Erzurum'da, tarihi ipek ve baharat yollarında bulunması nedeniyle ticaretin merkezi konumundaki Taşhan Çarşısı, tarihte olduğu gibi günümüzde de yöredeki ekonomiye can veriyor.
Fevziye Mahallesi Menderes Caddesi'ndeki Pervioğlu Camisi ile Boyahane Hamamı arasında bulunan ve Osmanlı'nın kervansaray mimarisinin örneklerinden biri olan Taşhan Çarşısı, asırlar geçmesine rağmen kente özgü yöresel ürünlerin satışı ve nostaljik yapısıyla canlılığını sürdürüyor.
Eski ismiyle "han" günümüzde ise "çarşı" olarak bilinen, Osmanlı hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında inşa edilen yapı, tarihi ipek ve baharat yollarının da yer aldığı 5 ticaret yolunun merkezinde yer alıyor.
Dikdörtgen avlu ve kesme taştan yapılmış revakların arkasına sıralanmış odalardan oluşan iki katlı tarihi yapı, 1965 yılında geçirdiği restorasyon sonucu yapılan süslemelerle Osmanlı'dan günümüze kadar ayakta kalmayı başararak ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Ekonomik hareketliliği sürdürüyor
Geçmişte barındırdığı imarethane, mescit, dinlenme yeri, bezirgan dükkanları, deve, eşek, öküz, manda ve atların bağlandığı bölümlerle ticaret kervanları ve yolculara önemli hizmetler sunan Taşhan, bölgenin ticaret merkezi konumundaydı.
Yüzyıllar geçmesine rağmen ticaret merkezi olma özelliğini kaybetmeyen Taşhan, kentin yöresel ürünleri ve nostaljik yapısıyla ekonomik hareketliliği koruyor.
Günümüzde daha çok Oltu taşı işlemeciliği yapan ya da bu taştan yapılan ürünleri satan esnafın bulunduğu Taşhan'da bu ürünlerin imalat ve satış bölümleri yer alıyor.
Rüstem Paşa Kervansarayı olarak adlandırılan Taşhan, başta tespih, yüzük, gümüş, bakır, gerdanlık ve onlarca hediyelik eşyanın satışıyla hem asırlık ticaretini sürdürüyor hem de çarşı esnafının yüzünü güldürüyor.
Erzurum Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz, Osmanlı Devleti'nin sosyal hayat, askeri ve siyasi liderliğinin yanında ekonomik olarak da güçlü olduğunu belirtti.
Almaz, Osmanlı mimarisiyle yaptırılan kervansaraylardan birinin de Erzurum'da olduğunu vurgulayarak, "Taşhan o dönem ekonominin döndüğü, canlı tutulduğu bir çarşıydı. Ticaret, özel görüşmeler ve dost meclisinde sohbet edilirdi, burası gelenlerin gecelediği otel gibiydi" dedi.
"Kervanların kalbinin attığı yer"
Bu çarşıda geçmişte de ticaret yapıldığını ve kervansarayın birçok ticaret yolunun birleştiği noktada olduğunu anlatan Almaz, şöyle konuştu:
"Erzurum'un diğer bir özelliği de ipek ve baharat yolları, batıdan doğuya kadar Lidyalıların bulduğu Kral Yolu, kuzeyden güneye inen Kürk Yolu diye dört önemli ticaret merkezi olması. Arabistan'dan Anadolu'ya uzanan Şam Ticaret Yolu'nun da durağı Erzurum idi. Bu yönüyle Erzurum'dan bir günde 160, yıllık ise 50 bin civarında kervan geçtiğini kaynaklardan biliyoruz. Taşhan da kervanların kalbinin yerdir."
Çarşının tarihte birçok farklı amaç için kullanıldığını belirten Almaz, "Burası tarihi dokusu nedeniyle orijinalliğini korumaya çalıştığımız yer. Eskiden hayvan barınaklarının olduğu, insanların yediği içtiği canlı bir yerdi. Biz de çarşının bu halini ve hüviyetini korumak için burayı Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ticarete açtık" dedi.
Almaz, çarşı esnafının kente özgü birçok ürünün satışını yaptığını, Türkiye'nin dört bir yanından misafirin buraya geldiğini aktararak, şunları söyledi:
"Yabancı turistler burayı görünce çok şaşırıyor çünkü ülkelerinde böyle nostaljik yapı ve ürün pek fazla yok. Turistler buraya hayran kalıyor, biz de her kafileyi getirmeye çalışıyoruz."
"Çarşı 5 asırdır hüviyetini değiştirmedi"
Çarşının her yaştan insana hitap ettiğini vurgulayan Almaz, yılın her mevsiminde buraya gelenlerin tarihi bir an yaşadığını dile getirdi.
"Burası 5 asırdır hüviyetini değiştirmedi kısaca esnaf ve sanatkarın buluştuğu bir yer" diyen Almaz, şunları anlattı:
"O günler başka ürünler vardı ama bugün çoğu kente özgü ürünler satılıyor. Sonuçta her ikisi de ekonomiye hizmet ediyor. 5 asırdır hüviyetin değişmemesi burası için ayrı bir özelliktir."
"Ecdadımızın bize bıraktığı en büyük tapulardan"
Esnaflardan Abdülkerim Demirci de, 32 yıldır çarşıda Oltu taşı satışı yaptığını belirterek, böyle bir mekanda çalışmaktan mutluluk duyduğunu söyledi.
Demirci, "Ecdadımız öyle bir eser bırakmış ki 5 asırdır dimdik ayakta. Eskiden bedesten olarak kullanılmış ancak şimdi ürünler değişti. Bunlar Türkiye'nin bir çok yerinde var ve bunların hepsi ecdadımızın bize bıraktığı en büyük tapulardan birisidir" dedi.
Tarihteki ticaretle günümüzdeki ticaretin farklı olduğundan bahseden Demirci, şunları söyledi:
"Bu çarşı aslına uygun olarak insanlara hizmet ediyor. Biz de çarşı esnafı olarak çocuklarımızın nafakasını kazanıyoruz, bunun için de mutluluk duyuyoruz. Ecdadımıza müteşekkiriz ve onları rahmetle anıyoruz. Böyle bir çarşıya sahip olduğumuz için gururlanıyoruz."
Kaynak: AA