Koleksiyoncu Gürkan Gürbüz, 36 yılda topladığı binlerce plaktan oluşan koleksiyonunu kafeterya hizmeti de verdiği "plak evi"nde müzikseverlerle buluşturuyor.
Başkentte yaşayan ve iyi bir dinleyici olan Gürbüz, müziğe olan tutkusunu 1996 yılında açtığı plak evi ile diğer müzikseverlerle de paylaşıyor.
Yaklaşık 10 bin plağın ve 50'den fazla pikabın yer aldığı, aynı zamanda kafetarya hizmeti de veren plak evinde taş plak ve gramofon satışı yapılıyor, müşteriler duvarlardaki Yeşilçam sanatçılarının imzalı fotoğrafları ve film afişleriyle nostaljik bir yolculuğa çıkıyor.
Gürbüz, Türkiye'de kasetin popüler olmaya başladığı dönemlerde plak dinlemeye başladığını, ardından yerli ve yabancı sanatçıların plaklarıyla koleksiyon oluşturmaya başladığını söyledi.
Yıllar içerisinde biriktirdiği plak ve gramofonları bir plak evinde topladığını, müzik tutkunlarının daha uzun süre vakit geçirmelerine olanak sağlamak üzere zamanla mekanı genişleterek kafeterya hizmeti de sunulan alana dönüştürdüğünü anlatan Gürbüz, şunları söyledi:
"Türkiye'nin en büyük plak evlerinden birini kurduk. Mekanın tarihi dokusunu ise hiç bozmadık. 1970'lerde anne ve babalarımız nasıl bir dükkana giriyorsa bizim dükkanımız da aynısı, çünkü bu dükkana hala kaset ve CD girmiyor. Dinletilerimizi tamamen plaklardan sağlıyoruz."
Gürbüz, mekana plak tutkunlarının yanı sıra gençlerin de geldiğini ve gramofonlardan yankılanan müzik sesleri eşliğinde uzun süre vakit geçirme imkanı bulduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA