Araştırmacı Güven Bayar ile üzerinde uzun zamandır araştırma yaptığı, İstanbul’un resimli apartmanlarını gezmek için Cihangir’de buluşuyoruz. Planımız dört bilemediniz beş apartmana girip, duvarlardaki resimlerle ilgili çekimler yapmak. Ancak ‘Görebilecek miyiz?’ sorusu aklımızdan hiç çıkmıyor. İlk apartmana varınca Bayar rastgele bir zile basıyor, çaldığımız kapı açılmayabilir... Ve aşina olduğumuz o soru geliyor: “Kim o?”
Güven Bayar, yıllardır süren araştırmasını yaparken, en sık duyduğu soruya açıklayıcı ve ikna edici bir cevap veriyor duraksamadan. Ve bu arada kilidin açıldığını müjdeleyen o ses geliyor...
Arşivinde 200’e yakın resimli apartmana ait kayıt var Bayar’ın. Yüzlerce kez çaldığı ziller ve açılan kapıların ardında şu ana kadar 180’inde aradığını bulmuş. Ve her bulunan resimli apartman bir sonraki için yeni bir motivasyon kaynağı olmuş. Her resim ayrı bir kültürün, yaşanmışlığın anılarını fısıldamış araştırmacıya…
Kent kültürünün peşinde bir yolculuk
Güven Bayar, sırf merak duygusuyla dolaştığı İstanbul’un eski semtlerinde, kent yaşamı ve apartman kültürüne dair inceliklerin peşinden de gidiyor bıkmadan, vazgeçmeden.
Bulduklarının değerini kent sakinleriyle paylaşma fikriyle de merakını projeye dönüştürmüş: Resimli Apartmanlar Projesi...
Projenin amacı, İstanbul’un sosyokültürel yapısını yansıtan eserlere sahip çıkabilecek kıymetini bilecek ve gelecek nesillere ulaşmasını sağlayacak kurum ve kuruluşlara ulaşmak. Böylece kent sakinlerinin, günlük yaşam telaşıyla uzaklaştıkları estetik detayları yeniden fark etmelerini sağlamak mümkün...
Projeye tanıklık etmek
İlk apartman ve açılan kapı bizi de bu ilginç projenin tanığı yapıyor. Kapıdan girer girmez başımı sola çeviriyorum ve Japon kültürünün esintilerinin olduğu bir duvar resmi duruyor tam karşımda.
Hayranlığımı gizlemeye gerek duymadan “Harika bir şey bu!” diye bağırıyorum. Heyecanımı gören Bayar beni apartman sakinlerini rahatsız etmemem konusunda uyarıyor, bu kez fısıltıyla tekrarlıyorum: “Harika bir şey bu…”
Diğer apartmanları görmek için şimdi daha hevesliyiz. Yeterince görüntüyü aldıktan sonra Firuzağa Mahallesi’nde yürüyüşümüze devam ediyoruz. İkinci kez zili çalıyor Güven Bey. Onunla birlikte şimdi ben de bekliyorum 'Kim o?' sorusunu. Apartman sakini ne istediğimizi soruyor bu kez. Bayar, antredeki resmi görüntülemek için geldiğini anlatıyor bilmem kaç yüzüncü kez… Sabırsızlıkla ben de müdahil oluyorum cevap faslına ‘Girişteki duvar resmini görmek ve çekmek istiyoruz’ diye sesleniyorum.
Belli ki sanatseverlerin ziyaretine aşina; basıyor kilidi açan otomatiğe.
Resim sergilerini aratmayan apartman girişleri
İçeride zaman geçirip çekim yapmak pek kolay olmuyor. Gelip gidenler, merak edenler, bu ilgiye anlam veremeyenler… Bizim içinse aceleyle işimizi yapmaya çalışırken bir yandan sanki bir sergideymişiz gibi hayranlıkla duvarlara bakmakla geçiyor zaman.
Güven Bayar, bizi resimlerle ilgili bilgilendirirken, şehir turuna katılan turist gibi hissediyoruz. Hikayeler ilginç, duvardaki resimler, yerlerdeki karolar her detay bir bütünün parçaları gibi. Bunlar tarihiyle ve estetiğiyle sizi içine çeken, 1950’li yıllara götüren resimli duvarlarıyla dimdik ayakta bir sanat eseri adeta.
Sıcağa rağmen dört resimli apartmana daha girip çıkıyoruz. Günün sonunda anlıyoruz ki; Güven Bayar’ın bu proje için harcadığı emek yabana atılır gibi değil. Gerçek bir sanatsever, topluma ve kültüre değer veren bir araştırmacıdan başkasının uğraşamayacağı zor ve sabır gerektiren bir arayış, yolculuk bu. Resimlerin, geçmişin, arka plandaki yaşanmışlıkların peşine düşmek ve onları arşivlemek herkesin harcı değil.
Apartman resimleri birer kültürel değer
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Güven Bey bu resimleri bularak işin en zor kısmını halletmiş, hala hallediyor. Geriye bu değeri muhafaza etmek için resmi kurumlarca harekete geçmek kalmış.
Resimli apartmanlar, Beyoğlu ilçesiyle de sınırlı değil. Büyük bir kısmı Fatih’teki apartmanlarda yer alıyor. Apartman kültürünün ilk örneklerinin yer aldığı Nişantaşı da birçok resimli apartmana ev sahipliği yapıyor.
Ve henüz keşfedilmeyi bekleyen belki onlarcası daha başka başka semtlerde…
Kent kültürü, apartman kültürü ve yaşanmışlıklar geçmişle kurduğumuz bir köprü. Bu köprü geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlayan bir insanlık mirası. Koruyup saklanması gereken, aslında bu kadim şehrin sakinlerinin hak sahibi olduğu paha biçilmez kültürel bir miras.
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu