Mehmed Avni Nureddin Bey ile Fatma Hanife Hanım'ın oğlu olarak 1900 yılında, İstanbul'da dünyaya gelen sanatçı, ilkokulu Beyazıt İbtida-i Mektebi'nde okuduktan sonra Soğukçeşme Askeri Rüştiyesinde ardından Kadıköy Sultanisinde öğrenim gördü.
Henüz 10 yaşındayken sesinin güzelliği fark edilen Selçuk, 15 yaşındayken girdiği Kadıköy'deki Darülfeyzi Musiki Mektebinde üç yıl eğitim aldıktan sonra bu heyetle ilk konserine çıktı.
Münir Nurettin Selçuk, sınav sonucu elde ettiği başarıyla Darülelhan adıyla faaliyet gösteren İstanbul Belediyesi Konservatuvarına girmeye hak kazandı.
Ailesinin ısrarıyla ziraat eğitimi almak üzere 1917'de gittiği Macaristan'dan eğitimini tamamlamadan dönen ve müzik çalışmalarına ağırlık veren Selçuk, bir röportajında, "Hayatımda başka hiçbir meslek seçmeyi aklıma getirmedim. Düşünün bir kere, beni Macaristan'a ziraat tahsiline göndermişlerdi. Bu tahsilde iken Türk musikisi yüzünden kitabın yaprağını açamadım" yorumunu yapmıştı.
Tek başına konser veren ilk sanatçı
Sanatçı, 1923'ün Ağustos ayında askerlik hizmetini yapmak üzere teğmen rütbesiyle Muzika-ı Humayun'a girdi ancak cumhuriyet ilan edilince aynı rütbeyle Ankara'daki "Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti"ne dahil oldu.
Heyetten 1926'da ayrılan sanatçı, öncelikle İstanbul'a döndüyse de 1927'de gittiği Paris Konservatuvarı'nda ünlü hocalardan piyano ve solfej dersleri aldı.
Münir Nurettin Selçuk, 1928'de Fransız tiyatrosunda tek başına ve o tarihe kadar görülmemiş bir biçim ve programla ilk konserini verdi. Sanat çevrelerinde büyük yankı uyandıran konser, "Münir Nurettin ekolü" olarak bilinmeye başladı.
Solo konserleriyle Türk müziğinde bir çığır açan sanatçı, tek başına halkın karşısına çıkmasının yanı sıra farklı stiliyle de büyük ilgi görmeye başladı. Sanatçı, 1942'de girdiği Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti'nden 1943'te ayrıldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Konservatuvarı'nda repertuvar dersleri de veren usta sanatçı, farklı formlarda 100'den fazla esere imza attı.
Selçuk, 1953'te İstanbul Radyosunda müşavirlik görevinin yanında İcra Heyeti Başkanı olarak görev aldı.
Yurt dışında birçok konser verdi
Mevlana, Fuzuli, Nedim, Ahmet Paşa, Şeyh Galip, Ziya Paşa, Süleyman Nazif, Tevfik Fikret, Vecdi Bingöl, Yahya Kemal Beyatlı, Faruk Nafiz Çamlıbel, Behçet Kemal Çağlar, Necdet Atılgan, Munis Faik Ozansoy, Cahit Sıtkı Tarancı, Ümit Yaşar Oğuzcan, İsmet Bozdağ, Refik Ahmet Sevengil gibi ünlü şairlerin şiirlerini besteleyen Selçuk, yurt dışında da çok sayıda konser verdi.
Hemen hemen bütün beste şekillerindeki eserleri okuyabilen bir yorumcu olan sanatçı, özel dersleriyle birçok genç kuşak sanatçının yetişmesine katkıda bulundu.
Muhsin Ertuğrul'un ilk müzikal film denemesi olan 1939 yapımı "Allah'ın Cenneti" filminde de rol alan sanatçı, yine Ertuğrul'un 1941 yapımı "Kahveci Güzeli" filminde de yer aldı.
Sanatçı, Kahveci Güzeli'nde Sadettin Kaynak'ın bestelediği "Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber", "Aşığım Baharın Yeşil Gözüne", "Zeynebim Uçtu Gitti", "Garibiz, Gurbet Bize Artık Bir Sıla Oldu", "Çoban Kızı" ve "Yad Eller Aldı Beni" eserlerini yorumladı.
Birçok Mısır filminin müziklerini de besteleyen sanatçı, 27 Nisan 1981'de Nişantaşı'ndaki evinde hayatını kaybetti ve Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi.
Sanatçının bazı besteleri şöyle:
"Beni Kör Kuyularda Merdivensiz Bıraktın", "Kalamış", "Aziz İstanbul", "Söyle Sevgili", "Gül Yüzünde Göreli Zülf-i Semen-say Gönül", "Safa-yı Metle Parıldasın Camımız", "Hülyama Doğan Son Güneşim", "Son Hevesimde", "Varalım Kuy-ı Dilaraya Gönül Hu Diyerek", "Bir Söz Dedi Canan ki Keramet Var İçinde", "Rindlerin Akşamı", "Ne Doğan Güne Hükmüm Geçer Ne Halden Anlayan Bulunur", "Endülüs’te Raks", "Sessiz Gemi", "Rindlerin Ölümü", "Sen Şarkı Söylediğin Zaman", "Dumanlı Başları Göklere Ermiş", "Yedi Renk Üstüne Hareli Dağlar.
Kaynak: AA