Kültürel zenginliğiyle hayranlık yaratan Diyarbakır, konuklarını ilk olarak Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) Dünya Miras Listesi'nde bulunan görkemli surlarıyla karşılıyor.
Diyarbakır'da 82 burçtan oluşan ve 2 bin yıllık geçmişiyle bozulmadan bugüne kadar gelebilen surlar, turistlerin ilgisini çekiyor.
Sur ilçesinde milattan sonra 639 yılında Roma tapınağına kurulduğu düşünülen bir kilisenin üzerine inşa edilen Diyarbakır Ulu Cami, İslamın 5. Harem-i Şerif'i olarak görülmesi gereken en önemli değerler arasında yer alıyor.
Tarihi Hasanpaşa Hanı, Diyarbakır Evi veya Sülüklü Han, kentin yetiştirdiği ünlü kişiliklerden Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğup büyüdüğü müze ev, Diyarbakırlı fikir adamı Ziya Gökalp'in doğduğu müze ev, Anadolu'nun ilk üniversitelerinden olan Mesudiye Medresesi ile Ahmet Arif Edebiyat Müzesi, Zinciriye Medresesi, Cemil Bey, İskender Paşa ve Süleyman Nazif konakları, tarih ve edebiyat tutkunlarının uğrak yerleri arasında.
Her adımında tarih
Onlarca sahabeye ev sahipliği yapmasıyla eşsiz konuma sahip Hazreti Süleyman Camii çevresinde bulunan İçkale, cami ve sahabe türbelerini ziyarete gelenleri, daha ferah ve çarpık yapılardan arındırılmış bir peyzaj alanıyla karşılıyor.
Kente 3 kilometre uzaklıkta yer alan 800 yıllık tarihi Erdebil Köşkü'nü gezenler, Ongözlü Köprü ve altından akan Dicle Nehri, karşısında Kırklar Dağı ve bütün ihtişamıyla tarihi Diyarbakır Surları'nı izleyerek günün yorgunluğu atabilir, bir yandan da yöreye özgü yemekleri tadabilir.
Kentin güneyindeki Dicle Vadisi'nin hakim bir noktasında bulunan Atatürk Köşkü de "Diyarbakır" denilince ilk akla gelen mekanlar arasında.
İlçeler tarih kokuyor
Lice ilçesindeki Asur Krallığı'na ait çivi yazılı kitabelerle kabartmaların bulunduğu, sarkıt ve dikitleriyle dikkat çeken Bırkleyn Mağaraları da görülmeye değer tarihi yerler arasında bulunuyor.
Ergani ilçesindeki Anadolu'nun en eski mağara yerleşimlerinden biri olan Hilar Mağaraları ve Çayönü Tepesi sadece bölge tarihine değil, dünya uygarlık tarihine de ışık tutmasıyla ilgi çekici değerlerden.
"Peygamberler ve evliyalar diyarı" olarak anılan Eğil ilçesi ise, konuklar için mükemmel bir seçenek.
Yöresel lezzetler bir arada
Dicle Barajı Gölü'ne bakan yamaca kurulan ilçe, göle hakim tepede bulunan Hazreti Zülkif, Hazreti Elyesa, Nebi Harun ve Nebi Ömer türbelerinin bulunduğu Ziyaret Tepesi ile inanç turizminin gözde mekanları arasında yer alıyor.
Kadim kenti ziyaret edenler, kaburga dolması, ciğer kebabı, meftune, içli köfte, etli ve ekşili dolma gibi çok sayıda yöresel lezzeti tatma imkanı buluyor.
Ziyaretçiler, geleneksel el sanatlarından bakır, ipek puşi, altın ve gümüşten özel tasarımlı takılar, baharat, Karacadağ pirinci, özel yöntemlerle yapılan örgülü peynir ve vazgeçilmez lezzet "Diyarbakır kadayıfı" gibi yöreye özgü ürünleri yakınlarına ve sevdiklerine hediye olarak götürmek için tercih edebilir.
Hoşgörü kenti Mardin
Taşın ve hoşgörünün kenti Mardin, camileri, tarihi medreseleri, kiliseleri, manastırları ve kendine özgü mimarisiyle ziyaretçilerine yarıyıl tatilinde de eşsiz bir atmosfer suamaya hazır.
Ezan ve çan sesinin birbirine karıştığı, farklı kültürlerin hoşgörüyle, kardeşçe yaşadığı Mardin, tarihi dokusuyla Türkiye'de sayılı kentler arasında yer alıyor.
Mardin'i yarıyıl tatilinde tercih edecek konuklar, butik otellere dönüştürülen tarihi konakların yanı sıra şık oteller, pansiyon haline getirilen otantik Mardin evleri ile ilçelerde bulunan otellerde konaklayabilir.
Kent merkezindeki Mardin Müzesi, kentte ilk görülmesi gereken yerler arasında.
Sarp kayalar üzerinde yer alan Mardin Kalesi'nden kenti izlemek, gün doğumu ve gün batımında bir başka güzel.
Tarihe tanıklık eden manastırlar
Gece, kente özgü taş mimarisi örneğini yansıtan Erdoba Konakları veya Cercis Murat Konağı'nda Reyhani müziği eşliğinde zengin yöre mutfağının lezzetleri tadılabilir.
Sembusek, içli köfte, kibe bumbar (mumbar), dolma, kaburga ve etli ekmek, erik yahnisi ve peynir helvası, bu lezzetlerden sadece birkaçı.
Mardin'in hareketli ve renkli çarşısında vakit geçirirken, egzotik baharatlar, badem şekeri, telkari gümüş, el işi bakır objeler, fırınlarda kurutulmuş ekmek ve yöreye özgü organik üretilen sabun satın alınabilir.
Deyrulzaferan ve kuzeyinde kayalara oyulmuş Meryem Ana Kilisesi, görülmesi gereken mekanlar arasında. Mor Yakup Manastırı ve Mor Gabriel Manastırı da dünyada üçüncü büyük manastır olarak tarihin tanıklığını yapıyor.
Dara Harabeleri ziyaretçilerini bekliyor
Kent merkezine 30 kilometre uzaklıkta bulunan Dara Harabeleri de görülmesi gereken tarihi mekanlar arasında bulunuyor.
Dara köyünün altında kalan antik kentte, milattan sonra 5. yüzyıla ait kaya mezarları yer alıyor. Antik kaynaklarda "Mezopotamya'nın Efes'i" olarak tanınan Dara Antik Kenti, İpek Yolu üzerindeki önemli bir yerleşim yeri.
Mardin Turizm ve Otelciler Derneği Başkanı Özgür Azad Güngör, bütün otel ve konaklarda hazırlıkların tamamlandığını, kentin her dönem olduğu gibi yarıyıl tatilinde de tercih edilen illerin başında yer aldığını söyledi.
Kaynak: AA