ABD'nin Los Angeles kentinde düzenlenen 89. Oscar ödül töreninde ABD Başkanı Donald Trump'ın 7 Müslüman ülke vatandaşlarının ülkeye girişini yasaklayan başkanlık kararnamesi ve göçmenler hakkındaki sözlerine yönelik tepkiler dikkati çekti.
"Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü"nü kazanan İranlı yönetmen Asghar Farhadi, Trump'ın başkanlık kararnamesini protesto etmek için törene katılmadı. "The Salesman" adlı filmi ile ödül kazanan Farhadi, uzaya çıkan ilk İranlı kadın Anousheh Ansari vasıtasıyla törene katılanlara mesaj gönderdi.
İkinci kez ödül almaktan duyduğu onuru ifade eden Farhadi, "Bu akşam sizinle orada olmadığım için üzgünüm. Orada bulunmamamın nedeni, göçmenlerin ABD'ye girişini yasaklayan insanlık dışı yasalarla saygısızlığa uğrayan ülkemin halkına ve diğer 6 ülke halkına duyduğum saygıdan dolayıdır." mesajını yolladı.
Farhadi, dünyayı "biz ve düşmanlarımız" kategorilerine ayırmanın korku duygusunu körükleyeceğini kaydederek "Bunlar saldırganlık ve savaş için yanıltıcı gerekçelerdir. Bu savaşlar zaten saldırıya maruz kalan ülkelerde demokrasi ve insan haklarına engel teşkil eder." ifadesini kullandı.
İranlı yönetmen Farhadi'nin yanı sıra "Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü"ne aday gösterilen tüm sinemacılar ortak bir mesaj paylaştı. Mesajda, "Bugün ABD'de ve birçok ülkede halk arasında ve özellikle siyasetçiler arasında gördüğümüz fanatik ve milliyetçi havadan rahatsız olduğumuzu belirtiyoruz." sözlerine yer verildi.
Oscar adayları mavi kurdele taktı
Törene katılan birçok oyuncu da Trump yönetiminin son dönemdeki söylemlerini ve kararlarını protesto için mavi kurdeleler taktı.
Kurdeleyi takanlar arasında "En İyi Kadın Oyuncu Ödülü" adayı Ruth Negga ve "En İyi Film Ödülü"nü alan "Moonlight" filminin yönetmeni Barry Jenkins de yer aldı.
Amerikan Sivil Halklar Birliğini (ACLU) desteklemek ve Trump'ın seyahat yasağını eleştirmek için takılan kurdeleler, ACLU'nun "ACLU ile birlikte dur" kampanyasının sembolü olarak biliniyor. Trump'ın 7 ülkeye uyguladığı seyahat yasağına karşı ilk yasal mücadeleyi ACLU başlatmıştı.
Kimmel'ın mesajı sosyal medyada
Ödül törenini sunan televizyon programcısı Jimmy Kimmel'ın Trump ile ilgili sosyal medya mesajı da Oscar törenlerinden akılda kalanlar arasındaydı.
"Tören başlayalı iki saat oldu ve Donald Trump hala bizimle ilgili tweet atmadı. Endişelenmeye başlıyorum." diyen Kimmel, cep telefonundan Twitter'a girerek Trump'a mesaj yazdı.
Kimmel'ın "Selam, uyanık mısın?" mesajı 15 dakika içerisinde 164 bin kez paylaşılarak, ünlü komedyenin en çok paylaşılan mesajı oldu.
Sosyal medya mesajı birkaç saat içinde kullanıcılar tarafından 235 bin kez paylaşıldı ve 429 bin beğeni aldı.
Trump karşıtları töreni protesto etti
Oscar törenine katılan ünlülerin Trump karşıtı gösterilerinin yanı sıra Trump destekçileri de Los Angeles'ta "Oscar karşıtı" protesto düzenledi.
"Amerika'yı Tekrar Büyük Yap" sloganı yazan pankartlar taşıyan göstericiler Hollywood yıldızlarını "kibirli ve ikiyüzlü" olmakla suçladı. Trump destekçileri, Hollywood'a karşı boykot çağrısında bulundu.
Ünlü oyuncuların protestoları
1929'dan beri düzenlenen, her yıl televizyonlardan milyonlarca kişinin izlediği ve sinema endüstrisinin en prestijli ödüllerinin verildiği Oscar törenleri daha önceki yıllarda da birçok kez protestolara sahne olmuştu.
Geçen yıl "En İyi Yönetmen" ödülünü "The Revenant" filmi ile kazanan Meksikalı yönetmen Alejandro G. Inarritu, o dönem ABD başkanlığına adaylığını açıklayan Trump'ı Meksikalılar hakkındaki "tecavüzcüler ve katiller" sözlerinden dolayı eleştirmişti.
Inarritu, ödül töreninde yaptığı konuşmada Trump'ı kastederek "Bu kadar zengin olmak ve bu kadar kötü olmak... Sahip olduğu tek şey para olan fakir adam bu ve işte hepimizin alması gereken ders de bu." demişti.
İrlanda asıllı Amerikalı aktör ve film yapımcısı Micheal Moore, 2003'te "Bowling for Columbine" isimli yapımı ile "En İyi Belgesel Film" ödülünü aldığında yaptığı konuşmada dönemin ABD Başkanı George Bush'u eleştirmişti.
Moore, Bush'u ve ABD'nin Irak işgalini kastederek "Uyduruk zamanlarda yaşıyoruz. Biz uyduruk seçim sonuçlarının uyduruk bir başkanı seçtiği yerde yaşıyoruz. Biz, bir adamın bizi sebepleri uyduruk olan bir savaşa gönderdiği bir zamanda yaşıyoruz." ifadelerini kullanmıştı.
Hollywood'un ünlü isimlerinden Tim Robbins ve Susan Sarandon da 1993 Oscar töreni sırasında sunucu olarak ortak konuşma yapmışlardı.
Robbins ve Sarandon, HIV taşıyıcısı olan 226 Haitilinin Guantanamo hapishanesinde tutulmasını protesto etmiş ve ABD yönetimine HIV taşıyıcısı olmanın bir suç olmadığını kabul etmesi yönünde çağrıda bulunmuştu.
1978'de yapımcılığını yaptığı "Filistinli" belgeseliyle tanınan Vanessa Redgrave, "Julia" filmindeki rolüyle "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" ödülünü kazandıktan sonra yaptığı konuşmada, Filistin hakkındaki belgeseline tepki gösteren Yahudileri hedef almıştı.
Redgrave, kendisine tepki gösterenleri "bir avuç siyonist kabadayı" şeklinde nitelendirmişti.
Oyuncu Bert Schneider ise 1974'teki Oscar töreninde "En İyi Belgesel Film" ödülünü kazandıktan sonra Vietnam savaşı hakkında bir konuşma yapmıştı.
Schneider, konuşmasında Vietnam hükümetinin Paris'teki barış görüşmelerine gönderdiği delegasyonun başkanı Dinh Ba Thi'nin mektubunu okuyarak barış çağrısında bulunmuştu.
Hollywood yıldızlarından Marlon Brando da 1973 yılında "Baba" filmindeki rolüyle "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü kazandığında Oscar törenlerini boykot ederek yerine Amerikan yerlisi olan aktivist Sacheen Littlefeather'i göndermişti.
Littlefeather, Brando'nun yerine ödülü reddederek Amerikan yerlilerinin filmlerde ve televizyonda olumsuz yansıtıldığını vurgulayarak ABD yönetiminin Amerikan yerlileri ile yaptığı anlaşmaları yerine getirmediği için eleştirmişti. AA