Konservatuarda şan eğitimi alan ancak gönlünü türkülere veren, çok sayıda enstrümanı çalabilen, türküleri kendisi seslendiren, film müzikleri yapan Mehmet Taylan, elektronik müzikte de özgün çalışmalarıyla dünyaya Anadolu müziğini dinletiyor. DJ’lerden farklı olarak bütün enstrümanları kendisi çalan Taylan’ın elektro türküleri, Miami, Monaco, Tel Aviv gibi şehirlerde çalınıp dinleniyor.
Taylan, TRT Haber’in sorularını yanıtladı ve özetle şunları söyledi:
“Otantik Müzikle Elektronik Müziği Harmanlıyorum”
“On sekiz yaşından beri profesyonel olarak müzikle ilgileniyorum. İTÜ Türk Musikisi Devlet konservatuarı şan bölümü mezunuyum. Aynı zamanda multi müzisyenlik tarafım var. Hem müzisyen olarak hem solist olarak hem de vokal olarak müziğin içinde yer aldım. Hem film müzikleri yapıyor hem de yaptığım müziklerimle prodüktörlüğünü üstleniyorum. Son yedi yıldır akustik müzikten, geleneksel müzikten biraz daha ayrıştırarak kendimi, elektronik müzikle otantik müziği harmanlayarak üretimler yapmaya başladım.”
Doğadaki Her Ses Elektronik Müzik
“Doğadaki birçok şey elektronik müzik. Bir parktaki salıncağın gıcırtısı bile aslında bir döngü haline dönüşüyor. Elektronikte ‘loop’ denilen bir durum var: Sürekli tekrarlayan, insan algısında basite indirgenmiş, belli ritim kalıpları, belli melodi cümlelerinin yan yana gelmesi… Aslında elektronik müzikte kullanılan yapı, bizim türkülerdeki melodik yapıyla çok eşdeğer. Türkülerde çok basit, dört tane notayla, çok duru, sürükleyici ezgiler ortaya çıkıyor bizi kendisine çekiyor. Yüzyıllar boyunca da dinlediğimiz türküler var bu şekilde. Elektronik müzikle bu açıdan çok benzer tarafları var.”
“Anadolu Müziği Global Müzik”
“Dünyada son zamanlarda ‘organik hause’ diye bir tür ortaya çıktı. Daha çok akustik enstrümanların içinde bulunduğu ve onlarla kaynaştırılabilen dijital seslerin renkleri arasında kolâj yapabileceğimiz bir yapı var. Müzik camiasında buna ‘etnik elektronik’ deniliyor. Önce, etnik elektronik tabirle sahne alıyorduk. Sonra böyle diyerek haksızlık ettiğimi düşündüm. Bizim otantik müziğimiz, Anadolu müziğimiz etnik değil, tamamıyla global müzik. Bizim türkülerimiz etnik değil dünya müziği. Etnik dersem, Afrika’da herhangi bir kabilenin yaptığı ritim, dans veya bir giysiyi ifade edebilirim. Oraya özel, çok mikro bir şey. Biz mikro değiliz. Avrupalılar kendi müziklerini, kendi ülkelerinin tanıtımıyla küçücük tarihi kalıntılarla birlikte pazarlıyorlar. Benim ülkemde ise giysisinden tutun da yöresel ağızlara, tarihsel yapılara, gelmiş geçmiş uygarlıklara varıncaya kadar tanıtılacak çok fazla şey var. Yıllarca halk müziğiyle iç içe olduğum, Karadeniz’den Kerkük, Ege’den Orta Anadolu’ya kadar türkülerle haşır neşir olduğum için ‘Neden bunları elektronik müzik yapmıyorum?’ dedim. Zaten olabildiğince, kendimce hâkimiyetim var… Elektronik müzik yapanlar buradaki ses kayıtlarını alıyorlar. Tam böyle iç içe girmeden ne türküyü yansıtabiliyor ne kendi müziğini yansıtabiliyor. Köprü vazifesi göremiyorlar. Otantik müziğin içinde olmadıkları için, bu ülkenin havasını suyunu nüfuz etmedikleri için anlamıyorlar. Buradaki dinamikler nedir, eserde koruması gereken nedir, bilmiyorlar. Bu nedenle elektronik müziğe girmem gerektiğini düşündüm.”
‘Anadolu Elektronik’
“Ben bu müziğe ‘Anadolu Elektronik’ deme taraftarıyım. Nasıl ki ‘Anadolu Rock’ denilebiliyor, Rock’tan da vazgeçilemiyor, Anadolu’dan da vazgeçilemiyor, aynı şekilde bu müziğe ‘Anadolu Elektronik’ denilebilir. Yaptığımız müziğin içinde eğlence unsuru taşıyan türküler var. Felsefi anlam taşıyan, insanı kâmile sürükleyecek şiirler, deyişler var. Eğlence türküleri, kına, düğün türkülerini dans müziği olarak adapte ediyoruz ama bir deyişi icra edeceksem, o deyişin kendi sözlerindeki insanı kâmile sürükleyen, insanda olgunluk yaratacak, farklı perspektiflere sürükleyecek mısraların değerini vermek için daha çok ritüel tarafına ağırlık veriyorum. Türkünün kendi dinamiğine göre karşılığını bulabilecek bir elektronik tarzla buluşturmaya çalışıyorum.”
