Türkiye, sınırının büyük bir kısmını terörden temizledi. Fırat Kalkanı Harekatı, bu toprağa dökülen ilk can suyu oldu. Sınırın yanı başında yuvalanan terör örgütleri hem bölge halkına zulmediyor, demografik yapıyı değiştirmeye çalışıyor hem de Türkiye tarafına sızma girişimlerinde bulunarak terör saldırıları düzenliyordu.
Esed zulmünden kaçan binlerce aile, bu defa terör örgütleri arasında sıkışıp kalmıştı. Göçler hızlanıyordu. Türkiye bu zorunlu kaçışa kucak açan ülkeydi. Bir adım mesafede yaşanan katliama ve drama göz yummadı. 2016'da başlayan operasyon 29 Mart 2017'de başarıyla tamamlandı. Yaklaşık 5 bin kilometrelik alan terör örgütü DEAŞ ve PKK'dan kurtarıldı.
2018'de başlayan Zeytin Dalı Harekatı'nı 2019'da Fırat'ın doğusunda başlayan Barış Pınarı Harekatı takip etti.
FATMA'NIN LUNAPARKI
Fatma Yusuf 8 yaşında, 3 kardeşi var. Fatma, çocukluğuna geç kavuşmuş binlerce Suriyeliden sadece biri. Birkaç yıl önce Azez’de değil sokağa çıkmak, nefes almak bile imkansızdı.
“Ümit ederdim ki benim bir okulum olsun. Boyama kalemlerim olsun her çocuğun olduğu gibi. Allah’a şükür şimdi oyuncakları da açtılar, okulları açtılar. Yollarda kalmayalım diye bizim için her şeyi açtılar ve şimdi çocukluğumuzu daha iyi yaşamak istiyoruz. Türk kardeşlerimiz bizim için her şeyi yaptı. Parklarımızı, hastaneleri, evlerimizi, her şeyi yaptılar. Allah Erdoğan amcayı korusun ve başımızdan eksik etmesin.”
Fatma okulundayken Azez’de gün akıyor. Kalabalık caddeler, korkmadan dolaşan insanlar... Bir şehri şehir yapan tüm sesler duyuluyor. Fatma, gönlünce gezebilsin diye şehrin gerçek sahipleri asayişi sağlıyor.
"Babam beni ilk defa parka getirdiğinde 7 yaşındaydım"
Kimi çocuklar için kolay ulaşılabilir olduğunu düşündüğü oyuncaklar, onun kahkahalar atmasına yetiyor.
"Babam beni ilk defa parka getirdiğinde 7 yaşındaydım. Türk kardeşlerimiz buradaydı. Türk bayrağını açmışlardı. Ben ve kardeşlerim gelip rahatça parkta oynadık ve eğlendik. Gelecekte öğretmen olmak istiyorum. Çocuklara okuma yazma öğretmek istiyorum ve geleceklerinin daha iyi olmasını sağlamak istiyorum. Allah’ım sen bizi bir daha bizi çocukluğumuzdan mahrum etme."
Bir çocuk ne ister? Renkli bir şehir, yaşıtlarıyla gülmek, oynamaktan yorulmak, babasına çikolata istediğinde seslenmek. Bu topraklarda yaşayan çocukların kaybettikleri en önemli şey çocuklukları.
Fatma, parkta saatler geçirse de ayrılırken gözü hep oyuncaklarda. Büyüyüp güzel bireyler yetiştiren bir öğretmen olsa da geç bulduğu bu renkleri hep çok sevecek.
AFRİN MÜZİĞİNE KAVUŞTU
Türkiye, 28 Ocak 2018'de Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattı. 18 Mart'ta, Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünde Afrin ilçe merkezi kontrol altına alındı. Bütün halk terör örgütüne direndi. Onlardan biri de Şadi Hıdır'dı.
Terör örgütün bağlamasından, mesleğinden ettiği Hıdır, aradan geçen yılların ardından bağlamasını yeniden eline aldı. Şadi Hıdır, hayatında nelerin değiştiğini TRT Haber'e anlattı.
Bağlamasını eline almadığı günü yaşamadı sayıyor
Zeytin Dalı Harekatı'nın başarıyla sonuçlanması sonrası Afrin'de hayatın devam ettiğine dair tüm sesler yeniden duyuluyor.
Şadi Hıdır’ın Zeytin Dalı Harekatı sonrası yeni hayatının 975'inci günü. Günleri sayıyor çünkü dükkanını açamadığı, bağlamasını eline alamadığı her günü yaşamadı sayıyor.
Raperin adındaki 40 kişilik müzik grubu, terör örgütü PKK/YPG'nin şehri işgaliyle dağıldı.
