Soğukçeşme Sokağı, Sultanahmet.
Tarihi yarımadanın en özel noktalarından birinde, İstanbul’un en özel kütüphanelerinden bir tanesi yer alıyor.
Çelik Gülersoy Vakfı İstanbul Kitaplığı sadece İstanbul ile ilgili yaklaşık 12 bin kitap ve 25 bin görsel materyal ile 32 yıldır kentin hafızasına ışık tutuyor.
Tarihi bir binada yer alıyor
Kütüphanenin yer aldığı bina 18. Yüzyıldan beri ayakta duruyor.
1960’lı yılların ortalarına kadar mesken olarak kullanılan bina, 70’li yıllardan sonra ticarethaneye çevrilirken, 1986 yılında restore edildi.
1990 yılında ise Çelik Gülersoy tarafından satın alınan tarihi yapı, turizm amaçlı kullanılan diğer binaların aksine kültür-sanat alanında kullanımı için kütüphaneye dönüştürüldü.
Çelik Gülersoy’un İstanbul’a dair onlarca yıllık koleksiyonu ile başlayan serüveni, günümüzde 600’ü nadir olmak üzere binlerce kitaba ev sahipliği yapıyor.
İstanbul en çok yazılan kentler arasında yer alıyor
Bugün İstanbul Kitaplığı’nın sorumlusu Hayri Fehmi Yılmaz, Uğur İbrahim Hakkıoğlu ve Ayhan Apak ile kütüphanenin ayakta kalmasını sağlayan en önemli isimler arasında yer alıyor.
Kütüphanenin genellikle İstanbul araştırmacılarına hizmet verdiğini söyleyen Yılmaz, “Bunların yanında meraklılar, restorasyonlarda yapılarla ilgili bilgi arayan uzmanlar, projeleri hazırlayan ekipler, planlama hazırlığı içerisinde olan yerel yönetimler gibi aklınıza gelecek hemen hemen herkes bizim misafirimiz oluyor” diyor.
“İstanbul dünyanın en çok yazılan kentlerinden biri. Asırlardır yazılıyor. Bizim kütüphanemizde neredeyse dört yüz yıldır yazılan kitaplar bulunuyor” diyen Hayri Fehmi Yılmaz, kütüphanede sürekli bir eser sirkülasyonu olduğunu belirtiyor.
“Bazıları çok eski bazıları çok yeni ama İstanbul ile yazılmış kitapların hepsini edinmeye çalışıyoruz. Bazen yazarlar bazen de basan kurumlar kütüphanemize gönderiyor. İstanbul halkının bazıları da kentle ilgili sahip oldukları arşivlerini kütüphanemize bağışlayabiliyor”.
Görsel hafızayı da canlı tutuyor
12 binlik kitap arşivinin 600’ü ise nadir eserlerden oluşuyor.
Yerli yazarların yanı sıra İtalyan Mimar Gaspare Fossati’den Fransız Roman yazarı Pierre Loti’ye yabancı birçok ismin İstanbul’u anlatan eseri de kütüphanenin rafları arasında yer alıyor.
Kitap koleksiyonu kadar görsel hafızası da oldukça geniş kütüphanede. dialar, gravürler ve eski fotoğraflardan oluşan 25 bine yakın görsel materyal ziyaretçilerini bekliyor.
Kütüphanelerin kent tarihiyle, kültürüyle sanatıyla bağlantı kurulabilecek mekanlar olduğunu belirten Hayri Fehmi Yılmaz, “Elbette yeni dünyada dijital veriler sayesinde bazı kaynaklara hızla ulaşabiliyorsunuz ama çok özel bazı kaynaklar kütüphanelerde korunuyor ve kütüphane çalışmaları gelecekte de devam edecek” diye anlatıyor kütüphane kültürünün önemini.
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu