Kazakçada Almatı diye söylenen Alma Ata, Aladağ dizisinin kuzey eteklerinde, 650-950 metre yükseklikte kurulan bir şehir.
Kazakistan’ın kültür merkezi durumunda bulunan Almatı'nın bağımsızlık meydanını, tarih müzesini, Altın Elbiseli Adam'ını anlattık.
"Yedi Su vilayetinin merkezi"
1908’lerde Almatı’yı gezen Kazanlı Abdürreşid İbrâhim buranın Yedi Su vilayetinin merkezi olduğunu, halkının tamamının Müslümanlardan oluştuğunu yazıyor.
Abdürreşid İbrahim, Slavları buraya yerleşmeye zorlayan Rusya’nın bölgede yaşayan göçebe Kazaklara da yerleşik hayata geçmeleri için baskı yaptığını belirtiyor.
1929-1997 arasında başkentlik yaptı
Almatı, 1917’ye kadar devam eden iç savaşlar sırasında da statüsünü korudu.
Mayıs 1929’da Kazakistan’ın başkenti olan Almatı, 1997 yılına kadar bu görevini sürdürdü.
1887 ve 1911’deki depremlerde büyük ölçüde hasar gören Almatı, sonradan modern bir şekilde yeniden inşa edildi.
1930’da Türkistan-Sibirya demiryolunun bir istasyonu olduktan sonra endüstri merkezi haline geldi.
Bembeyaz meydan halkın kanlarıyla kıpkırmızı oldu: Bağımsızlık Meydanı
Bağımsızlık meydanına Jeltoksan Meydanı da deniliyor.
Kazakistan’ın Devlet Başkanı Kazak asıllı Dinmuhammed Kunayev’di. 16 Aralık 1986 tarihinde, bir kararla Kunayev görevden alınarak yerine Rus kökenli Genaddy Kolbin getirildi.
Kolbin’in gelmesi Kazaklar arasında kabul edilmedi. Kazaklar, 17 Aralık 1986 günü Almatı’da Brejnev meydanında toplandı. Halk, demokratik protestolar yapıyordu.
Ellerinde, “Kazakistan, Kazaklarındır”, “Kolbin Rusya’ya geri dön” gibi pankartlar yer alıyordu.
Protestolar, 17-18-19 Aralık tarihlerinde sürdü ve toplam 200 kişi öldürüldü.
Karla kaplı Brejnev meydanı Kazakların kanlarıyla kızıla büründü. Kazak halkı, o günleri "Jeltoksan" (Aralık) adıyla anıyor.
Bağımsızlık yolunda canını veren yazar, şair ve bilim insanlarının adları sokaklara, caddelere verildi.
Altın Elbiseli Adam
Şehrin merkezinde bulunan ünlü şair, halk kahramanı Abay’ın ve Altın Elbiseli Adam’ın heykeli de ülkenin tarihini günümüze taşıyor.
Altın Elbiseli Adam, Kazakistan'da inşaat çalışmaları sırasında bulunurken, üzerindeki 3 binden fazla el işlemesi altın plaka nedeniyle bir hakana ya da oğlu tegine ait olduğu düşünülüyor.
"Altın Elbiseli Adam" olarak anılan zırhta leopar, pars, kartal koç, geyik, dağ keçisi, at ve kuş motifleri işlenmiş 3 bini aşkın altın üçgen plaka bulunuyor.
Isık Kurganı olarak adlandırılan mezardan çıkarılan zırhın yanındaki malzemeler ise Türklerin 2 bin 500 yıl öncesinde büyük bir devlet ve medeniyet kurduğunu, kendi yazı dillerini kullandığını ortaya koyuyor.
Tarih Müzesi Binası
Kazaklar müze binasını binlerce yıl içinde yaşadıkları keçe çadırlarına benzetmek istemiş.
Müzede en çok koyu renkli Kazak halılar dikkati çekiyor. Bilindiği üzere halı, Türk tarihinin en eski el sanatlarından biri.
Kurt postundan yaptıkları börklerine, binlerce yıllık kopuzlarına, telli, nefesli tüm sazlarına sahip çıkıyorlar.
Tarihlerini yansıtan tabloları gururla müzede taşıyorlar.
Müzede; Kapı örtüleri, yatak yorganlar, keçeler, perdeler, gümüş eyerler, çocuk beşikleri ve Kazak kültürünün en güzel örnekleri yer alıyor.
Tanrı dağlarının eteğine kurulan kentin merkezinde tarihi binalar, büyük parklar, enstitüler, üniversiteler, müzeler ve pek çok kütüphane yer alıyor.
Kaynak: İslam Ansiklopesi, TRT Haber, AA, Türkiye ile Kazakistan'daki Şehircilik Meselelerinin Tarih Yazımı Açısından İncelenmesi