Orhan Gazi'nin İznik'i 1331 yılında fethetmesiyle kiliseden camiye dönüştürülen Ayasofya Orhan Camii, hem tarihteki önemi hem de manevi atmosferiyle dünyanın dört bir yanından yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor.
Dünya tarihi açısından önemli bir yapı olan Ayasofya'nın, Romalılar döneminde de tapınak olarak kullanıldığı ve 7. yüzyılda Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) döneminde üzerine bazilika inşa edildiği biliniyor.
11. yüzyılda depremde tamamen yıkıldığı düşünülen Ayasofya, mimarisinde önemli değişiklikler yapılıp nefler, payeler ve bunların arasında yerleştirilen sütunlarla ayrılarak yeniden inşa edildi. Ayrıca yapı daha sonra, Orhan Gazi Vakfı adına tescil edildi.
Ayasofya Orhan Camii, 16. yüzyılda geçirdiği yangından sonra Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle Mimar Sinan tarafından büyük ölçüde mimarisi de değiştirilerek tamir ve ihya edildi. Bu sırada güney tarafa sağ sahnın (üstü kubbeli örtülü yer) köşesine mihrap yerleştirildi. İçindeki kemerler ve bunların dayandığı sütunlar kaldırılarak geniş açıklıklı büyük kemerler yapıldı. Böylece namaz kılanların mihrabı görebilmesi sağlandı.
1920 yılında Yunanlar tarafından yakılıp harap edilen tarihi yapının, 2007 yılında Bursa Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün başlattığı tadilat çalışmaları sırasında üstü çatıyla kapatılarak yıkık vaziyetteki minaresi tamir edildi.
Ayasofya, 6 Kasım 2011 tarihinde Kurban Bayramı'nın birinci günü, bayram namazıyla yeniden ibadete açıldı.
Duvar resminin serbest olduğu kilise
Tarihi kaynaklara göre yaklaşık 850 yıl kilise olarak açık kalan Ayasofya, Hristiyanlıkla ilgili önemli kararların alındığı bir yer olarak biliniyor.
Bu mekanın adı, yazılı belgelerde ilk kez 787 yılında Patrik Trasios yönetiminde toplanan ve 350 piskoposla çok sayıda keşişin katıldığı 7. Konsül dolayısıyla geçiyor. O zamana kadar kiliselerde yasak olan freskin (duvar resmi) 7. Konsül'de serbest bırakılması kararı alınıyor.
İlk çizilen duvar resimlerinin de yine Ayasofya'nın içinde olduğu tahmin ediliyor. Caminin güney duvarında mezar odacığı olduğu tahmin edilen yarım elips niş içinde Hz. Meryem, Hz. İsa ve Yuhanna tasviri fresk bulunuyor. Burada alınan karardan sonra bütün kiliselerin freskli yapıldığı biliniyor.
Dünyada benzeri yok
Ayasofya Orhan Camii İmam Hatibi Mahmut Şahin, Orhan Gazi'nin 1331'de İznik'i fethetmesinin ardından camiye dönüştürülen mekanın 1920 yılına kadar kesintisiz bu şekilde hizmet verdiğini söyledi.
Dünyanın her bir bölgesinden yabancı turistlerin burayı ziyarete geldiğini söyleyen Şahin, şöyle konuştu:
"Gelen ziyaretçiler bize teşekkür edip gidiyorlar. Çünkü dünyada benzeri olmayan bir yapı. Ezan esnasında yabancı turistler kayıt altına alıyor. Mesela geçen arkadaşım ezan okurken Çin'den gelen turistler ezan sesini kayda aldılar, ülkelerinde paylaşacaklarını söylediler. Burada ezanın canlı okunması ayrı bir önem taşıyor. Ramazan dolayısıyla diğer il ve ilçelerden buraya gelip de ibadete katılıyorlar. Ülkemizin her bir bölgesinden insanlar burayı ziyaret ediyor."
Yaklaşık 5 yıldır İznik'te yaşayan Senegalli Muhammed Keita, Ayasofya Orhan Camii'nin çok önemli ve tarihi bir yer olduğunu anlattı.
Ayasofya'ya gelip namaz kılan Keita, "Tarihi camide manevi bir hava var. Osmanlı zamanından kalma bir cami. Yurt dışından yabancı turistler geliyor. Ben Fransızca biliyorum. Arada Fransızlar denk geliyor. Onlara burayı anlatıyorum. Buranın maneviyatı yüksek. İnsanı etkiliyor" dedi.
Kaynak: AA