"Sizden izin talep etmiyoruz"
Teröristler bir Nevruz günü Şadi'nin sazını kırdı, direndikleri için arkadaşlarını öldürdü. Nevruz'un 2011 yılında yasaklandığını anlatan Hıdır, şunları söyledi:
"Bırakmadılar Nevruz’u kutlayalım. Bize dediler 'Sizin gelip bizden izin belgesi almanız gerekiyor ancak öyle Nevruz’u kutlayabilirsiniz'. Biz de onlara dedik, 'Siz neye göre bize izin veriyorsunuz? Resmi bir kurum değilsiniz. Sizi kim görevlendirdi? Biz sizden izin almak zorunda değiliz' dedik. 'Siz halkın üzerine silahı kaldırıp geldiniz ve Nevruz'u yasaklıyorsunuz? Sizden izin talep etmiyoruz…"
Bir gün sınırların ötesinden belirdi ışık…
O günden beri gün saydı Şadi Hıdır. Yeniden huzurunu, müziğini bulacağı günü bekledi. Bir gün sınırların ötesinden belirdi ışık, Zeytin ağaçları uykusundan uyandı. Hıdır, yeniden bağlamasına sıkıca sarıldı.
Geriye dönüp baktığında grubunda kimse kalmasa da O geleneği kızlarıyla sürdürüyor. Aroj ve Alin ile Afrin'e türküler yazıyor. Müziğe hasret, evine gelen hiçbir genci geri çevirmiyor.
"Kiminin evladı döndü yuvasına, benim de müziğim döndü"
Afrin PKK/YPG'den kurtarıldıktan sonra, kimi çocuğuna kimi çocuğu gibi sevdiği sazına kavuştu.
Eskiden çocuklarını saklayan bölge halkı, şimdi saklamak zorunda kalmıyor. Hıdır, "Biz istiyoruz ki müzikten başka şeylerle uğraşmasınlar, hayatlarını yaşasınlar. O günden sonra kiminin evladı döndü yuvasına, benim de müziğim döndü" dedi.
Afrin’de gün batarken, Suriye’nin başka bir kenti yeni günü bekliyor.
BARIŞIN BEBEĞİ PINAR
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK), Suriye Milli Ordusu'yla birlikte Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerine karşı gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekatı ile 4 bin kilometrekarelik alan terörden arındırıldı.
Bölgenin teröristlerden kurtarılmasıyla Pınar bebek gibi birçok çocuğa yeni hayatın kapıları aralandı.
Türk askeri annesini hastaneye yetiştirdi, Pınar bebek topraklarında mücadele devam ederken hayata gözlerini açtı.
Peki, Pınar bebek şimdi ne yapıyor? Barışın bebeği Pınar, bölgenin bulanık geleceğine ışık yakan umudun simgesi oldu.
"Minnetimi kızımın adını Pınar koyarak göstermek istedim"
Anne Zıheyye Halil'in doğum sancıları başlayınca baba Ali Halil, çaresizce yardım aradı. Halil'in seslerini Türk askeri duydu. Baba Ali Halil, o anları şöyle anlattı:
"Bir doktor bulduk. Burada hastanelerin hepsi kapalıydı. Eşimin durumu çok zordu. Doktor acil ameliyata alınması gerek dedi. Ya Rakka şehrine ya da kamışlıya gitmem gerekiyordu. İkisine de gidemezdim, örgüt var. Türk askeri buradaydı, derdimi anlattım. Askeri araçları ile bizi Türkiye’ye götürdüler. Allah'a şükür kızım sağlıkla doğdu. Harekatın olduğu vakit doğunca minnetimi kızımın adını Pınar koyarak göstermek istedim."
Bir yıl sonra aynı evden yine sesler yükseliyor. Pınar bu sefer annesi onu gezdirsin diye ağlıyor.
Anne babalar, örgüt korkusuyla sokağa çıkaramadıkları günlere inat çocuklarıyla vakit geçiriyor, istedikleri her yere gidip, ihtiyaç duydukları her şeyi bulabiliyorlar.
Pınar bebek annesinin kucağında bir gün daha büyüyor. Suriye'nin başka bir kenti güneşin doğmasını bekliyor.
Harekat sonrası 2 bine yakın bebek doğdu
Harekat sonrası Tel Abyad ve Rasulayn'da 2 bine yakın bebek doğdu. Teröristlerin yakıp yıktığı onlarca hastane onarıldı, 409 okulda 40 bin öğrenci eğitim hayatına döndü. Sokaklar hareketlendi, esnaf kepenk açtı.
Tel Abyad, Barış Pınar'ı harekatı ile nefes alan son şehir oldu.
Haber: Damla Erikan
Kamera: Altan Ayhan