Derin kültürel izler taşıyan sayısız kıymetli eser, kimi zaman savaşların yıkıcı gücüyle kimi zaman toplumsal kargaşalar ya da kaynak eksikliği sebebiyle yeterince korunamadan kayboluyor. İnsanlığın hafızasını oluşturan eşsiz eserleri gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla 1992 yılında UNESCO’nun “Dünya Belleği Programı” hayata geçirildi. Bu program sayesinde dünyanın dört bir yanındaki paha biçilemez miras yalnızca güvence altına alınmakla kalmıyor; aynı zamanda bu eserlere erişim imkanı sağlanarak toplumda bilinç ve farkındalık oluşturulması hedefleniyor.
Programın kamusal yüzü olan Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü, üye devletlerin en değerli belgesel miraslarını kayıt altına alıyor. Bu kütüğe kaydedilen eserler, insanlığın ortak hafızasını temsil ederek hem korunuyor hem de tanıtılıyor. Türkiye de 2024 yılı itibarıyla bu kütükte yer alan 10 eserle insanlık mirasına katkıda bulunuyor.
Boğazköy’deki (antik Hattuşaş) çivi yazılı kil tabletler arşivi, Hitit uygarlığının günümüze ulaşan tek belgeli hazinesi. Bu arşivde Hititlerin sosyal, siyasi, ticari, askeri, dini, hukuki ve sanatsal yaşamlarına ışık tutan 25 bine yakın tablet bulunuyor. Koleksiyonun en değerli parçaları arasında tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş de bulunuyor. İşte bu denli öneme sahip olan “Boğazköy Hitit Tabletleri” 2001’de Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü’ne alındı.
Matematik, tıp ve astronomi Osmanlı İmparatorluğu’nda bilimin yapı taşlarını oluşturuyordu. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Kütüphanesi’nde bu bilimlerin izlerini taşıyan benzersiz bir koleksiyon saklanıyor. Belki de dünyada astronomi, astroloji ve matematik alanlarında el yazmalarını aynı çatı altında bir araya getiren tek koleksiyon olan bu hazine, 581 ciltte toplanan 1339 eserden oluşuyor. Nadir ve eşsiz el yazmalarıyla, dünya çapında el yazması koleksiyonları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olan “Boğaziçi Üniversitesi Gözlem ve Deprem Araştırma Enstitüsü Kandilli Rasathanesi El Yazmaları” 2001’de Dünya Belleği Uluslararası Kütüğü’ne kaydedilerek insanlığın ortak mirasına katıldı.
İbn-i Sina yalnızca olağanüstü bir hekim ve bilim insanı değil, aynı zamanda önemli bir filozoftu. Öyle ki yaklaşık 240 tanesi günümüze ulaşan toplam 450 eseriyle insanlığa eşsiz bir miras bıraktı. İstanbul’daki Süleymaniye El Yazması Kütüphanesi, İbn-i Sina’nın günümüze kadar ulaşan tüm el yazması eserlerinin kopyalarını barındıran benzersiz bir koleksiyon. Bu kıymetli miras 2003 yılında Dünya Belleği Kütüğü’nde yerini aldı.
İslam edebiyatının en uzun ve en kapsamlı seyahatnamesi Evliya Çelebi’ye ait. Evliya Çelebi bu eşsiz eserinde Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasının detaylı bir tasvirini sunarak geniş bir kültürel tablo sunuyor. Yalnızca coğrafya, topoğrafya, yönetim yapısı, kent kurumları, sosyal ve ekonomik sistemler gibi alanlarla sınırlı kalmayıp, din ve folklor gibi konularda da derinlemesine bilgiler içeren Evliya Çelebi Seyahatnamesi 2013 yılında Dünya Belleği Kütüğü’ne alındı.
