Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle Van Kalesi'nin kuzeyindeki höyükte yürütülen çalışmalar, Urartu ve Osmanlı dönemleri başta olmak üzere 7 bin yıllık tarihe ışık tutuyor.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında, 50 kişilik ekiple yürütülen kazı çalışmaları bu yıl da devam ediyor.
Höyük alanında yürütülen kazılar sırasında ortaya çıkarılan mimari yapıların, bu yıl Urartu döneminde inşa edilen kerpiçlerin benzeriyle tamamlanarak eski ihtişamına kavuşturulması planlanıyor.
"Urartu döneminin en büyük kenti"
Urartuların en büyük yerleşim yerlerinden biri olan höyüğün, çalışmaların tamamlanmasının ardından turizme kazandırılması hedefleniyor.
Doç. Dr. Konyar, Van Kalesi'nin kuzeyindeki alanda on yıldır yürüttükleri kazı çalışmasına bu yıl, 10 üniversitede görevli arkeolog ve bilim adamlarından oluşan 50 kişilik ekiple başladıklarını söyledi.
Höyükte kentin 7 bin yıllık geçmişine dair kalıntıları ortaya çıkarmaya çalıştıklarını belirten Konyar, "Burada çok geniş bir Urartu yerleşmesi var. Yaklaşık 40-50 bin insanın yaşadığı Urartu döneminden kalan büyük bir metropol. Urartu döneminin en büyük kenti" dedi.
"Orijinal Urartu duvarları gibi restore ediyoruz"
Höyükte kerpiç bedenli bir Urartu mahallesi ortaya çıkardıklarını anlatan Konyar, ekipteki mimar ve restoratörlerle Urartu kerpiçlerinin analizlerini yaparak ürettikleri yeni kerpiçlerle, bu duvarları tamamladıklarını söyledi.
Urartu duvarlarını orijinali gibi restore ettiklerini belirten Konyar, şöyle konuştu:
"Burası turistik bir bölge. Bilimsel açıdan verilerimizi aldıktan sonra buraya bir görünürlük de kazandırmamız gerekiyor. İkinci bir çalışmayla alanı fileleyip sıva uygulamasıyla ayakta tutacağız. Bir diğer uygulama da ahşap çerçeve sistemi. Duvarın niteliğine göre farklı metotlar uyguluyoruz. Çalışmalar 10 bin metrekarelik alanda yapılıyor. Bu yıl bu alanın neredeyse yarısını pasif korumayla oldukça görünür hale getireceğiz. Buraya gelen ziyaretçiler, 2 bin 700 yıl önce nasıl bir mimari dokunun olduğunu görecekler. Bu anlamda Urartuların yaşam modelini aslında bir şekilde algılamış olacaklar. Yaklaşık 7-8 evden oluşan 20-30 odalık bir bölüm. Bunlar aristokratların, tüccarların yaşadığı alanlar. Çünkü içerisinde kil tabletler, mühürler çıkıyor. Dolayısıyla bu bölgenin geleneksel mimarisini de bir anlamda göstereceğiz."
Kaynak: AA