İnsan hakları ve özgürlükler konusunda yayınlanmış en eski belgelerden olan Ahidname, Fransisken rahip Andjeo Zvizdovic'e 28 Mayıs 1463 tarihinde verildi. Ahidname, ülkedeki Fransiskenlere ibadet etme özgürlüğünün yanında bir dizi hak ve özgürlük tanıyordu.
555 yaşındaki Ahidname, Fojnica'daki yüksek bir tepe üzerine inşa edilmiş katolik manastırdaki din adamlarınca asırlardır korunuyor.
Manastırdaki müzede bulunan özel bir bölmede muhafaza edilen Ahidname, Osmanlı'nın bölgeden ayrılmasının ardından çok sayıda savaş gören ve farklı devletlerin idaresinde kalan Bosna Hersek'te bugüne kadar zarar görmeden saklanabildi.
Bosnalı Fransiskenlere geniş çaplı bir koruma sağlayan Ahidname, Osmanlı'nın diğer din ve kültürlere gösterdiği hoşgörünün de bir belgesi olarak müzede sergileniyor.
Her yıl farklı ülke ve inançtan çok sayıda insan Ahidname'yi görmek için müzeyi ziyaret ediyor. Müzede, görme engellilerin de okuyabilmesi için Ahidname'nin kabartma yazı kağıdına işlenmiş hali de var.
Ahidname, tarihteki ilk insan hakları belgesi olarak kabul edilen 1776 yılına ait ABD Anayasası'ndan 313, Birleşmiş Milletler'de (BM) 1948'de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden 485, 1995 yılında kabul edilen Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Sözleşmeden ise 532 yıl önce yayınlanması itibarıyla insan hakları ve özgürlükler alanında büyük önem taşıyor.
"Daha iyi bir hayatın başlangıcı oldu"
Manastır Müzesi Müdürü Rahip Janko Ljubos, Fatih Sultan Mehmed'in beş asır önce Rahip Zvizdovic'ya teslim ettiği Ahidname'nin orjinalini bugüne kadar koruduklarını anlatarak, fermanın ardından Fransisken rahiplerinin yurtlarında kalabildiğini ve ülkeden gidenlerin de geri dönebildiğini hatırlattı.
Ahidname'nin Fransisken rahiplere birçok kolaylıklar sağladığını ifade eden Ljubos, "Ahidnameyle birlikte artık Fransiskenlerin huzuru bozulamaz, bir şeyleri alıkonulamaz, öldürülemez ve mallarına zarar verilemezdi. Ahidname sonrası onlar için Bosna Hersek'te daha iyi bir hayatın başlangıcı oldu" dedi.
Ljubos, ahidnamenin bu bölgede Katolik kilisesinin varlığını sürdürmesinde büyük bir faktör olduğunu belirterek, Osmanlı döneminde yerel otoriteyle bir sıkıntı yaşandığında Fatih'in kendilerine verdiği Ahidname'yi gösterdiklerini ve bu sıkıntıyı çözdüklerini anlattı.
Ahidname'nin birlikte yaşamanın güzel bir örneği olduğuna dikkat çeken Ljubos, bu fermanın diyalog aracılığıyla farklı dini inançlar arasındaki sorunlara çözüm bulunabileceğinin de bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Kaynak: AA