Kültepe’de keşfedilen 23 bin 500 tabletten oluşan Eski Asur Tüccar Arşivleri, dünya tarihinin önemli yazılı miraslarından biri… Yaklaşık 4 bin yıl önce bölgeye yerleşen Asurlu tüccarlar, ticaretlerinin yanı sıra aile ilişkilerini ve yerel halkla kurdukları sosyal ve ticari bağları da bu arşivlerde ayrıntılı biçimde kaydetmiş. Bu kayıtlar sayesinde, antik dünyanın sosyal ve ticari yapısına dair ayrıntılı bilgilere ulaşılıyor. Kültepe Tabletleri 2015’de Dünya Belleği Kütüğü’ne kaydedildi.
Divanu Lugati’t-Türk el yazması, sadece Türkiye’de yaşayanlar için değil Özbekler, Uygurlar ve Orta Asya'nın diğer Türk ve İran halkları için de eşsiz bir kültürel hazine… Türklerin 11’nci yüzyılda İslam dünyasında önemli askeri ve siyasi güç haline geldiği dönemde kaleme alınan bu eser, Türk dili ve etnografyasına dair en zengin kaynaklardan biri. Aynı zamanda o dönemdeki Türk halklarının coğrafi dağılımını gösteren bir dünya haritası içerdiği için, İslam medeniyetinin önemli yazılı miraslarından biri olarak kabul ediliyor. Divanu Lugati’t-Türk, 2017’de Dünya Belleği Kütüğü’ne dahil oldu.
1513 tarihli Piri Reis Dünya Haritası, 1929 yılında Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde keşfedildi. O günden bu yana hem batı hem de doğu kaynaklarına dayanan benzersiz özellikleriyle kütüphanenin paha biçilmez hazinelerinden biri haline geldi. Harita uzak ve keşfedilmemiş bölgelerin kıyılarını ve adalarını olağanüstü bir doğrulukla tasvir etmesiyle dikkat çekiyor. Piri Reis’in Haritası, 2017’de Dünya Belleği Kütüğü’ne kaydedilerek, insanlık tarihinin ortak kültürel mirası olarak koruma altına alındı.
Tarih, coğrafya ve kaynakça alanlarındaki derin bilgisiyle tanınan Katip Çelebi, döneminin önde gelen Türk bilim insanı ve aydınıdır. Kaleme aldığı Keşfü’z-Zunun ise İslam araştırmaları üzerine uzmanlaşan dünya çapındaki akademisyenlerin hala başvurdukları en önemli eserlerden biri olarak kabul ediliyor. Katip Çelebi’nin bir diğer önemli eseri ise Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk sistematik coğrafya kitabı Cihannüma... Öyle ki Katip Çelebi bu eserinde yalnızca Osmanlı topraklarıyla ilgili değil, dünya üzerindeki diğer ülkeler ve kültürler hakkında da kapsamlı bilgiler sundu. Katip Çelebi Koleksiyonu 2023’den bu yana Dünya Belleği Kütüğü’nde.
Büyük tasavvufçu ve mistik şair Mevlana Celaleddin-i Rumi, 13’üncü yüzyılda yaşadı. Hayata bakışı ve şiirleriyle tüm dünyada derin izler bıraktı. Mevlana’nın eserleri Doğu halklarının tarihi ve kültürünü incelemek isteyenler için büyük önem taşıyor. Mevlana Külliyatı, 2023 yılında Dünya Belleği Kütüğü’ne kaydedildi.
Sultan II. Abdülhamid’in hükümdarlığı sırasında, 1876-1909 yılları arasında oluşturulan Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu 47 ülke ve coğrafyadan 922 albüm ve 37 bin 178 fotoğraftan meydana geliyor. Koleksiyon Osmanlı saray mimarisi, hanedan üyeleri, şehir manzaraları, tarihi olaylar, kültürel ve sosyal yaşam gibi geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Yıldız Sarayı Fotoğraf Koleksiyonu 2023’te Dünya Belleği Kütüğü’ne dahil oldu.