Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İdris Nebi Uysal, Karamanoğlu Mehmet Bey'in 13 Mayıs 1277'de fermanla Anadolu'da Türkçeyi resmi dil ilan ettiğini anımsattı.
Karamanoğlu Mehmet Bey gibi Kaşgarlı Mahmud'un da Türk dil tarihinde önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Uysal, Kaşgarlı Mahmud tarafından 1074'te yazımı tamamlanan Divanu Lugati't-Türk'ün ilk Türkçe sözlük olma özelliğinin yanında içerdiği 9 bine yakın kelimeyle Türk dil tarihine ışık tuttuğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından 2024'ün "Divanu Lugati't-Türk Yılı" ilan edildiğini hatırlatan Uysal, bunun Türkçenin tanınırlığı açısından önemli olduğunu belirtti.
Uysal, Kaşgarlı Mahmud ve Karamanoğlu Mehmet Bey ile Türkçe'nin bir edebiyat ve kültür dili olmasına öncülük eden halk ozanı Yunus Emre'nin tarih sahnesinde önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
Divanu Lugati't-Türk'ün sadece bir sözlük olarak değerlendirilmemesi gerektiğine işaret eden Uysal, "Bu kitabın çok farklı yönleri var. Kaşgarlı bunu sadece bir sözlük olarak düşünmemiştir. Eserde şiir ve çok sayıda atasözü bir araya getirilmiştir. Aynı zamanda Türkçe'nin gramer kuralları hakkında birtakım bilgiler de içerir. Kaşgarlı bu eseri Araplara Türkçe öğretmek ve Türkçe'nin üstünlük, güzellik ve imkanlarını göstermek düşüncesiyle kaleme almıştır. Eserde yaklaşık 9 bin kelimeyle karşılaşılıyoruz. Bu kelimeler şiirlerle, atasözleriyle örneklendirilerek eser örnekli hale de getirilmiştir. Haritasıyla Türk dünyasının bölgelerini, coğrafyasını gösteren bir eserdir." diye konuştu.
Kaşgarlı Mahmud'un ortaya koyduğu eserle Türk sözlükçülüğünün temelinin attığını belirten Uysal, şöyle devam etti:
"Kaşgarlı ait olduğu medeniyete ve millete değerli bir eser armağan eden, Türkçe hassasiyeti ve farkındalığı çok yüksek bir şahsiyet. Bugün hangi dili öğrenmek isterseniz isteyin iki temel kaynağa ihtiyaç var; sözlük ve gramer. Sözlük bir dilin hazinesi hükmündedir. Kaşgarlı Mahmud o yıllarda bu şuur ve hassasiyetle elini taşın altına koyarak çok zor şartlarda bir sözlük yazdı ve bize emanet etti. Ne kadar gurur duysak, iftihar etsek azdır."
Türkçenin korunması için bu bilinç ve şuura ihtiyaç olduğunu dile getiren Uysal, "Bir milleti meydana getiren unsurların başında dil gelir. 'Dilimiz kimliğimizdir.' diyoruz. Hepimizin ortak paydası, vatanı Türkçedir. Tarihin her döneminde Türkçe, konuşanlarını bir araya getiren temel öğelerdendi. Türkçe bir kimlik meselesidir aynı zamanda. Bu kimliğin korunması ve geleceğe taşınmasında ailelere, öğretmenlere, akademisyenlere ve bu dili konuşan herkese büyük görevler düşüyor." ifadesini kullandı.