Muğla Milas Uzunyuva'da 2010'da yapılan çalışmalarla gün yüzüne çıkarılan Kral Hekatomnos'a ait anıt mezarın bulunduğu Uzunyuva Anıt Mezarı Arkeopark Alanı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın çabaları ile yeni yüzüne kavuşuyor.
Bölge açık hava müzesine dönüştürülecek
Kamulaştırmaları tamamlanan tarihi yapılar restore ediliyor ve kazı çalışmalarıyla toprak altındaki eserler ortaya çıkarılıyor.
Çalışmalarla bölgenin açık hava müzesine dönüştürülmesi hedefleniyor. Ziyaretçilerin müzede hem eserleri görüp hem de uygulamalı gezmesi planlanıyor.
Karia Kralı Hekatomnos'a ait mezar odası ve alandaki çalışmalar ise Milas Müze Müdürlüğü başkanlığında, Kültür Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü'nün tayin ettiği bilim kurulu danışmanlığında sürdürülüyor.
Defineciler zarar verdi
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Öğretim Üyesi Uzunyuva Kazı Bilim Heyeti Üyesi Prof. Dr. Adnan Diler, bölge, şehrin merkezinde olmasına rağmen yaklaşık 3 yıl süren bir soygun yaşandığını vurgulayarak, definecilerin mezar içindeki altın varaklı resimler ve lahit boyalarına zarar verdiklerini söyledi.
İki metre kalınlığındaki mermer duvarların parça parça delinerek blok halinde yerlerinden çıkarılıp geçiş yeri olarak kullanıldığını belirten Diler, 2010 yılından bu yana bölgede önemli ve zahmetli çalışmalar yürütüldüğünü anlattı.
Mezar alanı Mausoleum'un öncüsü
Kaçak kazı sonrası ve ilerleyen yıllarda devam eden çalışmalarda mezar alanının Mausoleum'un bir öncüsü olduğu fikrinin somutlaştığını vurgulayan Adnan Diler, "Kültür ve Turizm Bakanlığı soygunun ardından hemen harekete geçerek bilim kurulu oluşturup alanın kendi kimliğine yönelik çalışmaları hızlandırmış hem de kazılarla alanın daha geniş ve algılanabilir şekle dönüşmesini sağlamıştır" dedi.
Bakanlığın oluşturduğu bilim ve koruma ekibinin kazı, duvar resimleri, anıt mezar alanında çalışma yürüttüğüne dikkat çeken Adnan Diler, kaçak kazı sırasında en büyük tahribatın ise duvar resimlerinde olduğunu söyledi.
"Hekatamnos ve Mausoleum eski bir gömü alanı üzerine inşa edilmiş"
Anıtın, mimarisiyle Halikarnassos Mausoleum'una büyük ölçüde benzediğini vurgulayan Adnan Diler, şu bilgileri verdi:
"Mausoleum'da 2 bin 400 yıllık Hekatamnos mezarı da kentin merkezindedir. Her iki başkentteki mezar anıtı da aynı mimar tarafından planlanmıştır. Bu mimar Piteos'tur. Buluntular sonucu buranın Hekatomnos'a ait mezar olduğu, günümüze ulaşan izlerden de yarım kaldığı anlaşılmaktadır.
Duvar resimlerinde işlenen konular mezar sahibi Hekatomnos'a aittir. Hem Hekatamnos hem Mausoleum eski bir gömü alanı üzerine inşa edilmiştir. Her ikisi de kullanıldığı süreçte ve daha sonrasında bir kutsal alan olarak saygı görmüştür. Anadolu inanç geleneğini yansıtmaktadır. Buraların kutsal alan ve halkın toplanma yeri olduğu anlaşılmaktadır."
"Uzunyuva UNESCO'nun Dünya Mirası Listesini çoktan haketmiştir"
2010 yılından bu yana geçen süreçte çok yönlü ve zahmetli çalışmalar yapıldığını, alanda bir müzenin oluşturulması için çaba gösterildiğini belirten Adnan Diler, mezar odasına girmenin imkansız olması nedeniyle bu alanda teras duvarın önünde yeraltı müzesi ve eserlerin sergilenmesi için alan oluşturulacağını ifade etti.
Hekatamnos'un dünyanın yedi harikasından biri olan Mausoleum'un öncüsü olduğunun ortaya çıkarılmasının, buranın UNESCO'nun Dünya Mirası Listesine girmesinde çok etkili olduğuna söyleyen Diler, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün Milas'ta ki Uzunyuva anıtının büyük teras duvarı ile bile bunu görebiliyoruz. Giriş kapısı tamamen korunmuş ve podyumu görebiliyoruz. Kaçakçıların elinden son anda korunan lahit çok önemli bir konuma sahiptir. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde son 100 yılın en büyük keşfi olan Uzunyuva, bana göre de tüm bilim insanlarına göre de UNESCO'nun Dünya Mirası Listesini çoktan haketmiştir."
"2010'da dünya arkeoloji tarihi deprem yaşadı"
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Uzunyuva Bilim Heyeti Üyesi Prof. Dr. Cengiz Işık ise 2010 yılında dünya arkeoloji tarihinin bir deprem yaşadığını söyledi.
Kaçak kazılar sonunda varlığı anlaşılan 2 bin 400 yıllık Hekatamnos mezar anıtı ve diğer bulguların ilk günden itibaren kendini ortaya koyduğunu belirten Cengiz Işık, anıtın antik çağın dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul gören Bodrum Halikarnassos'taki Mausoleum'un bir ön örneği yapı olduğunu ifade etti.
Kaçakçılar çok rahat çalışmış
Prof. Dr. Cengiz Işık, kaçakçıların bölgede çok rahat bir çalışma yürüterek eserlere zarar verdiğini söyledi.
"Öyle rahat çalışmışlar ki yürüme tabanın 11 metre aşağısındaki mezar odasında, arkada başka mezar odaları var mı düşüncesiyle bütün duvarları karot çıkartarak delik deşik etmişler. Mezar odasında hiçbir örneği olmayan 4 yüzü yüksek kabartmalarla yapılmış mezar sahibine yönelik ve onun ailesine yönelik sahneler içeren lahit uğradığı saldırıda paramparça olmuştu."
Alanın ziyaretçilere açılması için çalıştıklarını belirten Işık, "Mezar odasının birebir ölçekte aynısı inşa edilerek, ziyaretçiler orada kabul edilecek. İnsanlar mezar odasına giriyormuş hissine kapılsınlar istiyoruz. Lahdin ve duvar resimlerinin kopyaları orada yapılacak. Kabul görmüş böyle bir proje var. Şimdi o projenin uygulama aşamasına geçiliyor. Alanda yürütülen kazılarda kültür zincirinin halkalarını takip etmeye çalışılıyor." dedi.
"Türk ve dünya arkeolojisi açısından büyük öneme sahip"
Prof. Işık, Uzunyuva'nın Türk ve dünya arkeoloji tarihi açısından büyük öneme sahip olduğunu anlattı.
"Burada elde edilen bilgiler ve bulgular alanın zamanında dünyanın yedi harikasından biri olan Mozalyim'a örnek teşkil eden bir yapı olması nedeniyle tek başına UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi içerisinde olmasını gerektiriyor. Kesinlikle bu alanı önümüzdeki dönemde UNESCO'nun kalıcı listesinde de göreceğiz."
Işık, Uzunyuva'nın UNESCO Kalıcı Listesinde yerini almasıyla yerli ve yabancı ziyaretçilerin de ilk tercihleri arasında yerini alacağını söyledi.
Kaynak: AA