Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen, Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu festivalin kapanış töreni, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun konuşmalarıyla başladı.
Gaziantep'te düzenlenmesi planlanan ancak yeni tip koronavirüs (COVID-19) nedeniyle ertelenen, dünyanın en geniş kapsamlı tematik film festivalinde "En İyi Uzun Metraj Film" ödülüne, yönetmenliğini Waad Al- Kateab ve Edward Watts'ın üstlendiği "Sama İçin" filmi layık görüldü.
En İyi Film Ödülü "Sama İçin"in
Jüri başkanlığını üstlenen yönetmen Nuri Bilge Ceylan, bu yıl ilki gerçekleşen Göç Filmleri Festivali'nde en iyi film ödülünün oy birliğiyle “Sama İçin”e verildiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Temasıyla bu çağın belki de en büyük trajedilerinden birine sahip çıkma düşüncesiyle yola çıkan Uluslararası Göç Filmleri Festivali’nin En İyi Film Ödülü, bir belgesel filme gitti. Suriye’de olan bitenler konusundaki tüm yargılarımızı yerle bir edecek, mülteci sorununa karşı bakış açımızı tümüyle değiştirebilecek güçte, insanı allak bullak eden, bir yandan da bir yığın, altından kalkılmaz soruyla baş başa bırakan bir film bu. Eldeki sarsıcı malzemeyi bir anlatıya dönüştürmeyi ustalıkla başaran kurgusu olan ve her sahnesiyle insan doğası hakkında ezber bozan ayrıntılar barındıran bir film."
Filmin yönetmenlerinden Waad Al-Kateab, ödül dolayısıyla çok sevindiğini dile getirerek, "Bir buçuk yıl Türkiye’de yaşadım. Ben de o mültecilerden biriydim. Şimdi ise İngiltere’de mülteciyim. Türkiye’de yaşayanların, Sama İçin’i izlemelerinin ve mültecilerin neden mülteci olduklarını, ne zorluklarla karşılaştıklarını, sadece ülkelerinde kalabilmek için ne kadar mücadele ettiklerini, genel olarak neler yaşadıklarını öğrenmelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Filmime itibar ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum." değerlendirmesini yaptı.
İlham Verici Senaryo ödülü, "Oğlum Gibi" filminin oldu
Festivalin jüri üyelerinden Çinli oyuncu ve yönetmen Joan Chen, Costanza Quatriglio'nun "Oğlum Gibi" filmi, "İlham Verici Senaryo" dalında birinci olduğunu açıklayarak, ödül gerekçesine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Seçkin ve incelikli senaryoları, hepimizi hem zihnen hem de bedenen ana karakterlerin geçmişiyle hesaplaştığı bambaşka ve tehlike altındaki diyarlara götürüyor. Filmde söylenmeyen şeyler, söylenenler kadar güçlü bir etki yaratıyor ve filmi izledikten sonra uzun bir müddet daha akıllarda yankılanıyor, varlığını koruyor. "
Yönetmen Costanza Quatriglio, ödül dolayısıyla festivale ve jüriye teşekkür ederek, "Böyle bir ödüle layık görüldüğümüz için büyük onur duyduk ve çok, çok, çok mutlu olduk. Bu ödülü sevgili dostlarıma, Hazara dostlarıma, hikayenin bir parçası olan Mohammad Jan Azad'a, Basir Ahang'a, annesine ve filmi çekerken tanışma şansı elde ettiğim tüm annelere ithaf ediyorum. Çünkü tüm çocukları kendi çocuğummuş gibi görüyorum. Öyle düşünüyorum. Teşekkürler." ifadelerini kullandı.
UNICEF ödülü "Kıyının Çocukları"na verildi
UNICEF Uluslararası Kısa Film Ödülü'nü açıklayan UNICEF İyi Niyet Elçisi, oyuncu Tuba Büyüküstün, "Kıyının Çocukları" filminin ödüle layık görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Çok iyi bir kısa film seçkisi ile karşı karşıyaydık. Çok duygulandık, yetkin filmler vardı seçkide, filmerin hepsini keyif alarak izledik. Şimdi Unicef Uluslararası Kısa Film Yarışması ödülünü açıklıyorum. İyi bir senaryoya etkileyici bir anlatım dili eşlik ediyor. Mülteci bir çocuğun dramını bize iki farklı kültürün buluşması üzerinden anlatıyor."
Filmin yönetmeni Amelia Nanni ise ödülü kazanmanın kendisini derinden etkilediğini söyleyerek, "Çok önemli bir armağan. Hayatta bazen yaptığımız işlere devam edebilmek için, doğru zamanda uzanan bir yardım eline ihtiyaç duyabiliriz. Bu ödül de bir sonraki filmimi yapmak için bana büyük cesaret vermiş oldu." dedi.
Aynı Gemi Yarışması'nı Zeynep Köprülü'nün Orada filmi kazandı
Aynı Gemi Yarışması'nın jüri üyelerinden, İranlı yönetmen Farnoosh Samadi, ödülü kazanan filmi ve gerekçelerini şu sözlerle açıkladı:
"Bu etkileyici filmde, bir kadının tekil hikayesi, göçmenlerin maruz kaldığı kötü muamele ve dışlanmaya bir örnek olarak kullanılmaktadır. Bürokrasi insanlığın, katı kurallar da dayanışmanın üstünde tutulmaktadır. Ana karakterin ölmekte olan babasına veda etme isteğiyle oyuncu arkadaşlarına karşı sorumluluğunu dengede tutmak için gösterdiği çabanın yönetmen tarafından yansıtılma şekli bizi çok etkiledi. Hikayenin çok katmanlı oluşu, sinematografisi ve oyunculuklar bizi ikna etti. Bu nedenle 'Aynı Gemi En İyi Film' ödülünü Zeynep Köprülü’nün yönettiği 'Orada' adlı filme veriyoruz."
