ISTE Herbaryumu, 1945 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı Eczacı Okulunda Farmakognozi Kürsüsü içinde kuruldu. 1964'te kurulan Farmasötik Botanik Ana Bilim Dalına Prof. Dr. Asuman Baytop'un direktörlüğünde dahil edilen herbaryumda, belli kurallara göre kurutulan bitkiler, bilimsel araştırmalar için kullanılabilmesi amacıyla düzgün bir şekilde saklanılıyor.
Türkiye'nin ilk Ballı Bitkiler Koleksiyonu
Herbaryumda, bal üretimiyle ilgili kurum veya kişilere bilimsel destek sağlamak amacıyla oluşturulan, arıların polen ve nektar aldığı 755 örneğin barındırıldığı Türkiye'nin ilk Ballı Bitkiler Koleksiyonu dikkati çekiyor.
Yunanistan'da toplanmış 194 bitki örneğinden oluşan Flora Helenica Koleksiyonu, 1881-1908 arasında Avusturya, Almanya, Fransa, İtalya, Rusya, Macaristan, İspanya gibi ülkelerden toplanmış 77 familyaya ait 1028 örneğin bulunduğu Herbarium Normale Koleksiyonu, Balıkesir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Yıldız'ın 1977-2014 arasında Türkiye'nin farklı bölgelerinden toplandığı yaklaşık 1700 örneğin yer aldığı Prof. Dr. Bayram Yıldız Koleksiyonu ile Etnobotanik Koleksiyonu da herbaryumda yer alıyor.
Bitkiler ilaç ve gıda çalışmaları olmak üzere birçok alana kaynak sağlıyor
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Herbaryumu Direktörü Prof. Dr. Emine Akalın, bitkilerle ilgili sadece bitki teşhisi değil, kimyasal, genetik, ilaç, gıda, biyoçeşitlilik, kromozom, polen gibi birçok alanda çalışma yapanların herbaryum örneklerini inceleyebildiğini söyledi.
Bitkilerin sadece saklanmadığını, araştırmacıların çalışmaları için güvenli bir kaynak olarak korunduğunu dile getiren Akalın, "Bunlar olmazsa çalışmanın bir anlamı olmaz, çünkü materyali referans olarak kullanıyorsunuz. Örneğin doğal kaynaklı bir boya geliştirdiniz. Bu doğal kaynağı göstermeniz gerekiyor. Gösterilecek yer de burası" dedi.
Herbaryumda 130 bin civarında bitki örneği yer alıyor
Akalın, herbaryumda 130 bin civarında bitki örneğinin yer aldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'de yaklaşık 12 bin bitki türü var. Bunların yaklaşık yüzde 75'i burada bulunuyor. Bölgesel olarak de zenginliğimiz var. Herbaryum kurulduğundan beri hocaların, araştırmacıların topladığı, çalıştığı İstanbul ve Trakya'ya ait bitkiler bulunuyor. İstanbul ve Trakya bitkilerinin yaklaşık yüzde 85'ine ait örnekler bu herbaryumda yer alıyor. İstanbul ve çevresi Trakya ile Marmara'daki bitki örnekleri yer alıyor. Türkiye bitkileri ve özellikle de İstanbul bitkileri açısından en zengin herbaryum. Aynı türe ait bitki örnekleri farklı yerlerden ve farklı zamanlarda toplandığı için sayı yüksek. Bitkinin yaprak, çiçekli ve meyve zamanı olabiliyor. Ne kadar çok örnek görürseniz bitki hakkında o kadar çok bilgi sahibi oluyorsunuz."
İlk defa bilim dünyasına kazandırılan bitkilerin örnekleri de var
Akalın, ayrıca herbaryum örnekleri arasında ilk defa bilim dünyasına kazandırılan bitkilerin ilk tanımlandığı 170 kadar tip örneğinin de yer aldığı herbaryumda bunun zenginlik açısından önemli bir gösterge olduğunu söyledi.
Herbaryumun bazı tıbbi cinsler açısından önemli bir merkez olduğunu vurgulayan Akalın, adaçayı (salvia), kantaron (hypericum), sarımsak (allium), çakşır otunun farklı cinsleri, gelincik-haşhaş türleri (papaver), gül (rosa), geofit cinslerine ait neredeyse tüm türlerin yer aldığını kaydetti.
Bitkiler dijital ortama aktarılıyor
Prof. Dr. Emine Akalın, herbaryumun dijital ortama aktarılmasına ilişkin proje yürütüldüğünü belirterek, önceden sadece yazılı olarak kayıt altına alınan bitkilerin bugün büyük bir kısmının dijital ortama geçirildiğini aktardı.
Herkesin ulaşabileceği şekilde bitkilerin veri tabanına kaydedildiğini anlatan Akalın, bitkilerin bilgilerin yanı sıra fotoğraflarının da internet sitesine konulması çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.
Yaklaşık 3 bin örneğin taranmış görüntülerinin dijital ortama aktarıldığını ifade eden Akalın, amaçlarının araştırmacıların uzaktan bu örneklerini görebilmelerini sağlamak olduğunu, ancak daha ayrıntılı çalışmak isteyenlerin herbaryumda inceleme yapabileceğini dile getirdi.