Cumhuriyet'in ilk öğretmenlerinden, şair, roman ve öykü yazarı... Türk edebiyatının temel taşlarından Ahmet Hamdi Tanpınar, vefat edeli 61 yıl oldu.
Tanpınar, Şehzadebaşı'nda başlayan ömrüne Sinop, Siirt, Kerkük ve Antalya'da devam etti.
İstanbul ise onun için hep özel oldu. Huzur'u Narmanlı Han'da yazdı. 24 Ocak 1962'de hayata gözlerini Gümüşsuyu'nda yumdu. Yahya Kemal Beyatlı'nın yanı başına, Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi.
Ahmet Hamdi Tanpınar romanlarında dünü ve bugünü, doğu ile batıyı, mutluluk ve hüznü bir arada işledi.
Zıtlıklar hiçbir zaman bir bütün oluşturamazdı. Çağdaşlarının aksine o, geçmişi reddetmedi.
"Tanpınar okuru hep tutkulu oluyor"
Tanpınar'ın edebiyatının çok yüklü bir edebiyat olduğunu söyleyen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Handan İnci, sözlerine şöyle devam etti:
"Hakikaten hazır, profesyonel bir okura hitap eden bir yazardır. Tanpınar okudukça, onun anlattığı konulara dikkatiniz açıldıkça, birden bire çok zengin bir dünyaya giriyorsunuz. Ve Tanpınar okuru hep tutkulu okur oluyor."
Tanpınar, Doğu'nun kültürünü kıymetli bulurdu ancak modern dünyaya da hakimdi.
Mahur Beste, Huzur ve Sahnenin Dışındakiler'de yazarın ayrıntıları gizli
Ahmet Hamdi Tanpınar nehir romanlarına gizlediği detaylarla okuyucuya iz sürdürdü.
Prof. Dr. Handan İnci, Tanpınar'ın romanlarındaki ayrıntıları şöyle anlattı:
"Huzur'da Mümtaz'ı ve Nuran'ı siz genç yaşlarında bir aşk yaşarken görürsünüz ama Sahnenin Dışındakiler'de onlar küçük çoçuklardır. Mahur Beste'de ise onların büyük annelerini, büyük babalarını görürüz. Mesela Huzur'daki İhsan'ı Sahnenin Dışındakiler'de başka bir boyutta görürsünüz. Bunları yakalamak büyük bir okuma zevki verir insana."
Kamera: Volkan Yazıcı
Kamera-Dron: Hakan Demir