Şehir Tiyatroları, yeni sezon oyunlarını Esma Sultan Yalısı'nda gerçekleştirilen basın toplantısıyla tanıttı.
Kültür Daire Başkanı Abdurrahman Şen, programda Şehir Tiyatrolarının Türk tiyatrosunun temel taşı, öncü kuruluşu, yeniliklerin ve güzelliklerin merkezi olduğunu söyledi.
Yeni sezonda yerli oyunları arttırmayı amaçladıklarını belirten Şen, şöyle konuştu:
"Necip Fazıl Kısakürek'in 'Reis Bey' oyununu yıl bitmeden yetiştirmeye çalışıyoruz. Fakat 'Reis Bey', herkesin tahmin edeceği gibi birçok bakımdan ağırlık gerektiren bir çalışma. Dramaturjisinin çok iyi yapılması ve ona göre de iyi bir oyuncu kadrosunun olması lazım. Bu konudaki çalışmalar hemen hemen bitti. Provaları yıl sonunda başlayacak. Sezon sonuna yetiştirebilir miyiz diye bakıyoruz. Hiç acelemiz yok. Üstada yakışacak bu günlerde en çok ihtiyacımız olan 'Adalet, hukuk... Hukuk var da adalet var mı? Adalet, merhamet ne demek?' konularını iyi değerlendireceğimiz bir oyun."
Şen, tiyatroda yerli oyunları artırmak için öncelikle oyunların metinlerinin sağlam olması gerektiğini vurguladı.
Edebi Kurula gelen eserlerdeki edebi dilin zayıf olmaması gerektiğini aktaran Şen, "Yerli yazarlarımız için söylüyoruz. Geçmişten bir yazarın oyunu da taşınmış olabilir. Edebi dili zayıf, o oyunu seçemiyorsunuz. Kötü bir metinden iyi bir oyun çıkmaz ama iyi bir metinden her halükarda iyi bir oyun çıkar." diye konuştu.
Şen, yerli yazarları teşvik etmek için çalışmalar yaptıklarını vurgulayarak, hukuki zemin sağlandığında tiyatro metni yazımında yeni yazarların artacağını düşündüğünü belirtti.
"Milliyetçilik yerli yazarları korumaktır"
Zihni Göktay ise tiyatro dünyasında yerli oyunların son yıllarda arttığına dikkati çekerek, şu görüşlerini paylaştı:
"Milliyetçilik sokağa çıkarak pankartlarla bir yerlerde bağırıp çağırmak değildir. Kendi yazarlarımızın oyunlarını sahnelemek ve özen göstermek zorundayız, şiarımız bu olmalı. Ödenekli tiyatro olarak yabancı yazarların oyunlarını oynamak bizim görevimiz ama yarı yarıya yerli yazarlarımızı korumak zorundayız. Sağcı, solcu ayırmadan Necip Fazıl, Tarık Buğra, Ataol Behramoğlu oyunlarını oynamalıyız."
Şehir Tiyatrolarının Etna yanardağı gibi olduğu yorumunu yapan Göktay, "20 yılda bir lav fışkırır, lavlar altında kalanlar gider, gerisiyle devam ederiz. Sahne üzerinde çatışmalar olur, hiçbir zaman birbirimize hakaret etmemeliyiz. Biz Muhsin Ertuğrul'dan Batı, Rus ve Alman tiyatrosunu, Vasfi Rıza Zobu'dan ise Osmanlı, Tanzimat tiyatrosunu öğrendik. Ben mesela üç tane Nazım Hikmet oynadım, Tarık Buğra, Fakir Baykurt da oynadım. Bunlar bizim zenginliğimiz." dedi.
Otuz oyun sahneye taşınacak
Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Süha Uygur ise etkinlikteki konuşmasında, 2016-2017 tiyatro sezonunda Hisse-i Şaia, Saadet Hanım, Yangın Yerinde Orkideler, Reis Bey, Geç Kalanlar, Sızı, İblis, Makedonya Gamzesi, Karıncalar, Zorba gibi, Polyanna, Keloğlan gibi yaklaşık 30 oyunu sahneye taşımayı planladıklarını anlattı.
Şehir Tiyatroları Müdürü Salih Efiloğlu ise Şehir Tiyatroları'nın 102. yılında olduğunu ifade ederek, "Bu şehrin tiyatrosu olarak gerçekten bir marka değer ve sanat anlayışıyla sezonu açacağız. Süha Bey güzel bir çalışma yapmış, yerli oyunlarımızın yer alması ayrıca mutluluk verici." diye konuştu.
Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Yardımcısı Melahat Abbasova ise göreve yeni atandığını, geçen yıl yönettiği Shakespeare oyununun 10 ödül aldığını ve kendisine de yılın yönetmeni ödülü kazandırdığını dile getirdi.
Yeni sezonda yerli oyunların çoğaldığının altını çizen Abbasova, şu düşüncelerini aktardı:
"Şehir Tiyatroları her zaman yerli oyunlara öncelik vermiştir ama bu sene daha da fazla. Ben de kasım ayında Azerbaycanlı ünlü yazar Hüseyin Cavid'in 'İblis' oyununu hazırlamaya başladım. Yönetimde olmaktan da mutluyum. Hanımların yönetimde olması iletişim anlamında çok olumlu oluyor. Herkes odamıza rahatlıkla girebiliyor, dertlerini anlatıyor, isteklerini anında çözmeye çalışıyoruz."
Şehir Tiyatroları, 5 Ekim'de sahneleyeceği oyunlarla sezona "merhaba" diyecek. AA