Karahantepe, Şanlıurfa kültür envanterinin tespiti için başlatılan çalışmalar sırasında fark edildi. Bölgedeki yapılar, Tektek Dağları Milli Parkı içerisindeki Kargalı Mahallesi yakınlarında 1997 yılında yapılan yüzey araştırması sırasında keşfedildi.
Bölge halkı tarafından "Keçilitepe" olarak da bilinen alanda, Kültür ve Turizm Bakanlığının himayesinde 2 yıl önce "Göbeklitepe Kültürü ve Karahantepe Kazıları" projesi kapsamında yüzey araştırma çalışması başlatıldı.
Bu araştırmalarda UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Göbeklitepe'deki yapılara benzeyen ve ilk belirlemelere göre neolitik döneme ait "T" biçiminde 250'nin üzerinde dikili taş tespit edildi.
İlk kazılar başladı
İstanbul Üniversitesi Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul başkanlığında bölgede ilk kazı çalışmalarına başlandı.
Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Karul, bölgede Göbeklitepe ile aynı dönemde olduğu tahmin edilen 12 noktanın bilindiğini bunlardan birinin ise Karahantepe olduğunu söyledi.
Karahantepe'de yaptıkları yüzey araştırması sırasında bulunan dikili taşların önemini anlatan Karul, bölgenin topografik haritasını çıkararak, jeomanyetik ölçümler de yaptıklarını belirtti.
"Dikili taş sayısı 250'nin üzerinde"
Prof. Dr. Karul, kazılara akademisyenler ve işçilerin de bulunduğu yaklaşık 35 kişilik bir ekiple başladıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Hava fotoğraflarından bile burada yüzeyde gözüken dikili taş sayısı 250'nin üzerinde. Bu dönemin yapılarına baktığımızda 12 çevrede, 2 de merkezde olmak üzere içerisinde 14 dikili taş bulunan özel yapılar söz konusu. Böyle bir hesap yapıldığında yüzeyden görülebilen dikili taşlar 30 civarında yapının olduğunu bize söylüyor. Kuşkusuz görülebilenler bunlar ama toprak altına henüz açığa çıkarılmasını bekleyen daha fazla yapının olduğunu da ön görmek gerekiyor. Dolayısıyla onlarca yapı olduğunu henüz kazıya yeni başlamış olmamıza rağmen rahatlıkla söyleyebiliriz."
"Bölgede avcı, toplayıcı bir topluluk yaşamını sürdü"
Göbeklitepe'nin "T" biçimindeki dikili taşlarla ayırt edilen yerlerden bir tanesi olduğunu ve tek bir dönemi ifade etmediğini anlatan Prof. Dr. Karul, şunları söyledi:
"Göbeklitepe'deki yaşam 'T' biçimindeki taşlardan oluşan bir dönemden de ibaret değil. Çok daha uzun bir süreci yansıtıyor, 700-800 yıllık bir yerleşim yahut kullanım söz konusu. Karahantepe'nin de bu sürenin içerisinde bir yere oturduğu kesin. Daha uzun bir süreyi kapsayabilir, öncesinden başlayabilir. Bütün bunları burada yapacağımız kazılar gösterecek ama en azından bu sürecin içerisinde önemli bir zaman aralığıyla örtüştüğünü çağdaş (aynı dönemde) olduğunu söyleyebiliriz. Bu da günümüzden 11 bin 500 yıl öncesini ifade ediyor. Karahantepe'nin Tektek Dağları Milli Parkı içerisinde olmasının arkeolojiyle bütünleşik farklı projeler yapmaya da fırsat sağlayacağını düşünüyoruz."
Prof. Dr. Karul, Karahantepe'deki dikili taşların dışında kullanılan aletlerin bu bölgede avcı, toplayıcı bir topluluğun yaşamlarını sürdürdüğünü ve yıl boyu değilse bile uzun bir kısmını aynı yerde, kalıcı yerleşimlerde geçirdiklerinin göstergesi olduğunu vurguladı.
Karahantepe'de yapılacak kazılarla akıllardaki birçok sorunun cevabını bulacaklarını belirten Karul, bu yıl kazıları eylül ayı sonuna kadar sürdüreceklerini anlattı.
Kaynak: AA