İstanbul'da Doğu ve Batı kültürünü bir araya getirme misyonunu da üstelenen Fatih Sultan Mehmet, bir kısmı Bizans'tan kalan, bir kısmını da çeşitli yollarla edindiği Grekçe, Latince, Süryanice ve İtalyanca kitapları, Saray Kütüphanesi'nde topladı.
Homeros'un, 10 yıl süren Troai Savaşı'nın son dönemlerini anlattığı 13. yüzyıla ait Grekçe el yazması İlyada Destanı da bu nadide eserler arasında yer alıyor.
İlyada Destanı'ndaki yazıların yanında, dipnot şeklinde açıklamalar bulunuyor. 260 sayfadan oluşan İlyada Destanı'nın tahta üzerine baskı ile yapılmış geometrik şekilleri içeren kahverengi deri cildi, klasik Yunan cildi özelliğini taşıyor.
Fatih Sultan Mehmet'in, Homeros'un İlyada Destanı'nı rahatlıkla okuyabilecek ve okunanı dinleyebilecek kadar Grekçe'ye hakim olduğu biliniyor.
8 asırlık İlyada Destanı'nın, gelecek kuşaklara da aktarımının sağlanması amacıyla, İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuvarı Müdürlüğü Uzmanı Serda Kantarcıoğlu tarafından 1995-1996 yıllarında konservasyon ve restorasyonu yapıldı.
İlyada Destanı bugün, Topkapı Sarayı El Yazma Kütüphanesi Gayri İslami Eserler Kitaplığı envanterinde muhafaza ediliyor.
"Kitap, Trabzonlu Papaz Gennadios'a ait"
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı, Fatih Sultan Mehmet'in, şehzadeliğinden itibaren kitaba ve bilgiye meraklı olduğunu, bu bakımdan Manisa'da şehzadeliği döneminde bir kütüphane oluşturmaya başladığını anlattı.
Fatih'in, İstanbul'un fethinden sonra bugün İstanbul Üniversitesi'nin olduğu yerdeki eski sarayda bir kütüphane kurduğunu aktaran Küçükaşçı, 1459 yılında Topkapı Sarayı'nın yapılmaya başlandığını, Fatih Sultan Mehmet saraya taşınırken, kütüphanesini de buraya taşıdığını ve geniş bir kütüphane oluşturduğunu söyledi.
Fatih Sultan Mehmet'in, kitaplarının bir kısmının şehzadeliği döneminde elde ettiği, bir kısmının ise fetihten sonra ele geçen kitaplar olduğunu söyleyen Küçükaşçı, "Bu kitaplardan bir tanesi, 13. yüzyıla tarihlenen Trabzonlu Papaz Gennadios'a ait İlyada Destanı. O kitap, Fatih Sultan Mehmet tarafından kütüphanesine kazandırılıyor. Ardından Topkapı Sarayı'nda muhafaza ediliyor ve günümüze ulaşıyor" dedi.
İlyada Destanı'nın 260 yapraktan oluştuğunu belirten Küçükaşçı, kitabın içindeki bazı sayfalarda hangi dönemde yapıldığı belli olmayan şerhlerin yer aldığını aktardı.
"Görselleri, Çanakkale'deki müzede sergilenecek"
Bu yılın "2018 Troai Yılı" olması nedeniyle kitabın görsellerinin, Çanakkale'de kurulacak olan yeni müzede sergileneceğine işaret eden Küçükaşçı, orijinal kitabın ise Topkapı Sarayı'nda binlerce yazma eser gibi muhafaza edilmeye devam edileceğini kaydetti.
Fatih Sultan Mehmet'in sadece Doğu kültürü değil aynı zamanda Batı kültürü ile de ilgilenen, imparatorluk düşüncesi olan bir padişah olduğunu dile getiren Küçükaşçı, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu bakımdan kendisini bir anlamda hem Doğu'nun hem de Batı'nın hükümdarı olarak görmek istiyordu. İlyada Destanı'nı okuyacak kadar Grekçe'ye hakimiyeti olduğu biliniyor. Sadece Topkapı Sarayı'nda Arapça ve Farsça kendi kültürüne ait eserleri toplamıyor, aynı zamanda İtalyanca, Sırpça birçok eserin Topkapı Sarayı'nda toplanmasının öncülüğünü yapıyor.
Başta oğlu 2. Beyazıt olmak üzere bütün Osmanlı padişahları, sarayın bir kitap koleksiyonunun oluşması için katkı sağlıyorlar. Hatta kitaplar, devletin en kıymetli eşyasının kaydolduğu hazineye kaydediliyor. Sultan 3. Ahmet, sarayın çeşitli yerlerinde yer alan aralarında İlyada Destanı'nın da yer aldığı kitapları, bir kütüphanede topluyor. Bu kütüphaneyi, sarayda çalışanların, eğitim görenlerin kullanımına açıyor. Bununla ilgili bir vakfiye düzenletiyor. Vakfiyenin şartı şu, sarayda bulunanlar kitap alabiliyorlar fakat saray dışına çıkarılması vakfiyedeki şarta göre yasak."
"Önemli eserlerin kazandırılmasının öncülüğünü yaptı"
Topkapı Sarayı'ndaki İlyada Destanı'nın araştırmacılar ve meraklıları tarafından bilindiğini dile getiren Küçükaşçı, "Fatih'in kitaplığı diye bir kültür var. Fatih'in okuduğu ve ilgi duyduğu kitaplar biliniyor. Fatih'in önemli özelliklerinden bir tanesi de dönemin alimlerinin, huzurunda tartışma yapmalarına katılmak hatta zaman zaman fikirlerini söylemek. Bundan büyük bir zevk aldığını biliyoruz. Bu bakımdan sadece İlyada Destanı değil, birçok önemli eserin Topkapı Sarayı'na kazandırılmasının öncülüğünü yapmıştır" dedi.
Prof. Dr. Küçükaşçı, Fatih Sultan Mehmet'in hem Anadolu'daki kültürü canlandırmaya hem de onu öğrenmeye çalıştığı gibi Batı kültürünü de öğrenmeye çalıştığını belirterek, Fatih'in İtalyanca bilmesi ve o kültürle ilgili olmasının da çok manidar olduğunu ifade etti.
Kaynak: AA