Amerika’nın Massachussets eyaletinde 1906 yılında bir radyoda plaktan çalınan Handel’in Largo’su ile Reginald A. Fessenden teorik olarak tarihteki ilk DJ oldu. Sonrasında kayıtları belli bir düzen veya düzensizlik içinde bir araya getirerek farklı bir türün kapısını aralayan DJ’ler şimdilerde dünya müzik listelerine yön veriyorlar. Sahip oldukları ün ve kazançlarıyla internet kuşağı gençlerinin de hayallerini süslüyorlar. Sosyal medya ve video yayın platformları ile yıldızı iyice parlayan bu türe Türkiye’nin kayıtsız kalması düşünülemezdi elbette. Türk DJ’ler dünya piyasasında yerlerini yavaş yavaş almaya başladılar.
Elektronik müzik yapan Türk DJ’ler, türe öncülük eden Amerikalı yapımcılarla birlikte hareket ediyorlar. Özellikle Anadolu ezgilerini harmanladıkları müziklerle dünya listelerinde kendilerine yer açıyorlar. Şarkısıyla 45 farklı ülkede listelere üst sıralardan giriş yapan “Burak Yeter” bu isimlerden biri.
'Tuesday' şarkısının klibi 713 milyon kişi tarafından izlendi
Müzik ile üç yaşında tanışan ve hiç bırakmayan Yeter’in en büyük avantajlarından biri de babasının müzisyen olması. Sağlam bir altyapısı olan ve kariyerine rap müzik grubu ile başlayan Burak Yeter DJ olarak İtalya, Amsterdam, Almanya, Brezilya gibi bir çok ülkeye müziğini duyurmayı başardı. “Tuesday” şarkısının klibi YouTube’da 713 milyon kişi tarafından izlendi.
“DJ okulunda 4 bin öğrenci yetiştirdik”
Yeter, bununla da yetinmedi. Açtığı okul ile bugüne kadar yaklaşık 4 bin DJ yetiştirdi.
“Yetiştirdiğimiz öğrenciler dünyanın çeşitli yerlerinde müzik yapıyorlar şimdi. Ben sahne aldığım her yerde Türk ezgilerini kullanıyorum. Doğu-Batı sentezindeki kültürel zenginliğimizi harmanladığım melodileri bir çok ülkede kitlelere ulaştırdım. Arkamda her zaman Türk kültürünün ve Türk insanının gücünü hissettim. DJ’liğe yeni başlayan ya da başlamak isteyen gençlerin de hayallerinin peşinden koşarken bunu unutmamaları lazım.”
55.000 feette müzik
Yeter’in en önemli projelerinden biri de 55 bin feette müzik yayını. Yakın gelecekte bu yüksekliğe çıkmak üzere planlama yaptıklarını söylüyor Yeter. Bu gerçekleşirse eşsiz bir deneyim yaşatacak.
“Altı ay gibi kısa bir zaman içerisinde yukarıda kapsülde müzik yapmak gibi bir planımız var. Bu konudaki çalışmalarımız sürüyor, eğer gerçekleştirebilirsek alanında ilk olacak. 55 bin feette yapacağımız yayını tüm dünya izleyecek. Müzik hayatımızın her alanında var. Kültür ve Turizm Bakanlığı sayesinde Türkiye’nin çeşitli yerlerinde konser vermeye devam ediyoruz. Youtube platformu üzerinden milyonlara ulaştık. Ayrıca UNESCO tarafından da farkındalık yaratan bir proje ile hem müziği hem de tarihi bütünleştirdim. Bu şekilde ülkemizin doğal güzelliklerini de yurtdışındaki vatandaşlara tanıttım. Yakında sürpriz bir proje yapacağım, daha önce kimse tarafından yapılmadı. Doğu-Batı kültürünü paylaşan bir noktada, Türkiye’nin kozmopolitlik bir bölgesinde yapacağım bu proje çok farklı bir mesaj barındıracak.”
“TRT Müzik hayatımı değiştirdi”
DJ’liğe gönül vermiş ve yurtdışında başarılı işlere imza atmış isimlerden birisi de Hakan Akkuş. I can’t be şarkısıyla uzun süre listelerin zirvesinde yer alan Akkuş’a kariyerinde kimse yardımcı olmamış. O da el yordamıyla ve TRT Müzik ile yoluna devam etmiş.
