28 Şubat temalı ‘Böyle Daha Güzelsin’ sergisiyle dikkat çeken sanatçı Melek Zeynep Bulut, aynı zamanda bir mimar. Sanatın hemen hemen her olaydan doğabileceğini söyleyen Bulut, 10 yılı aşkın süredir insan haklarına ilişkin meselelerle ilgili eserler üretiyor.
Melek Zeynep Bulut, İstanbul’da İl Göç İdaresi binasının bahçesine yerleştirdiği toplama malzemelerden oluşan kuşlarla da, Türkiye’de bir devlet binasında bulunan ilk enstelasyonu hayata geçirdi.
Göç ve insan haklarına ilişkin sorunlar, toplumumuzda olduğu gibi bütün dünyada var ve olmaya devam edecek. Bulut, üzerinde çalıştığı bu sorunları belki çözemeyecekse de en azından anlamak, anlatmak ve gözlemlerini en iyi bildiği yolla; sanat aracılığıyla insanlara aktarmak istediğini söylüyor.
Üretken olursak yaralarımızı güce dönüştürebiliriz
Yaranın aslında varoluşta negatif bir deneyim olarak algılanmadığını söyleyen Bulut, yaklaşımını şöyle anlatıyor:
"Kendimizi aşağı çekmek yerine, buna negatif bakmak yerine bunun dönüştürücü gücünden faydalanmak ve bunu üretime dökmek…"
Bulut, yaraların kalıcı veya geçici olmadığının, dönüşümsel bir deneyim olduğununun da altını çiziyor.
Zeynep Bulut, toplumsal meseleleri sanat ve tasarım çerçevesinden ele alırken, çözümden ziyade ortadaki sorunu farklı bir yolla ifade etmeyi aradıklarını söylüyor. Bu yaklaşımla yaşadığımız birçok problemi tanımlayabileceğimizi ve bunları üretim sahasına dönüştürebileceğimize anlatıyor…
“Uzaktan baktığınızda şiirsel görünen kuş sürüsüne yaklaştığınızda kaotik tarafı deneyimlersiniz.”
İstanbul Göç İdaresi binasındaki Murmuration (inilti) adlı enstelasyon çalışmasında, buraya giriş yapan bir kuş sürüsü tasarlayan Zeynep Bulut, eserin oluşumunu şu sözlerle anlatıyor:
“Nerede yara içeren bir konu varsa oraya doluşan ve orayı iyileştiren sürüler bağlamı. Bu projeyi yapmadan evvel burada çok uzun süre gözlem yaptım. İnsanlarla özellikle mültecilerle röportajlar yaptım ve kendime anahtar kelimeler bulmaya çalıştım. O süreçteki gözlemlerimle de bu proje gelişti.”
Göç İdaresi binasındaki enstelasyon çalışmasına buraya yolu düşen insanlardan çoğunlukla duygusal bir reaksiyon aldığını söyleyen Bulut, “Sanatsal açıdan da bina yerleştirmesi yorumuyla bu duyguyu bir araya getirdiğimiz bir alan yoktu. Burada böyle bir alanı deneyimlemeye açtığımızı düşünüyorum” diyor.
Melek Zeynep Bulut sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Dünya artık dönüşüyor. Pandemi sürecinde hepimiz anladık bunu. Dünya başka bir yere gidiyor, bunu deneyimledik. Daha farklı versiyonlarını da deneyimleyeceğimizi düşünüyorum ve sanatın, tasarımın bu anlamda bize yardımcı olacağını düşünüyorum. Bu konular aslında çok bilimseldir ve dönüştürücü gücü vardır. Geçicilik kalıcılık esası olarak değil de, insanlığın temel problemlerinde dönüştürücü unsurlar olarak yorumlayabileceğimizi düşünüyoruz.”
Haber: Zeynep Hazal Bayraktaroğlu
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu