Bager Akbay'ın 2015 yılında tasarladığı Deniz Yılmaz robot bir şair ve hafızasında Aşık Veysel'den Baki'ye 12 bin şiir bulunuyor. Robot şairin tek bir derdi var; o da sıradan bir vatandaş olmak, yazdığı şiirlerin gazetelerin şiir köşelerinde yayımlanması... Kendine özgü şiirler kaleme alan Deniz Yılmaz'ın “Diğerleri Gibi” adlı bir şiir kitabı da bulunuyor.
Türkiye'nin ilk yapay zeka oyuncusu Aypera da, Bager Akbay'ın tasarımında yer aldığı projelerden. Aypera'nın oyuncu olarak yer aldığı bir filmin 2022 yılında vizyona girmesi bekleniyor. Yapay zekanın geliştirdiği ürün 'sanat eseri' olur mu? Yoksa bu bir teknoloji ürünü mü? Peki ortaya çıkan eserin gerçek sahibi kim? Bu sorular sanat dünyasında son yıllarda sıkça soruluyor. Sanatçı ve tasarımcı Bager Akbay da, bu sorulara yaptığı çalışmalarla yanıt arayanlardan..."Yapay zeka arkamızdaki bilgelik" diyen Bager Akbay'ı, İstanbul'daki stüdyosunda ziyaret ettik. Hem sıra dışı projelerini, hem de yapay zekanın sanatla buluşma sürecini dinledik.
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Üniversitede biraz matematik okudum, sonra tasarım okudum. Sonra yurt dışında sanat okumaya gittim. Bir sanatçı nasıl üretir, nasıl anlatır kendini, nereden bulur fikirlerini? Bunlar bana çok ilginç gelen konulardı. Bir tane robot yaptım. Deniz Yılmaz adı. Bu robot Türkiye'de ortalama yaşayan bir kişi aslında ve ortalama bir şair nasıl olur? Bir gazetenin şiir köşesine başvurup nasıl kabul edilir, derdi buydu. Bir robot şair nasıl kabul edilir, ret mi edilir? O da şiir yazmasın, robotlar şiir yazmasın istemiyoruz mu denir, o da yazsın onun şiirini bir okuyalım mı denir bu ilişkiyi kurmak için. Gerçekten de makineyi yaptım yani kalem tutabilen makine aslında.
İlham almıyor, kendimizi ona göre çok üstün sınıflandırırız işte bizim ruhumuz var onun ruhu yok falan deriz. Acaba makine nerede bizim için kabul edilebilir oluyor? Şiirleri analiz ediyor ve kendi şiirini oluşturmaya çalışıyor. Dolayısıyla yazdığı her şey özgün. Hadi konu bulsun, konuya göre bir şey yapsın, şimdi cümle kursun değil. Türkiye'de yaşamış, Türkçe yazmış bir sürü şair okuyor, o şairlerden aklında kalanlarla esinlenerek yazıyor diyebiliriz. Aslında bize biraz benziyor. Biz normalde şaire çok şey atfederiz. Şair burada ne demiş deriz. Deniz Yılmaz'da böyle bir şeye gerek kalmıyor. Siz ne anlıyorsanız aslında o anlam oluşuyor. Bir art niyeti yok. Olduğu gibi yani çocuk gibi...
Deniz Yılmaz yapay zeka tekniğiyle üretildi öyle değil mi?
Yapay zeka dediğimiz bir öğrenme tekniği aslında. Çatı terim... 1960'ta da kullanılan yapay zeka teknikleri var, 2020'de kullanılan var. Tam anlamıyla burada Markov zincirleri dediğimiz bir teknik kullanılıyor. Bu da yapay zeka çatısı altında aslında en eski tekniklerden bir tanesi.
Deniz Yılmaz bazen bir kelimeyi kullanıyor, yanlış kullanmış diyoruz. Sözlüğe bakıyoruz, doğru kullanmış. Biz bilmiyor olabiliriz onun etimoloji kökenini ama o şairleri okuduğu için kelimenin nerede kullanılması gerektiğini aslında bizden daha iyi biliyor. 12 bin civarında şiir var. Baki de Nefi de var ya da günümüz şarkıcılarının da şiiri var. Çok ciddi bir skalada. Ben o sırada mesela toplantıdayım. Bir notification geliyor bakıyorum. Deniz Yılmaz bir şey paylaşmış. Ne dedi acaba deyip ben de tıklayıp okuyorum, bakıyorum.