“Kariyerime DJ olarak başladım. Daha sonra prodüksiyona yöneldikten sonra hayatım oldukça değişti. 2016’nın sonlarında “I can’t be” pek çok ülkede ilgi görerek listelere girmeyi başardı. En az 10 ülkede uzun süre zirvede kaldı. Elektronik müzik için eğitimden geçmek gerekiyor. Bu mesleği öğrenmek isteyenler için Youtube önemli bir kaynak. Ben DJ’liği öğrenmek için Taksim’deki DJ’leri sosyal medyada takip etmeye başladım. Kimse yardımcı olmayınca barmen olarak devam ettim. Daha sonra piyasa müzik yapmaya başladım. O zamanlar her gün “TRT Müzik” kanalını izliyordum, oradaki enstürümanlar ile elektronik müziği harmanladım.“TRT Müzik”ten sonra hayatım değişti. Daha sonra Dubai, Bulgaristan, Katar, Bahreyn, Azerbaycan gibi bir çok ülkede müziğimi dünyaya duyurmayı başardım.”
“Türk müzikleri inanılmaz bir kaynak”
Kariyerine DJ olarak devam eden Hakan Akkuş’un esin kaynaklarından biri de Neşet Ertaş.
“Türkiye’de Selda Bağcan, Neşet Ertaş gibi önemli isimleri dinliyorum. Selda Bağcan ile yakın zamanda şarkı yapmayı planlıyorum. Dinlediğim Türk sanatçıların müziğine, ezgilerine aşina oldukça kendi müziğime de bu sayede bir şeyler katıyorum. Hedefim ise yabancı vokal dışında Türk vokal isimler ile çalışma yapıp bunu yurtdışında listelere sokabilmek.”
“Türk olduğumu duyanlar çok şaşırıyor”
Müziğini dinleyenler Akkuş’un Türk olduğunu duyduklarında şaşkınlık yaşıyorlar. Akkuş bunu gurur verici buluyor.
“Bu konuda çok sayıda mesaj geliyor, ‘shazam’ladıkları zaman ismimi öğrenen bir çok insan olmuş. Bu çok gurur verici. Yetişmekte olan bir çok insan var Türkiye’de ve bir çoğuna destek veriyorum. Ülkemizin tanıtımı için bu tip alanlarda başarılı olmanın çok büyük bir etkisi var. Buna en büyük örnek; Kapadokya. Hem yabancı hem Türk isimlerin Kapadokya, Mardin gibi şehirlerde çektikleri klipler, ülkenin turizmine katkısını ve görünmeyen güzelliklerini gösterebilmek için büyük bir fırsat.”
İlk şarkısı 94 milyon izlendi
Müziğe dört yaşında klavye çalarak başlayan İlkay Sencan başarılı DJ’lerimizden. Elektronik müzik yapan mekanlarda performans sanatçısı olarak gösterilerine başlayan Sencan’ın ilk şarkısı tam 94 milyon tıklanmış.
“Dünyaca ünlü şarkıcı Post Malone’un 1 milyar tıklanan şarkısına remix yaparak günde 1 milyon dinlendim bu sayede hit bir parçaya imzamı attım. Bu kadar duyulmayı beklemiyordum, yaptığım bir müzik ile yurtdışındaki menajerler tarafından talep edildim. Bu şarkıdan sonra sahneye çıkmaya başladım. Kendi performansımı, kendi müziğimi sergileyebildiğim programlara çıktım.”
Dünyaca ünlü bir festival olan “Tomorrowland”de sahne aldı
Tomorrowland gibi büyük festivallerde sahne alan Sencan Türk olduğu için insanlardan güzel reaksiyonlar aldığını anlatıyor
“Yaptığınız bir şarkıyı dinleyen insanlar Türk olduğunuzu duyduğunda Türkiye’ye de sempati geliştiriyorlar. Büyük hayallerimden biri de dünyanın en büyük festivallerinden biri olan Tomorrowland’de sahne almaktı. 2013-2014 yaptığım parçaları Tomorrowland videolarını açıp bir yandan kendi parçalarımı dinleyip sanki oraya çalıyormuş gibi hayal ediyordum. Nihayet gerçekleştirebildim. Tomorrowland, bu işi yapan herkesin sahne almak istediği bir festival ve orada ülkemizi çok güzel temsil ettiğimi düşünüyorum.”
