Afrika safarisinde vahşi hayvanları gözlemlemek, Kuzey Kutbu'nun sularında dolaşmak, Amazon ormanlarının zenginliklerini keşfetmek...
Bunların hepsi, Paris'in en eski tema parkında da yaşanıyor.
1860 yılında bir hayvanat bahçesi ve çocuk eğlence parkı olarak açılan "Jardin d'Acclimatation" adlı tema parkı, bir yandan eski halini koruyor bir yandan da ziyaretçilerine yenilikler sunuyor.
Parkın yöneticisi Olivier Bobichon, vahşi hayvanları doğal ortamlarından koparmadan insanlara gösterebilmek için böyle bir konsept hazırladıklarını söyledi.
Ormanın, okyanusun, buzulların, yaban hayatının içinde gezinti
Konsepti eski bir veteriner olan Adrien Moisson önerdi. Daha sonra görsel-işitsel bir veri tabanı oluşturarak, 360 derece kameralarla dünyanın dört bir yanından vahşi yaşam görüntüleri toplamaya başladı.
Çekimler sırasında kameralardan biri aslan tarafından yendi, bir diğeri ise fil tarafından ezildi. Ancak 40 ülkeden 200 tür hayvanın çekimi başarıyla tamamlandı.
Parkı ziyaret edenler özel sandalyelere oturuyor, sanal gerçeklik gözlüğü takıyor. Daha sonra da ormanın, okyanusun, buzulların, yaban hayatının içinde geziyor.
"Wild Immersion" adlı teknoloji, ziyaretçilerini sanal gerçeklikle bulundukları yerden uzaklara götürüyor. Oradaki canlı hayatı izleme imkanı sunuyor.
Gelecekte, teknolojinin geliştiricileri sisteme, koku ve dokunma gibi farklı özellikler de ekleyebilir.
Kaynak: Reuters