolara da girmiş bir enstrümandır. Çok güzel tınısı olan etkili bir alet."
Son yıllarda kabak kemaneye ilginin giderek arttığını, çalmayı öğrenmek isteyenler olduğunu belirten Yarar, iyi bir kabak kemanenin fiyatının 500 ile bin lira arasında değiştiğini de vurguladı.
Kaynak: AA