“Türkiye olarak da bu sektörde kendimizi kanıtladık”
Çıkış noktası Amerika olsa da Türk DJ’ler dünya ligine girmeye başladılar. Sencan özellikle son 7-8 yılda Türk sanatçıların kendilerine hatırı sayılır alan açtığı görüşünde.
“Son 7-8 yıla bakıldığı zaman gerçek anlamda Türkiye olarak bu sektörde kendimizi kanıtladık. DJ’liğin günümüzde daha çok yaygınlaşmasının sebebi teknoloji bence. Bu işi yapmak isteyen insanlara teknoloji çok büyük bir kapı açıyor. Bundan sonraki süreç bizim için daha çok başarılı olacak ve birçok gence ışık tutacak. Şuan bu işi yapan 10-12 kişiyse, 10 sene sonra bu sayının da giderek artacağı kanısındayım. Yurtdışında aldığım sahnelerde farklı birçok vatandaşın ilgisini üzerime çekiyorum. Aynı zamanda bu kültürdeki insanların sıcak yaklaşımı ve şarkılarımı bilmesi benim için çok güzel bir duygu.”
“Türk bayrağı her zaman göklerde dalgalanmalı”
Avrupa’ya gittiği zaman birçok ülkenin bayrağının yere çizilmiş olduğunu ama Türk bayrağının her zaman göklerde dalgalandığını ve çıktığı sahnelerde asla yere çizilmemesi gerektiğini, buna izin vermediğini söyleyen Sencan, “Bununla gurur duyuyorum. Her yerde Türk’ün olduğunu hangi ülkede bir programa katılsam bir Türk izleyici mutlaka oluyor. Moskova, İsveç, İsrail, Belçika, Makedonya, Dominik, Almanya, Dubai, Romanya, Vietnam gibi ülkelerde sahne aldım. 3 yıl önce çıkardığım şarkı olan “Do It” TikTok uygulaması ile birçok etkileşim görüyor.” diye konuşuyor.
Hazırladığı eserlerde kendisine bir sınır koymayan Sencan halk müziği, ve arabesk tınılarını da kullanıyor.
“Arabesk, musiki, halk müziği gibi türlerin duygularını; keman, ud gibi birçok enstrümanı eserlerimde kullanıyorum. İlk eserim Rockstar’da etnik ve tamamen Türk kemanı kullandım. Şarkı dünya listelerinde yer aldı O şarkının bu kadar tıklanmasının en büyük nedeni olarak kullandığım enstrümanı görüyorum. Türk birçok sanatçıya aranjelik yapıyorum bu sayede Türk müziğine oldukça aşinayım. Bizim müziğimizi elektronik müzik ile harmanlayıp globale de o şekilde veriyorum. Dolayısı ile bu da yurtdışındaki insanların dikkatini çekiyor. Batı müziklerinde bizim enstrümanlarımız, bizim melodilerimiz yok bu yüzden şarkılarımda çoğunlukla Türk ezgilerini kullanmaya gayret ediyorum. Deneysel işlere yatkın olan insanlar bizim müziğimizi değişik şekillerde yorumluyor. Yurtdışında müzik kampına girdiğimde Batılı insanlarla müzik yaptığım zaman bizim müziklerimizi koyduğumda, bir keman tınısı olduğunda insanlardan çok farklı reaksiyon alıyorum. Bu da beni oldukça mutlu ediyor.”
DJ'ler ve yaptıkları müzik zaman zaman tartışılsa da, bazı çevreler tarafından 'kesip biçme' olarak değerlendirilip sanat olarak kabul edilmese de tüm dünyada kitleleri hareketlendirmeleri ve etkileri yadsınamaz. Üstelik bu platformu kullananların sayıları her geçen gün artıyor ve ortaya koydukları tür gittikçe daha fazla kişiye hitap ediyor.
[GRAFİK: Hafize Yurt ATEŞ]