Filmin yönetmeni Zeynep Köprülü ise dünya genelinde yaşanan zor koşullara rağmen, filmi seyirciyle buluşturduğu için Uluslararası Göç Filmleri Festivali'ne teşekkür ederek, "Bu ödül, bizi çok mutlu etti ve onurlandırdı. Bu vesileyle tüm jüri üyelerine, ekip arkadaşlarımıza ve oyuncularımıza teşekkür etmek isterim. Göçle ilgili farkındalık yaratan bu seçkide yer almak bizim için oldukça değerliydi." diye konuştu.
Festivalde ayrıca Arash T. Riahi'nin yönettiği "Oskar & Lilli" filmi mansiyona layık görüldü.
"En İyi Uzun Metraj Film" ödülünü kazanan yapıma 15 bin euro verilirken, "En İyi Kısa Metraj Film" ve "İlham Verici Senaryo" ödülünü alan yapımlar 5 bin euro para ödülünün sahibi oldu. "Aynı Gemi" adıyla düzenlenen kısa metraj film yarışmasının kazananına da bin euro verilecek.
Kapanış töreni için Göbeklitepe ile İngiltere'deki Stonehenge Anıtı görsellerinin dijital olarak harmanlanmasıyla sanal bir sahne oluşturuldu.
Konuşmaların ardından piyanoda usta müzisyen Musa Göçmen, bağlamada Portekizli sanatçı Ruben Moniro ve Yemen Türküsü'nü seslendirdi.
Yerli ve yabancı yüzlerce sinemacı, basın mensubu, sivil toplum kuruluşlarından katılımcılar ve akademisyenleri ağırlayan festivalde, 30 ülkeden 45 film izleyiciyle buluştu.
Göçlerin tarih boyu tüm milletlerin yaşadığı ortak bir hikaye olduğuna vurgu yapması ve bu konuda farkındalık oluşturması hedeflenen Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nin Onursal Başkanlığı'nı Suriye asıllı Süryani bir göçmen olan Oscarlı oyuncu F. Murray Abraham üstlendi.
"Uzun Metraj Yarışma"nın jürisi için Nuri Bilge Ceylan'ın başkanlığında, Danny Glover, Emir Hadzihafizbegovic, Joan Chen, Lone Scherfig, Sandy Powell ve Seyyid Şahap Hüseyni bir araya geldi.
Festival boyunca canlı yayınlarla masterclass etkinlikleri, uzman isimlerle atölyeler, sinema profesyonelleri ve sektörel konuklarla, paneller düzenlendi.
Festival kapsamındaki "Göçün İzleri" ve "Göç Duygusu" sergileri ise www.migrationff.com sitesinde iki hafta daha ücretsiz olarak görülebilecek.
Soylu: Göçün umutla başladığını ve gittiği yere de umut götürdüğünü anlatmaya çalıştık
Bakan Soylu, festivalde yaptığı konuşmada, Uluslararası Göç Filmleri Festivali gibi güzel bir fikrin güzel bir etkinliğe dönüştüğü sıra dışı bir süreci yaşamanın mutlululuğunu paylaştı.
Küresel bir salgının tam da insanlığın moralini bozduğu bir dönemde, gücünü umuttan alan bir yolculuğun, göçün film festivalini yapmanın, çok özel ve anlamlı olduğunu dile getiren Soylu, şunları söyledi:
"Suriye kaynaklı göçün başladığı 2011 yılından beri anlatamadığımız, daha doğrusu anlatıp hissettiremediğimiz pek çok duyguyu, bu sayede anlatabilmiş ve hissettirebilmiş olduğumuzu ümit ediyorum. Göçün korkulacak bir şey olmadığını, göçün sırt çeviremeyeceğimiz dramları ve trajedileri olduğunu, medeniyetimizin her noktasında göçten izler olduğunu, göçün umutla başladığını ve gittiği yere de umut götürdüğünü anlatmaya çalıştık."
"Bu festivalin mesajı 'göçten korkma' olmalıdır"
Süleyman Soylu, bu festivalin, uzun metraj, kısa film ve belgesel kategorilerinde toplam 45 filmin bir araya getirildiği, ustalık sınıflarının, atölyelerin, söyleşilerin, sanal sergilerin ve birçok ilklerin bir araya geldiği sıradan bir sinema etkinliği olmadığını vurguladı.
Bu etkinliğin bir mesajı, hatırda kalacak bir cümlesi olması gerektiğini ifade eden Soylu, şöyle devam etti:
"İşte bana sorarsanız, bu festivalin mesajı 'göçten korkma' olmalıdır. Binlerce yıldır var olan göçün bugün bir sorun olarak algılanmasının sebebi, göçe karşı birtakım gereksiz ön yargılar ve o anlamsız korkulardır. Bu filmlerin de göçün kendisinin de anlatmak istediği, bu korkuların yersiz olduğudur."
Bakan Soylu, konuşmasının sonunda 21. yüzyılın en önemli meselesine sanatın ve sinemanın gücüyle merhametten yana taraf olan herkese teşekkür etti.