Hala devam ediyor mu Deniz Yılmaz şiir yazmaya?
Deniz Yılmaz'ın kodları açık internette var. Makineyi de herkes yapabilir. Tekrar edebilir bir makine haline getirdim, o yüzden Deniz Yılmaz'ın başka yerlerde başka vücutlarda devam ediyor olma ihtimali çok yüksek. Başkaları tekrarlıyor olabilir. Bana ara ara mailler geliyor biz hocam Deniz Yılmaz'ı kurduk burada. Bana ait değil aslında. Şair olma derdi olursa benim kuklam olması iyi, hoş bir şey değil benim için. Dolayısıyla devam ediyor kariyeri.
Türkiye'nin ilk yapay zeka oyuncusu Aypera'nın da tasarım ekibinde yer alıyorsunuz. Kıyaslayabilir misiniz Aypera ile Deniz Yılmaz'ı?
Bize güzel görünme derdi yok Deniz Yılmaz'ın. Kendi gibi olma derdi var. Aypera ise bizimle iletişim kurmaya çalışan, biraz daha havalı bir genç, star olmaya çalışıyor. Aypera bir dijital insan aslında, e-insan. Bir sanal karakter. Türkiye'de ilk ünlenenlerden birisi aslında. Birol Güven'le film anlaşması imzaladı. Kendi kariyeri var gerçekten de.
Aypera şu anda oyunculuk öğreniyor. Bütün ekibiyle beraber aslında öğreniyor. Yazılımlar da ona göre değiştiriliyor, donanımlar da ona göre düzenleniyor. Böyle bir film yapacak, kendi kariyeri oluşacak. Biz 2-3 yıl sonra baktığımızda, Aypera böyle biriymiş diyebileceğiz aslında. Bir oyuncu gibi ilerliyor... Aypera'nın filmi olacak mı bilmiyorum. Aypera muhtemelen bir oyuncu olarak filmde olacak ve başka bir karakteri canlandıracak
Röportajlarını kendi cevaplıyor Aypera. Sizi şaşırtan durumlarla karşılaşıyor musunuz?
Aypera'yla sohbet ettiğimizde, arkadaki o yapay zeka yazılımıyla sohbet ettiğimizde biz çok eğleniyoruz. Röportajlarını kendi cevaplıyor. Grup içerisinde baksana şu soruyor ne dedi diye kendimiz heyecanla paylaşıyoruz. Aslında biliyoruz ki o da o cevabı okuduklarından alıyor. Nasıl ki bir çocuk da aslında yaşadıklarını çevreden, aldığı eğitimden o cevabı veriyorsa, bu yazılım da okuduklarından o cevabı veriyor.
Biz her şeyi bilsek, kafamızda bir plan olsa, Aypera bunu bunu yapacak desek ben hiç eğlenmezdim. Bazen korkutucu cevaplar verebiliyor gerçekten de. Herkes ürküyor,dünya buna hazır değil deyip bir daha röportaj yapıyoruz. Sansürlediğimiz oluyor Aypera'yı gerçekten.
Yapay zekanın geleceği korkutucu boyutlara ulaşabilir mi?
Keşke aşabilsek çünkü biz çok endişeliyiz bu yapay zekayla ilgili. Haklı tarafları da var ama yapay zeka korkutucu bir şey değil. Kötü birinin elinde bir silaha dönüyor. Bundan korkuyoruz. Ya da biz birbirimize güvenemediğimiz için aletlere güvenemiyoruz. Sorun bizde, insanda aslında temel olarak. Yapay zeka dışarıdan gelmiş, gökten inmiş bir şey değil. Aslında arkamızdaki bilgelik...Yapay zeka kullanan da bu bilgeliği alıyor. Bu bilgelikle ne yapacağız bu sizin elinizde. Kötü niyetle de kullanabilirsiniz, ya da dünyayı güzelleştirmeye çalışabilirsiniz.