Dini Temalar Ticari Araç Olmamalı
“Tasavvufu elektronik müziğin içine koyarak, insanların bununla birlikte omuzlarını oynatarak dans etmesini istemiyorum. Dini temaları ön planda kullanmak istemiyorum. Dini tema benim için ticari bir araç değil. Bana göre samimiyetsizlik geliyor bu. Kendi görüşüm… Eğlence unsuru bulunduran türküleri özellikle dans müziğinde kullanıyorum. Deyişleri, aşk türkülerini, doğa türkülerini ise eğlence müziği olmayan şarkılarda değerlendiriyorum.”
40 Yaş Üstü Elektronik Müzik Dinlemeye Başladı
“Bu müziği dinleyen kitle daha önce 17-27 yaş arasıydı. Gitgide dünyada artık bu bant genişliyor. Avrupa’da 60-70 yaşlara kadar ulaştık, Türkiye’de de 45-50’ye varana kadar elektronik müzik dinleyicisi artmaya başladı. Otantik elektronik müzik karıştırılmış türkülere merakı olan insanlar genellikle gençler değil. 17-25 arası dinleyiciler, melodik şarkıları tercih ediyor. Bunların bir tempoları var: 130 tempo hatta 140 tempoya varana kadar çünkü kalp atışları o... Aşağılara düşemiyorlar. Yaş olgunlaştıkça durgunlaşıyoruz ve 120-110 hatta 80’e kadar ‘düşük tempo’ müzikler tercih ediliyor.”
Mirasçı Sıkıntısı
“Bir türküyü yapmak istediğinizde ozan vefat etmiş, ailede birçok fert var. Okuma parası isteniyor ki bana göre başlık parası bu. Oysa zaten eser yapılıp yayınlandığı zaman hangi platformda olursa olsun, onların hakları korunuyor ve haklarını alıyorlar. Bu sorun büyüdü ve türkülerimi yaparken bu nedenle daha anonim eserler seçmeye başladım. Şu anda listemde otuz kadar proje var. Çeşitli aşamalarda devam ediyorlar.”
ABD’den Ortadoğu’ya Kadar Çalınıyor
“Yaptığımız eserler, İsrail’de, Amsterdam’da, Miami’de, Monaco’da çalınıyor ki elektronik müzik açısından bu şehir çok önemlidir. Orada birçok yabancı DJ’ler çalıyor, beni etiket yaparak paylaşıyorlar.”
DJ, Yapımcı Farkı
“DJ’in önünde bir cihaz, iki tane modül var. Birinci modülde hazır, radyodan dinlediğimiz parçanın tümleşik hali çalıyor. Diğer tarafta bir başka parçanın hazır hali çalıyor. Hazır olan parçalardan geçişler yapıyor. Önemli olan farklı ritimler arasında dinleyicinin dikkatini dağıtmadan geçiş yapabilmesi, tek parçaymış gibi performans sergilemesi... Benim yaptığım, ‘canlı performans’ dediğim durumda ise bir orkestranın, yaylı, gitar, basgitar, keyboard, bağlama gibi birçok unsurunu çalıp kaydetme ve onları canlı bir enstrümanla sahnede birleştirme durumu var. Bu nedenle her performans eşsiz. Aynı eseri bir sonraki konserimde dinleseniz, aynısını bulamazsınız çünkü ortama, dinleyicinin enerjisine göre değişiyor.”
Şarkıcılık mı Yapımcılık mı?
“İkisi de çok ayrı ayrı keyif verici bir şey. Bir türküyü okumak istediğimde tarama yapıyorum: Başka kimler okumuş, nasıl okumuş, nasıl yorumlamış? Benim, yapılmamışı yapmam gerekiyor. Vokali elektronik müziğin üstüne ya da elektronik müziğin üstüne vokali başarılı bir şekilde kaynaştırabildiğiniz zaman ayrı bir keyif oluyor. Üretmek, ister seslendirmek anlamında olsun, isterse şarkıyı hazırlamak, her zaman keyifli bir iş.”
Nesiller 5 Yılda Farklılaşıyor
“Bundan sonra da elektronik müziğe devam edeceğim çünkü zaman çok hızlandı ve beş yıl sonra gelen çocukların bile farklı olduğunu gördüm. Yaşam biçimimiz değişiyor, doğa değişiyor, çevre değişiyor. Dolayısıyla akustik müzikten çok, elektronik müzikle harmanlanmış müzikler dinleyeceğiz gibi geliyor. Yapay zekâ da bu işin içine girdi. Dijital sesler etrafımızda. Gençler modern müzikle birlikte özlerine dönük bir arayış içinde olacaklar. İkisinin ortasını bulmaya çalışılacaklar. Araştıran ve bilgiye kolay ulaşılan bir çağdayız. Anadolu müziğinin de farkına varıyorlar, gelişen dünya müziğinin de farkına varıyorlar. İkisinin de var olduğu bir oluşumda kendilerini bulacaklarını tahmin ediyorum. Elektronik müzik 2030’lara kadar Türkiye’yi saracak diye düşünüyorum çünkü şimdiden Ege’de, İç Anadolu’da, Kapadokya’da önemli festivaller oluyor. Afrika ve Ortadoğu’da etnik müziğe çok fazla rağbet var. Avrupa’da özellikle ‘Türk psychedelic’ dediğimiz tarza çok fazla rağbet var. Anadolu müziğini keşfettiler, türküleri keşfettiler. Bir kapı aralandı. Bu nedenle Anadolu Elektronik müziğin önümüzdeki yıllarda dünyada daha çok dinlenecektir.”