Halk oyunlarının, düğünlerin davulla birlikte vazgeçilmezi olan zurna, hala en eğlenceli günlerde ilk akla gelen enstrüman olmasına rağmen üretimini yapan kişi sayısı her geçen gün azalıyor.
Gaziantep'te yaklaşık 52 yıldır mesleğini ilk günkü aşkla sürdüren 62 yaşındaki zurna ustası Mesut Uz, ürettiği enstrümanları Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.
Kurumuş kayısı ağaçlarına adeta yeniden can vererek enstrümana dönüştüren Uz'un ürettiği zurnalar rağbet görüyor.
Mesleğini geleceğe taşıyacak çırak bulamamaktan yakınan Uz, bu sanatın son ustalarla birlikte kaybolmasından endişeleniyor.
Zurnalar ortalama 800 liraya satışa sunuluyor
Uz'un yaptığı zurnalar, ortalama 800 liraya alıcı buluyor. Mesut Uz, temin ettiği kayısı ağaçlarını kuruttuktan sonra ilk aşamada tornada içlerini boşaltıyor. Tığla akort deliklerini açan tecrübeli usta, boyama işleminin de ardından enstrümanın düzgün çalıp çalmadığına kontrol ediyor.
Bu sırada akordun düzgün olması için zurnanın içi de temizleniyor. Test aşamasında herhangi bir soruna rastlanmayan zurna, satışa hazır hale geliyor.
Enstrümanın daha sağlıklı olması ağaca bağlı
Mesut Uz, mesleğe 10 yaşında çırak olarak başladığını ve 52 yıldır işini sürdürdüğünü belirtti.
Ham maddesi kayısı ağacı olan zurnanın yapımının oldukça zahmetli olduğundan bahseden Uz, ağacın zurnaya dönüştürülebilmesi için en az 3 yıl kurutulması gerektiğini anlattı.
Uz, kendisinin enstrümanın daha sağlıklı olması için ağacı 7-8 yıl bekletmeyi tercih ettiğini söyleyerek, zurnayı üretmenin de çalmanın da zorluğunu vurguladı.
Yaptığı zurnaların sesinin Türkiye'nin dört bir yanında yankılandığından bahseden Uz, "Türkiye genelindeki zurna usta sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. Yaptığım araştırmaya göre benimle birlikte İstanbul'da 2, Alanya ve Tokat'ta mesleği sürdüren birer usta kalmış" dedi.
"Biraz sevgi ve sabır işi"
Mesleklerini, böyle devam etmesi halinde gelecek kuşaklara aktaramayacaklarını söyleyen Uz, bunun üzüntüsünü yaşadıklarını anlattı.
Uz, okulların tatil olmasına rağmen yaz döneminde çalışacak çırak bile bulamadıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bunun en büyük nedeni de maddi konular. Bu iş uzun soluklu. İşe başlayacak kişi 16-17 yaşına kadar çıraklık yapmak zorunda. Dolayısıyla kimse bu kadar uzun bir süre beklemek istemiyor. Oysa bu meslek biraz sevgi ve sabır işi. Öyle 3-5 günde öğrenemezsiniz. Şimdiki gençler de hemen para kazanabilecekleri, ilerleyebilecekleri işleri tercih ediyor. Bunun da parasal yönü az olur, ekonomik olarak kimseyi idare etmiyor. Dolayısıyla da meslek geriye gidiyor, alttan kimse gelmiyor."
Bir sanatı icra etmek için onu sevmek ve sabretmek gerektiğini anlatan Uz, "Ona aşkla, sevdayla yaklaşmak lazım. Bu iş insanı çok ihya etmez, çok rezil etmez, geçinir gidersin" dedi.
Uz, son dönemlerde daha çok sipariş üzerine üretim yaptığını ve yoğun çalıştığında günde bir zurnanın yapımını tamamlayabildiğini de belirtti.
Kaynak: AA