İzmir Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, taş ocağı, 4 yıllık araştırmalar sonucu keşfedildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Smyrna Antik Kenti Kazı Başkanı ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk-İslam Arkeolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Ersoy, antik dönemlerde kent merkezinin çevresinde taş ocağı gibi çeşitli donatıların yer aldığını belirtti.
"Helenistik Dönem'in başında kullanıldığı anlaşılıyor"
Smyrna kırsalında da değirmenler, çiftlikler, köyler, taş ocakları, su kaynakları ve kaleler bulunduğunu aktaran Doç. Dr. Ersoy şunları söyledi:
"Tırazlı-Kesikkaya Taş Ocağı’nın da Helenistik Dönem'in başında, Smyrna Kenti'nin Kadifekale-Kemeraltı ekseninde kuruluşundan itibaren kullanılmış olan bir taş ocağı olduğu anlaşılıyor. Ele geçen seramik buluntular ve yerinde kesilmiş halde korunmuş olan blok ve sütunlar özellikle Roma Dönemi’nde giderek büyüyen ve zenginleşen Smyrna'nın, bu durumuna paralel olarak sayıları artan görkemli anıtsal yapılarının ihtiyacını karşılamak üzere bu taş ocağının daha da aktif olarak kullanıldığı anlaşılıyor."
"Başka ocakların da olduğunu biliyoruz"
Doç. Dr. Ersoy, tek bir ocağın, büyük bir kentin yapılarının taş ihtiyacını karşılayamayacağını, bunun dışında başka ocakların da varlığını bildiklerinin aktararak, "Ancak Smyrna Agorası'nda tespit edilen breşik rekristalize kireçtaşı birçok sütunun bu ocaktan geldiği anlaşılıyor" diye konuştu.