Sahaflar Çarşısı gösterişsiz kapısı, kağıt kokan ambiyansı ile İstanbul’un kültür sanat hayatını geçmişten günümüze getiriyor.
Sinesinde nadide eserler bulunan çarşı, öte yandan kitapla ve kelamla yoğrulmuş hayatları da saklıyor.
Onlardan biri de 83 yaşındaki sahaf İbrahim Manav. 60 yılı geride bıraktığı sahaflık hayatına 11 yaşında çırak olarak başladı Manav.
Mesleğine aşkla bağlanmasını sağlayan şeyin dükkanda ağırladığı eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in bir sözü olduğunu vurgulayan Manav, ''Hasan Ali Yücel oraya bir şeyler yazdı fakat bir cümle yazdı benim kitapçılık hayatımda epey tesir etmiştir. "İnsan bir şey alacaksa kitap almalıdır bir şey satacaksa kitap satmalıdır dünyanın en mukaddes işidir" dedi. Bir çok şeyler de söyledi ama hatrımda kalan bu cümle. Benim sahaflık hayatıma daha aşkla şey yaptım’’ dedi.
Mesleğini işin üstadlarından öğrendi
Manav’ın çocukluğu sahaflar ve hattatlarla geçti. Onların yanında geliştirdi kendisini.
İşin üstadlarının çalışmalarını izleyerek kendi kendine hat sanatının inceliklerini öğrendi.
20 yaşına geldiğinde de ustası İsmail Dilmen’den dükkanını alan Manav, ''İsmail Dilmen'e dedim ki hocam ben size hizmet edeyim size para vereyim kitaplarınızı satın alayım o da yaşlanmış hoşuna gitti. O zamanın parasıyla 800 lira verdim kitaplarını satın aldım filan öyle devam etti. O dükkan hala hizmet ediyor'' diye konuştu.
Tarihi dönemlere tanıklık etti
İbrahim Manav mesleği gereği tarihe de tanıklık etti. Dükkanına dönemin siyasetçilerinin ve akademisyenlerinin de uğradığını belirten, Manav, şunları söyledi:
''Aksaray solcuların elindeydi üniversite karışıktı biz bu mekanda ne yapacağımızı şaşardık bende mesela Çalıkuşu da vardı Kuran da vardı. Solcu kitaplar da vardı yani biz kitapçı olarak yorum yapmazdık. Bana komünistler de gelirdi sağcılar da gelirdi idare ederdim’’
Unutulmaz misafirler ağırladı
Yazar ve iş insanları da müdavimiydi küçük sahaf dükkanının. Unutulmayacak birçok ismi ağırladı.
Sakıp Sabancı'nın dükkanına geldiğini anlatan Manav, ''Sakıp Sabancı bana geldi. Bir besmele var dükkanımda gayet güzel besmele bismillahirrahmanirrahim sülüs yazıyla. Gardaşım bunu bana ver dedi. İyi hocam dedim fiyatı 300 lira. Yav sen ne diyorsun 300 lira çok para bak dedi yamalı şey giyiyorum ayakkabı giyiyorum öyle espri olsun diye. Yardımcısı vardı Ali Haydar, Ali Haydar Bey dedi 200 lira ver gardaşıma alalım dedi besmeleyi’’ ifadelerini kullandı.
''Onun münadiliği başka türlüydü''
İbrahim Manav sahaflığın yanısıra kitap mezatları da yaptı. Münadiğiliği de sahaflığı kadar sevildi.
Manav'ın münadilliğinin farklı olduğunu söyleyen Sahaf Turan Mustafa Türkmenoğlu, şunları söyledi:
''Onun münadiliği başka türlüydü. Sandal bedestandaki münadiler gibi değil satıyorum sattım değil. Kitabı önce tanıtır araya espri katar. İşte tarihi naima geçti eline satacak "naima oku beni daima" diye böyle şey yapar nidada bulunur.’’
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü'nü aldı
83 yaşındaki İbrahim Manav, Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülüne layık görüldü. Ancak ödül almaya gidemedi.
Manav, ''Mutlu oldum. Çok heyecanlandım gitmek istedim. Maalesef fazla yürüyemiyorum fazla şey yapamıyorum Ankara'ya da onun için gidemedim’’ dedi.
Ödülü Manav adına kızı Ayşegül Bardakçı aldı.
''Hem abi hem usta hem komşu''
Manav, ilerleyen yaşı ve rahatsızlıkları nedeniyle çok sevdiği dükkanına gidemiyor.
Türkmenoğlu, şunları söyledi:
''Yaşlıların her birinin gidişi sanki bir kalenin düşüşü gibi. Hacı Muzaffer Özak'ın ölümünden sonra büyük bir gedik açıldı burada. Boşluğu hala dolmadı dolmaz da. İbrahim Abi bilmediğimiz bir şey olursa öğretir, paraya ihtiyacımız var kitap alacağız borç verir ortak olur. Hem abi hem usta hem komşu''
''İlk önce kitabı sevecekler''
15'nci yüzyıldan beri ayakta kalan Sahaflar Çarşısı bir süredir genç sahaflara emanet.
İbrahim Manav’ın ise genç sahaflara tavsiyeleri şu şekilde:
''İlk önce kitabı sevecekler sonra sabırlı olacaklar ve mutlaka lisan öğrenecekler. Hat sanatını öğrenecekler osmanlıca öğrenecekler’’
Sahaflar Çarşısı kedileri ve tarihi dokusuyla halen İstanbul'un en gözde kitap merkezi.
Haber: Fahriye Demirci
Kamera: Necmi Hastürk-Mustafa Oğuz
Kurgu: Kaan Alp Atasoy